Dizilerin ve sosyal medyanın aile yapısı üzerindeki etkilerini Akit’e değerlendiren Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, “RTÜK’ün Türk aile yapısını bozucu ahlaksız dizilere karşı etkinliğinin artırılmasına yönelik gerekli düzenleme yapılmalı.
Her türlü ahlaksızlığın meşrulaştırıldığı dizilerde Türk İslam kültürü hiçe sayılırken, toplumun temelini oluşturan değerlerin ayaklar altına alınması, geleceğe yönelik önemli endişeler doğuruyor. Dizilerin ve sosyal medyanın aile yapısı üzerindeki etkilerini Akit’e değerlendiren Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, “RTÜK’ün Türk aile yapısını bozucu ahlaksız dizilere karşı etkinliğinin artırılmasına yönelik gerekli düzenleme yapılmalı. Çünkü toplumu ayakta tutan ailedir. Aile bozulursa devlet bozulur” dedi.
Ar damarı çatlamış
Dizilerinin aile yapısını olumsuz etkilediğini ifade eden Ünal, şunları dile getirdi: “Bazı diziler genç dimağlara öyle şeyler enjekte ediyorlar ki. Artık böyle sıradanlaşıyor. Dün aramızda bile konuşmayı bile ar saydığımız bazı kelimeleri gayet normal, sıradan bir şekilde yapılıyor. Çarpık ilişkiler toplumun içerisine girmiş. O yüzden böyle toplumu bozan dizileri de yasaklamak devletin görevidir. RTÜK, aile yapısını bozacak şeylerden herkesin geri durmasını sağlamalı.”
Aile bizi ayakta tutuyor
“Aile yapımız güçlü olmasaydı bu topraklardan biz 100 kere dışarı atılırdık” diyen Ünal, şöyle devam etti: “Çünkü o haçlı zihniyet hâlâ Müslüman Türk milletini bu coğrafyadan söküp atmayı düşünüyor. Biz buraya gelirken, elimizi kolumuzu sallayarak gelmedik. Mücadeleler ve şehitler vererek gelip burayı yurt edinmişiz. Şu an geldiğimiz nokta itibariyle, özellikle bu sosyal medyada ve 3-5 yaşındaki çocukların elinde bir telefon ile dünyanın içerisindeler. 3-5 yaşındaki çocuğa ‘al oğlum-kızım telefonla oyna’ diye telefon vererek çocuğumuzun geleceğini kendi elimizle karartıyoruz. Çünkü çocuklarımız telefonla oynamayı tercih ediyor ve açıp bir sayfa kitap okumuyor.”
Sosyal medya sarsıyor!
Nuri Ünal, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukları küçükken hem dini hem İslami anlamda hem de milli kültürümüz anlamında yetiştirmek hepimizin görevi. Burada da anne babalara, Milli Eğitim’e, Diyanet’e işler düşüyor. Türkiye düşmanları ahlaklı bir toplumdan rahatsız oldukları için aile yapısını bozmak istiyorlar. Bizi sosyal medyada alıştırıyorlar. Birbirinden kopuk aile içerisinde birbiriyle konuşmayan kişiler haline geliyoruz. Buna ‘dur’ demeliyiz.”