Yunanistan’da, 25 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılacak ilk başörtülü Yunan Müslüman Anna Stamou, Akit'e önemli açıklamalarda bulundu.
AYHAN DEMİR / BOSNA - Avrupa Parlamentosu’na aday olan ilk başörtülü Yunan Ekolog Yeşiller Partisi adayı Anna Stamou ile, Türkiye-AB ilişkileri, Yunanistan’daki Müslümanların problemleri ve kendisinin İslam’la şereflenmesini konuştuk.
Yunanistan’daki Müslümanların durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Atina’da resmi bir cami ve imam olmaması, aynı zamanda Müslümanlara ait bir mezarlığın bulunmayışı, özellikle Atina’da doğan büyüyen ikinci ve üçüncü nesil Müslümanlar için birçok sorun ve sıkıntıya sebep oluyor. Cami inşası ile ilgili gelişmelerde, son aşamaya gelindiği söyleniyor. Fakat bilinmeyen sebeplerden dolayı gecikmeler yaşanıyor. Elimizden geleni yapacağız. Caminin önemini her fırsatta dile getireceğiz. Ayrıca mali kriz hem Güney hem de Kuzeyde tüm Müslüman topluluklar için iki ek sorunu beraberinde getirdi: Şiddetli işsizlik ve aile gelirlerindeki dramatik düşüşler. Bütün Yunan vatandaşları, aynı zorluklar ile mücadele etmek zorundalar. Fakat aşırı sağcıların nefret söylemlerini dile getirmekte daha özgür hissetmelerinden beri, Müslüman topluluklara karşı nefret söylemlerinin artışı karşısında, Müslümanlar daha fazla rahatsızlık hissediyorlar.
Avrupa Parlamentosu’na aday olan ilk başörtülü Yunan aday olmak nasıl bir duygu?
Adaylığım açıklandıktan sonra iki başörtülü Müslüman kadın daha Avrupa Parlamentosu için aday oldular. Birisi Slovenya’dan Faila Paşiç Bişiç ve İsveç’ten Anwahr Athahb. Avrupa’da, başörtülü adayların olması beni çok mutlu etti. Neden seçim sürecinden ve Avrupa’nın daha iyi hale getirilmesi çabasından uzak duralım? Bunun tam uygun zaman olduğuna dair kuvvetli bir inancım var.
Neden Ekolog Yeşiller Partisi’nden aday oldunuz?
Yunanistan, çok güzel bir ülke ama kimse ormana ve denize saygı duymuyor. Dinimiz çevreyi korumamızı emrediyor. Bu açıkça dinimizde de yer alıyor. Ben de bir Müslüman olarak, çevreme dikkat ediyor, saygı duyuyorum.
Projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Yunanistan’da yaşayan herkesin eşit vatandaşlar olduklarını hissetmelerini istiyorum. Planım, Yunanistan’daki tüm Müslümanları toplum içerisinde daha aktif olmaya yönlendirmek. Sadece kendi yerel problemleri yerine, dayanışma içerisinde, resmin bütününe odaklanmalarını sağlamak. İnsanların, din özgürlüğünün önündeki hiçbir engele takılmaksızın, inançlarını öğrenip, uygulayabilir hale gelmesini sağlayacağız. Müslümanların, Trakya’da Müslüman Türk azınlığın yaşadığı yerler dışında hâlâ bir gömülecek yerleri yok. Bu hassasiyet meselesi…
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği adaylığı ve Yunanistan - Türkiye ikili ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gördüğüm kadarıyla, özellikle son dönemde, iki ülke ilişkilerinin en iyi dönemini yaşadığını düşünüyorum. Bu Türkiye’nin AB üyeliğini olumlu yönde etkileyecektir.
Şahsen Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyorum. Ancak muhalifler nedeniyle üyeliğin kısa vadede zor olduğunu düşünüyorum.
MERYEM SURESİ’NDEN ÇOK ETKİLENDİM
Çok genç yaşlardan beri dinler ile alakalı araştırmalar yapıyordum. Doğu dinlerini araştırdım. Aynı zamanda Ortodoks Hıristiyanlığına daha derinden baktım. Genç yaşlarda, Kur’an-ı Kerim’den bölümler okumuştum. Fakat çok iyi anlayamamıştım. Meryem Suresi’nden çokça etkilendiğimi hatırlıyorum. Yıllar Allah’a, sadece Allah’a inançla geçti. Daha sonra kendisi Mısırlı bir Müslüman olan eşim Naim Bey ile tanıştım. Irak Savaşı başladığında Atina’da Müslüman olan ya da olmayan, birçok insan yardım kampanyaları düzenlemişti. Yardımların tanzim ve tasnifinde görevli olanlar arasında ben ve eşim de vardık. Naim Beyin, ara sıra İlyupoli semtindeki okulun bir köşesine gittiğini, karton serip, sonra da eğilip kalktığını görüyordum. İşi bitince arabasına binip, gidiyordu. Yaptığı şeyin namaz olduğunu sonradan öğrenmiştim. Onun inançlı ve aynı zamanda modern bir insan oluşundan çok etkilendim. Ona inancı hakkında sayısız sorular sordum. Onda, sorularıma doyurucu cevaplar buldum. Kısa süre sonra evlenme kararı aldık. Bu esnada İslam hakkındaki okumalarımı sürdürüyordum. Kendimi İslam’a girmek için hazırladım. Evliliğimizin ikinci yılında şahadet getirerek, Müslüman oldum ve başörtüsü takmaya başladım.