Tunus’ta Demokrasi Nöbeti açlık grevine dönüştü! Zindanlarda direniş sesleri
Tunus’ta siyasi tutuklamalar ve ağır hapis cezalarıyla sarsılan muhalefet, baskılara karşı "bedenini açlığa yatırarak" yanıt veriyor. Ulusal Kurtuluş Cephesi öncülüğünde başlatılan toplu açlık grevi, ülkede yargı bağımsızlığı tartışmalarını geri dönülmez bir noktaya taşıdı.
Tunus’ta "devlet güvenliğine komplo" suçlamasıyla hapse atılan onlarca siyasetçi ve aktivist için dışarıda büyük bir dayanışma dalgası başladı. Muhalif Ulusal Kurtuluş Cephesi, yürütme kurulu üyeleri ve destekçileriyle birlikte Pazartesi günü itibarıyla toplu açlık grevine geçtiğini duyurdu. Yapılan ortak açıklamada, cezaevlerinin birer "mücadele alanına" dönüştüğü vurgulandı.
32 Avukat ve Eski Baro Başkanları da Devrede
Direniş sadece siyasi isimlerle sınırlı kalmadı. Aralarında eski baro başkanları Abdürrezzak el-Kilani ve Şevki Tabib’in de bulunduğu 32 hukukçu, "adil olmayan yargılamalara" karşı cübbelerini giyerek greve katıldı. Hukukçular, yargının siyasi bir silah olarak kullanılmasını reddettiklerini ilan etti.
45 Yıla Varan "Komplo" Cezaları
Krizin fitilini ateşleyen süreç, Şubat 2023’te başlayan gözaltı dalgasının ardından geçtiğimiz ay verilen ağır cezalar oldu:
Şok Cezalar: İstinaf mahkemesi, aralarında eski bakanlar ve parti liderlerinin bulunduğu isimlere 5 yıldan 45 yıla kadar değişen hapis cezaları yağdırdı.
Kritik İsimler: Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib Şabbi ve eski Cumhurbaşkanlığı Divanı Başkanı Rıza Belhac gibi isimler bu ağır mahkumiyetlerin hedefi oldu.
Tetikleyici İsim: Eski İnsan Hakları Bakanı Ayyaşi Hemami’nin tutuklanması, muhalefeti "sembolik ve eş zamanlı" bir eylem planında birleştirdi.
Yargı Bağımsız mı, Siyasi mi?
Tunus hükümeti, tüm bu süreçlerin tamamen "adli" olduğunu ve yargının kararlarına saygı duyulması gerektiğini savunuyor. Ancak muhalefet ve uluslararası hak örgütleri, Tunus'un ifade özgürlüğünün "kriminalize edildiği" karanlık bir tünele girdiğini iddia ediyor.

