Uzman isimden önemli açıklama! Son günlerde uykunuz kaçıyorsa sebebi bu olabilir
Mevsim geçişleriyle birlikte artan uykusuzluğun ardında, vücudun biyolojik saatini etkileyen değişimler olabileceği belirtiliyor.
Son günlerde gece uykuya dalmakta zorlanan, sabahları yorgun uyananların sayısı dikkat çekici biçimde arttı. İstinye Üniversitesi Liv Hospital Bahçeşehir Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Belma Doğan Güngen, bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık ve ışık değişimlerinin vücudun biyolojik ritmini etkilediğini söyledi.
"Biyolojik ritim bozulabilir"
Mevsim geçişlerinde sıcaklık farkları, rüzgâr ve nem değişikliklerinin vücutta fiziksel stres oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Güngen, üst solunum yolu enfeksiyonlarının da bu dönemlerde arttığını, bunun da uyku düzenini olumsuz etkilediğini ifade etti.
"Hormonlar ışık-karanlık döngüsündeki değişimden etkileniyor”
Vücudun biyolojik saati olan sirkadiyen ritmin ışığa en duyarlı sistemlerden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güngen, "Melatonin ve kortizol gibi uyku ve stresi düzenleyen hormonlar ışık-karanlık döngüsünden doğrudan etkilenir. Mevsim geçişlerinde ışık yoğunluğu değiştiğinde uyku-uyanıklık sinyalleri de bozulabilir" dedi.
"Uykusuzluk günlük performansı düşürüyor"
Uyku sırasında metabolik atıkların temizlendiğini, beyin sağlığı, hafıza, öğrenme, hormonal denge ve doku onarımının bu sayede sağlandığını belirten Prof. Dr. Güngen, "Kaliteli uyku olmazsa bağışıklık düşer. Yorgunluk, halsizlik, odaklanma güçlüğü ve ruh halinde dalgalanmalar daha sık görülür" şeklinde konuştu.
Mevsim değişikliğinde nelere dikkat edilmeli?
Prof. Dr. Güngen, dikkat edilmesi gereken bazı belirtilerle ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Uykuya dalmada güçlük, sürekli yorgunluk, halsizlik, dikkat ve konsantrasyon sorunları, ruh halinde belirgin değişiklikler, enfeksiyonlara yatkınlık."
Uyku düzeni nasıl sağlanmalı?
Prof. Dr. Güngen, uyku hijyeninin önemine dikkat çekerek şu önerilerde bulundu:
"Her gün aynı saatte yatıp kalkın. Saat 17.00'den sonra kahve, çay, çikolata gibi uyarıcıları tüketmeyin. Yatmadan önce ışık ve gürültüyü azaltın. Elektronik cihazları yatak odasından uzaklaştırın. Ağır yemek, alkol ve sigaradan kaçının. Gündüz uykularını sınırlayın. Düzenli hafif-orta egzersiz yapın (yatmaya yakın olmamalı). Gevşeme teknikleri ve meditasyon uygulayın."
Kafeinin uyarıcı etkisinin özellikle akşam saatlerinde uykuya geçişi zorlaştırdığını belirten Prof. Dr. Güngen, "Alkol, sigara ve ağır yemekler de uyku kalitesini düşürebilir. Elektronik cihazlardan yayılan mavi ışık melatonin üretimini baskıladığı için yatmadan en az 1 saat önce kullanımı bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Kronik hastalığı olanlar dikkat!
Kronik hastalığı veya düzenli ilaç kullanımı olan kişilerde uyku düzeninin daha kritik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güngen, "Bu bireyler mutlaka 7-9 saat uyumalı ve özellikle melatonin salgısının en yoğun olduğu 00.00-03.00 saatlerini uykuda geçirmelidir" dedi.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Prof. Dr. Belma Doğan Güngen, hangi durumlarda bir uzmana başvurulması gerektiğini şöyle sıraladı:
"Uykusuzluk günlük yaşamı, iş ya da okul performansını etkiliyorsa, şikâyet birkaç günle sınırlı kalmayıp devam ediyorsa, uyku hijyenine dikkat edilmesine rağmen düzelme olmuyorsa."
