• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Soru Cevaplarla Adli Tıp Test Sonucu İtirazı ve Yurt Dışı Kullanım Beyanı

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
Soru Cevaplarla Adli Tıp Test Sonucu İtirazı ve Yurt Dışı Kullanım Beyanı

Av. Özer Alişan Ekren 'Soru Cevaplarla Adli Tıp Test Sonucu İtirazı ve Yurt Dışı Kullanım Beyanı' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Av. Özer Alişan Ekren'in kaleme aldığı işte o yazı;

1. Kanda, idrarda veya saçta ‘pozitif-negatif’ sonucu iddiası ne demektir?

Kanda, idrarda ya da saçta pozitif sonucu, aranan madde veya metabolitlerinin eşik değerin üzerinde saptandığını gösterir. Negatif sonuç, tespit yapılamadığı ya da değerin eşik altında kaldığı anlamına gelir. Biyolojik örnek alınması kural olarak hakim kararıyla yapılır. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcı numune aldırabilir, karar 24 saat içinde hakimin onayına sunulur. Onay verilmezse işlem geçersiz olur ve sonuç delil olarak kullanılamaz. Uygulamada önce tarama, ardından doğrulama testi yapılır. Bu yüzden raporda tek başına pozitif ifadesi, yöntem, eşik değer ve doğrulama bilgisi görülmeden kesin yorum için yeterli değildir.


 

Kan ve idrar testleri daha dar bir zaman aralığını göstermektedir. Kan incelemesi çoğu madde bakımından kısa süreye ilişkindir ve genellikle saatlerle sınırlıdır, bazı maddelerde bir iki güne uzayabilir. İdrarda ise çoğu kez maddenin kendisi değil, parçalanma ürünleri olan metabolitler aranır. Bu nedenle idrarda tespit penceresi daha uzundur, birkaç gün sürebilir, bazı maddelerde daha da uzayabilir. Kullanım sıklığı, metabolizma hızı ve vücut yapısı süreyi etkileyebilir. Saç analizleri, kan ve idrara kıyasla daha uzun bir zaman aralığına ilişkin değerlendirme imkanı verir. Saçın uzunluğu ve örnekten alınan kesitler üzerinden haftalar, hatta aylar geriye dönük bir görünüm elde edilebilir. Bununla birlikte saç, dış çevreyle sürekli temas eden bir unsur olduğundan çevresel bulaş ihtimali ile kozmetik işlemlerin etkisi her somut olayda dikkate alınır. Boya, açıcı, perma, keratin ve kimyasal düzleştirme işlemleri, yoğun ısı uygulaması, sık yıkama ve arındırma iddiasıyla kullanılan ürünler saçın yapısını değiştirerek ölçüm ve yorum aşamasında belirsizlik doğurabilir. Saçın kesilmesi, çok kısaltılması veya kazıtılması gibi örneklemeyi doğrudan etkileyen müdahaleler ile kaynak, ek saç ve benzeri uygulamalar örnekleme tutanağına ve rapora ayrıca kayda geçirilebilir. Sonucu etkileme amacıyla art arda açıcı uygulama, aşındırıcı ürünleri yoğun kullanma, sirke, limon, oksidan benzeri karışımlarla işlem yapma, saç derisini tahriş eden uygulamalara yönelme ya da vücudun başka bölgesinden kıl örneği alınmasını engellemeye dönük girişimler de değerlendirmede önem taşır. Bu tür davranışlar çoğu kez dosya bakımından bir güvence yaratmaz. Laboratuvarın seyreltme ihtimalini, olağan dışı örnek özelliklerini ve müdahale izlerini teknik bulgularla ayırt etmesi mümkündür. Bu durumda raporda kayıt ve ihtiyat payı artabilir ve delilin yorumunda şüphe kuvvetlenebilir.


 

  1. Adli Tip raporuna itiraz edilebilir mi?

Adli Tıp raporu kesin hüküm değildir. Bilirkişi görüşü niteliğindedir ve mahkemece serbestçe değerlendirilir. Rapora itiraz, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılığına, kovuşturma aşamasında mahkemeye yapılır. İtirazın dayanağı, raporun düzenleniş usulü ile içeriğinin denetlenebilirliğidir. İncelemenin hangi yöntemle yapıldığı, numunenin alınması ve muhafazası, teslim ve kayıt süreci ile usule ilişkin güvencelerin raporda karşılık bulup bulmadığı somut olarak ortaya konur. Eksik veya açıklığa muhtaç hususlar varsa ek rapor istenebilir, rapor açıklattırılabilir ya da yeniden inceleme talep edilebilir. 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu uyarınca, raporlar arasında çelişki bulunması veya ileri teknik inceleme ihtiyacı doğması halinde dosyanın üst kurula sevkine soruşturmada savcı, kovuşturmada mahkeme karar verir. İlgili kişi Kuruma dilekçe sunabilir ancak bu başvuru tek başına üst kurula sevk sonucunu doğurmayacaktır. Sevk, yargı merciinin Kurumla yaptığı resmi yazışma ile gerçekleşir. Üst kurul raporu da mahkemeyi bağlamaz. Mahkeme delilleri serbestçe takdir eder ve gerekli görürse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırabilir.


 

  1. “Uyuşturucuyu yurt dışında kullandım, kullandığım ülkede de yasaldı” demek Türkiye’deki soruşturma veya davayı düşürür mü, yoksa Türkiye’de süreç yine devam eder mi?

Bu beyan, Türkiye’de yürüyen bir uyuşturucu soruşturması veya davasında kural olarak makul ve geçerli bir savunma sayılmaz. Uyuşturucu madde kullanma fiili TCK 191’de düzenlenmiştir ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülür. Kullanımın yurt dışında gerçekleştiği ileri sürülse bile, kişi Türkiye’de bulunuyorsa ve aynı fiil nedeniyle yabancı bir ülkede kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı yoksa, TCK 11 uyarınca Türkiye’de yargılama yapılabilir.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23