• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Seküler yobazların başörtüsü kini bitmiyor

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
Seküler yobazların başörtüsü kini bitmiyor

Başını CHP ve radikal sol örgütlerin çektiği seküler yobazların, başörtüsüne duyduğu kin bitmek bilmiyor. Marmaray’da başörtülü kıza hakaret ettiği için burnu kırılan Deniz E.’nin ‘sizden her yerde var, sürekli ayak altındasınız’ sözlerine tepki gösteren STK temsilcileri, başörtülülere hâlâ seküler yobazlar tarafından baskı uygulandığına dikkat çekerek, başörtüsüne anayasal güvence sağlanmasının önemine dikkat çektiler.

MUHAMMET KUTLU  ANKARA

Başörtülü hanımlar, öğrenciler 28 Şubat döneminde yıllarca sırf inançları gereği başörtüsü taktıkları için zulüm görüp işlerinden, okullarından oldu. AK Parti iktidarı geldikten sonra başörtülülere yönelik baskı ve dışlamaya yönelik düzenlemeler kaldırıldı. Başörtülü Müslüman hanımlar bir nebze rahat etti. Ancak başını CHP ve radikal sol örgütlerin çektiği seküler yobazların başörtüsüne duyduğu kin bir türlü bitmedi. Kendilerini memleketin ve cumhuriyetin sahibi gören bağnaz seküler yobazlar, yolda, metroda, otobüste, halka açık yerlerde fırsat buldukça başörtülü hanımlara sözlü, hatta fiziki şiddet uyguluyorlar. Metrolarda, otobüslerde “Çekil şuradan başörtülü!”, “Sıkmabaş” diye hakaretlerde bulunuyorlar. Bunun son örneği de yanındaki iki çocuğu ile metroda şiddete uğrayan baba olayında kendisini gösterdi. Marmaray’da trenin kapısında yer verme tartışması nedeniyle darbedilip burnu kırılan Deniz E.’nin olay öncesinde tartıştığı 19 yaşındaki Zehra A., olaydan 2 gün sonra polis merkezine giderek Deniz E.’den şikayetçi oldu. Genç kadın ifadesinde, Deniz E.’nin kendisine dakikalarca hakaret ettiğini belirterek; “Trene binerken bana ‘çekil buradan, niye burada duruyorsun, çocuklarımla geçemiyorum, çocuklarım sıkışsa bunun sorumluluğunu kim alacak’ gibi şeyler söyledi ve trene bindi. Ben kendisine ‘abi özür dilerim, tren zaten sıkışık, çekilebildiğim kadar çekildim’ dedim. Hemen arkamda, çok yakın mesafeme geçerek kendi kendine konuşmaya devam etti. Başörtümü kastederek, ‘Sizden her yerde var, sürekli ayak altındasınız’ dedi. Hakaret içerikli konuşmalar yapmaması gerektiğini söyledim. Onu teskin etmek için ‘ya sabır, ya selamet’ dedim. Bu söz üzerine ‘20 yaşındaki kız ya sabır ya selamet çekiyor’ diyerek tepki gösterdi. Kendisine tepki veremediğim için ağlamaya başladım. Uzaklaşmaya çalıştım fakat tren kalabalık olduğu için uzaklaşamadım” dedi.

“BAŞÖRTÜSÜ ANAYASAL GÜVENCEYE KAVUŞTURULMALIDIR”

Ankara Hanımelleri Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Asiye Mutlu, konuya ilişkin Akit’e şu değerlendirmeyi yaptı: “Başörtüsü zulmü Türkiye’nin ne yazık ki kanayan yarası. Türkiye’de maalesef başörtüsüne karşı sol kesimin uyguladığı bir zorbalık var. Bu zorbalığı da laik-antilaik ayrışması üzerinden götürmeye çalışıyorlar. Sol kesimin başörtüsüne yönelik artan zorbalığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturmanın zeminini kaydırma girişimi olarak değerlendiriyorum. Bu ülke insanının başörtüsü diye bir sorunu yok. Örneğin bizim derneğimizde başı açık olan da kapalı olan da üye olup çalışmalara katkı sunabiliyor. Ben başımı kapatıyorsam Allah’ın emrine uymak için kapatıyorum. Ben kimseye ‘başın niye açık’ demiyorsam, kimsenin de bana ‘niye başörtülüsün’ demeye hakkı yoktur. Maalesef yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede yüzde 20’lik bir kesim başörtülülere üstünlük kurmaya çalışıyor. Kendilerini bu ülkenin sahibi gibi görüyorlar. 28 Şubat döneminde okullarda ve kamu kurumlarında başörtülülere yıllarca zulmedildi. Başörtülüleri cahil gibi göstermeye çalışan bir kesim var. Bizim başörtümüzle değil, beynimizin içiyle değerlendirilmemiz gerekir oysa. On yıl kadar önce yeni anayasa çalışmaları kapsamında sivil toplum kuruluşu olarak başörtüsünün anayasal hak olarak tanınması gerektiği görüşünü ortaya koyduk. Kanunla, kanun hükmünde kararnamelerle başörtüsü düzenlemesi yapılmamalı. Çünkü iktidar değiştiği zaman, mesela CHP iktidara gelmesi halinde, başörtülülerin bütün kazanımlarını iptal edecektir. Başörtüsü, yeni anayasa çalışmalarında ele alınıp, bir an önce anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.”

“KAZANIMLARIMIZI KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”

28 Şubat mağdurlarından Nuray Canan Songür de şunları söyledi: “Türkiye’de maalesef uzun yıllardır bu konuda her ne kadar kamuda ve okullarda başörtüsü yasağı kalkmış olsa da, daha somut adımlar beklemekteyiz. Başörtüsüyle ilgili inanç özgürlüğü kapsamında anayasal güvence mutlaka sağlanmalıdır. Çünkü Türkiye’nin kuruluşundan bu yana maalesef başörtüsü devletin güvenliğini tehdit eden bir unsurmuş gibi mücadele eden bir kesim var. Bu kesim başörtülülere yaptıkları zorbalık karşısında herhangi bir yaptırıma maruz kalmadıkları için gayet rahat bir şekilde bu tavırlarını sergileyebiliyorlar. Hiçbir demokratik ülkede bu tür insan hakları ihlallerine izin verilmediği halde Türkiye’de bu tür zorbalıklar hâlâ yaşanabiliyor. Hukuki anlamda gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz. Yeni anayasa hazırlığı kapsamında çok ümitvarım. İnşallah somut adımlar atılır ve hiç kimse kimsenin kıyafetiyle ilgili sözlü ya da fiziki saldırılarda bulunamaz. Bunun bedelini şimdiye kadar çok ağır ödedik. Kazanımlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Kazanımlarımızı bizlere kaybettirmek isteyenlerin bunları dillendirmesi, inancımız aleyhinde propaganda yapması anayasal hak ve güvenceler kapsamında engellenmeli diye düşünüyorum.”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mustafa

Çocuklsrına eşlerine söz geçiremeyen ler çaresizlere saldırır

Adamın biri

Üzülme evlat o zaten hak ettiğini buldu.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23