• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Yıl 1978... Fetullah Gülen'in vaaz kasetini dinleyip "Kim bu dangalak" diyen bakın kim çıktı

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Yıl 1978... Fetullah Gülen'in vaaz kasetini dinleyip "Kim bu dangalak" diyen bakın kim çıktı

Akşam gazetesi yazarı Hüseyin Besli, FETÖ elebaşının ölümüyle yaşadığı hissiyatı dile getirdi. Besli, FETÖ'nün Türkiye'de büyük tahribata yol açtığını belirtti.

Akşam gazetesi yazarı Hüseyin Besli, FETÖ'nün Türkiye'de oluşturduğu etkileri anlattı. Besli, geçmişte yaşadığı bazı olaylarla bu örgüte dair olumsuz görüşlerini güçlendirdiğini ifade etti. Hüseyin Besli, FETÖ’nün arkasında bıraktığı zararların giderilmesinin zor olacağını vurguladığı yazısında şunları kaydetti:

"Gülen ölmüş... dendiğinde hissiyatımı anlatması bağlamında elan çocukları en yakın komşum olan rahmetli Halil Kantarcı'yı anarak 'Allahu ekber' demek ne saadet.

1978 yılıydı hafızam beni yanıltmıyorsa, Sümerbank Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası'nda Eğitim Şefi olarak çalışıyordum.

MC hükümetinin ortağı olarak Necmettin Erbakan 'Sanayileşme Hamlesi'ni başlatmıştı. Bizim fabrikamıza da Anadolu'nun üç yerinde kundura fabrikası kurma görevi verilmiş ve bunlardan bir tanesi de Kars-Sarıkamış'tı. (Bu fabrika kuruldu, bildiğim kadarıyla bir müddet çalıştı da...)

Görev yerine getirilecekti getirilmesine de bir sorun vardı.

Diyelim ki fabrika kuruldu, bu fabrikada çalışacak yetişmiş, nitelikli işçi ve ustaları nereden bulacaktık? Bunun için fabrika yönetimince bir karar alındı ve dendi ki; fabrikanın fiili kurulumunun yapılacağı süre içinde orada çalışacak elemanlar yetiştirmeliyiz. Bölgeden ortaokul veya lise mezunu çocuklar/gençler bulup, onları Beykoz'a getirip, fabrikanın içinde zaten var olan çıraklık okulunda hem teorik hem de pratik olarak eğitelim... Eğitim şefi olarak da bu görev bana tevdi edildi.

Bu amaçla bir akşamüstü Kars'a vardığımda kaotik ve harabe bir şehirle karşılaştığımı hiç unutmadım. O gün şehirde büyük bir sağ-sol kavgası çıkmış, camlar kırılmış, çerçeveler indirilmiş, yer yer elektrikler kesikti... Kars kalesindeki bayrağın indirilip, yerine orak-çekiçli bayrak çekildi iddiası neden olmuştu bu çatışmaya. Böyle bir yerde kalmaya cesaret edemeyerek daha önce yapıldığını duyduğum şehrin dışındaki çimento fabrikasına gittim. Beni anlayışla karşılayıp o gece misafir ettiler. Yattığım odada, bir sehpanın üzerinde, fişe takılı, içinde makarası hazır Grundig marka bir teyp duruyordu. Merak işte, her şey hazırken tuşa bastım. Belli ki bir vaaz kasetiydi, bir müddet dinledim, yatmadan...

Sabahleyin beni misafir edenlerle kahvaltı yaparken, gecen nasıl geçti sorularına cevap verirken, hamlık işte; orada bir teyp vardı, gayriihtiyari dinledim, birisi saçma sapan konuşuyordu, kim o dangalak! Deyiverdim. Masadaki havadan ve bakışlardan büyük bir pot kırdığımın farkına vardım ama iş işten geçmişti...

Sonradan öğreniyorum ki; benim dangalak dediğim kişi Fethullah Gülen'miş...

Ak Parti iktidarının ilk yıllarıydı, henüz yeni milletvekili seçilmiştik. Çocuklarım da Ak Parti Üsküdar İlçesi Gençlik Kolu müteşebbis heyetinde yer almıştı.

Orada, oğlum Faruk ile diğer müteşebbislerden bir kızımız (sonradan gelinim oldu) arasında duygusal bir yaklaşım olmuş, bu durum dillendirilmiş, aileler henüz tanışmışlardı. O sıralar kızımız Bank Asya'da çalışmaktaydı. Bir gün müdürü çağırıyor ve Hüseyin Besli'yi tanıyor musun?.. diye soruyor.

Sonra da; biz prensip olarak siyasilerin yakınlarıyla çalışamıyoruz... deyip iş akdini sonlandırıyor...

Demem o ki; benim onları sevmediğimden daha çok onlar beni hiçbir zaman sevmediler, Allah'a şükür.

Bu vesileyle,

Hani, Anadolu Selçuklu devrinde; Baba İlyas Horasani isyan etmişti de; kendisine ve müritlerine ok, mızrak ve kılıç işlemediğine inanıldığı için Anadolu'yu kasıp kavuruyordu ya... Dönemin sultanı 2.Gıyasettin Keyhüsrev Hıristiyanlardan bir birlik oluşturmuş ve onların saldırısıyla efsane çökertilmişti...

Tıpkı onun gibi; beklenen fonksiyonları yerine getiremediğine göre FETÖ elebaşı demek ki mehdi değilmiş... Büyük yalancı gitti gitmesine de geride kalan müridan ne olacak? Mehdi gaybubete çekildi deyip hâlâ bağlılıklarını sürdürecekler mi?

Tamam da... 15 Temmuz sonrası İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Selami Altınok olaydan bir müddet sonra, bir sohbet esnasında demişti ki; malum bir iki aydır Vatan Emniyet'ten hiç çıkmadım. Çıktığım ilk gün bir nevi şükür namazı için Fatih Camii'ne gittim. Selam verdiğimde zihnime ok gibi bir düşünce saplandı; ya sağımdaki ve solumdaki adamlardan birisi de Fethullahçı ise... Geçen zaman içinde bu tahribatı giderebildik mi acaba?.."

 

 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Turan

acaba? Sorunuz bırakın tahribatı gidermeyi gereken temizlik gereğince yapılabildi mi? sorusunu hala canlı tutuyor! Akıl, mantık ve kanun maddeleri ile açıklayamadığımız her dava, olay veya sonuçta fetö izi arayınız!

Ömer

Şahıslar yanılabilir , yanıltılabilir ama devlet yanılmamalı , onca istihbaratı şusu busu var hiç mi anlamadılar yıllarca . Büyük hatalar yapıldı neyse olan oldu ibret almalıyız . Şu Süleymancılara karşı ne yapılıyor nasıl bir tedbir alınıyor . Derhal tüm mal varlıklarına el konulmalı , Faaliyetlerine son verilmeli .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23