Din düşmanı ve Rum aşığı çevrelerin girişimiyle KKTC’de yeni bir 28 Şubat süreci yaşanıyor.
KKTC Anayasa Mahkemesi, seküler öğretmen sendikaları ve bazı sivil toplum kuruluşlarının okullarda başörtüsünün yasaklanması talepleri doğrultusunda karar vererek “Başörtüsü Serbestisi Tüzüğü’nü” iptal etti. Karar ülkedeki din düşmanı seküler kesim tarafından coşkuyla karşılandı. Mehmetçiğin 1974 yılında “Allah Allah” nidalarıyla Rum katliamcılardan kurtardığı Kuzey Kıbrıs, şimdi Allah lafzından rahatsız olan din düşmanlarının cenderesine düşmüş durumda. Gelişmelere ilişkin Akit’e özel açıklamalarda bulunan Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı ve Hala Sultan İlahiyat Koleji Müdürü Himmet Turgut ve KKTC Hak ve Özgürlükler Platformu Sözcüsü Mustafa Tıngır, geçmişte Türkiye’de yaşanan 28 Şubat’ın aynısının şu anda KKTC’de yaşandığını vurguladılar.
"KKTC'Yİ BİR TÜRLÜ KABULLENEMEDİLER"
Tepkisini dile getiren Himmet Turgut, şunları dile getirdi: “Geçen sene ortaokul ve lisede başörtülü öğrenciler okula alınmadılar. Sonra tüzükle serbestlik getirdiler. Şu anda seçim çalışmaları var. Ama sonuçta karşı sendika mahkemeye götüren sendika sanki davayı kazanmışlar gibi, sanki iptal edilmiş gibi kutlamalar yapıyor, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Yani zaten olayları kışkırtan o sendika ve onun gibi marjinal grupların hedefinde Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bir türlü kabullenmediler. Şu anda 50 yıl oldu biz cumhuriyeti kuralı ve hâlâ daha Rumlarla beraber hareket etme, onlarla beraber yaşama hayaliyle mücadele veriyorlar. Başörtüsüne karşı olanlardan bazıları, ‘Aslında Kıbrıs’ta bizim köklerimiz Yahudilere dayanıyor’ diyorlar. KKTC’de büyük bir toprak alımına gittiler.”
BUNLAR İSLAM’A KARŞILAR
Mustafa Tıngır da şunları söyledi: “Davayı kazandıklarını söyleyen sendikalar Avrupa’yı ağızlarından düşürmüyorlar. Kıyafet ve inanç özgürlüğü AB ve Rum tarafında da serbest. Sadece bizde yasak! Ayriyeten Rumlarla federasyon kurmak için, hatta Rumlara yama olmak için her türlü faaliyet içerisindeler. Peki biz bu sendikalara soruyoruz: Madem siz bu kadar Rum tarafını seviyorsunuz orada serbest olan, inanç özgürlüğü olan bir kurala orada da mı karşı çıkacaksınız? Bunu bana birileri izah etsin. Güneyde serbest, kuzeyde yasak. Böyle bir anlayışı biz kabul etmiyoruz. Biz özgürlükler çerçevesinde bakıyoruz. Biz buradaki İlahiyat Koleji’ni bile ne mücadelelerle açabildik ve hatta şu anda bu sendikalar ‘Yahu biz bunu çözdüğümüze göre bu ilahiyatı da kapattırabiliriz’ diyorlar. Güneyde papaz okulu var. Demek ki bunların inanç özgürlüğüyle alakaları yok. Bunlar İslam inancına karşılar. Müslümanlığa karşılar!”