Kirli ittifak kurma görevi çakma ülkücülerde! Müsavat'ın 'İp'i solun elinde
14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde kurdukları altılı masa ile CHP’nin dümen suyuna giren çakma ülkücüler, bir defa daha malum zihniyetin imdadına koştu. Akşener’in çantacılığını yaptıktan sonra İP’in başına geçen Müsavat Dervişoğlu, ‘bütünleşik bir muhalefet’ çağrısı yaparak, kirli ittifak sinyali verirken; aralarında Ümit Özdağ, Cemal Enginyurt, Koray Aydın, Namık Kemal Zeybek, Dursun Çiçek, Sabahat Akkiraz ve Tanju Özcan’ın da olduğu çok sayıda çakma ülkücünün, ‘Milli Egemenlik Platformu’ adını verdikleri yapılanmada bir araya gelmesi dikkat çekti.
SEBAHATTİN AYAN İSTANBUL
14-28 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinde kurdukları altılı masa ile CHP’nin dümen suyuna giren çakma ülkücüler bir kez daha malum zihniyetin imdadına koştu. Yıllarca Meral Akşener’in çantacılığını yaptıktan sonra İYİ Parti’nin başına geçen Müsavat Dervişoğlu, fondaş medyaya verdiği röportajda ‘Muhalefet partilerinin bulunduğumuz ceberut sistemden kurtulabilmek adına bütünleşik bir muhalefet anlayışıyla hareket etmelerine işaret ettim’ diyerek kirli ittifak sinyali verirken aralarında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu ile gizli protokol imzalayan, faşist Ümit Özdağ, parti parti dolaşan Cemal Enginyurt, Koray Aydın, Namık Kemal Zeybek, Aytun Çıray, Dursun Çiçek, Sabahat Akkiraz ve faşist Tanju Özcan’ın da olduğu çok sayıda çakma ülkücü, sözde Milli Egemenlik Platformu adını verdikleri kuruluşla yeni anayasaya karşı çıktıklarını duyurarak Özgür Özel ile aynı hizaya geldi.
EKREM İÇİN PARLAMENTER SİSTEM
Öte yandan Sözcü TV’de Özlem Gürses’e konuşan İP lideri Müsavat Dervişoğlu, muhalefetin seçimlerde birleşerek ortak bir aday çıkarması gerektiğini ve sahte diplomalı Ekrem İmamoğlu’nun önünü açmak için parlamenter sistemi getirmek istediğini belirtti. Akit’e konuşan ülkücü camianın ileri gelenleri yıllarca sol ile mücadele ettiklerini söyleyen çakma ülkücülerin solun emir eri olduklarını ve CHP’nin dümen suyuna girdiklerini vurguladı.
ÜLKÜCÜ DÜŞÜNCEYLE BAĞDAŞMAZ
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Bağımsız Ülkücüler Platformu kurucusu Adnan Baran, “Artık Türkiye’deki asıl ayrım, tam bağımsızlık isteyenlerle buna karşı çıkanlar arasındadır. Geçmişte CHP’nin sol terör örgütlerinin hamisi olduğu bir gerçektir. Bugün İYİ Parti, Zafer Partisi gibi oluşumların geçmişteki bu mücadeleleri referans alarak ülkücülük iddiasında bulunmaları boşunadır. Ülkücü hareket binlerce şehit vermiştir. O şehitlerin canına kasteden örgütlerin tamamının arkasında CHP durmuştur. Şimdi kalkıp hem CHP ile aynı masada oturacaksın hem de ülkücülük iddiasında bulunacaksın. Bu, tamamen çelişkilidir ve ülkücü düşünceyle bağdaşmaz. Ülkücü bir insanın, emperyalizmin Türkiye’deki ileri karakolu haline gelen CHP ile yan yana gelmesi mümkün değildir. Eğer geliniyorsa, bu Türkiye’nin hayrına değil, küresel güçlerin çıkarları içindir. Sonuç olarak, bugün Türkiye’de gerçek bir bağımsızlık mücadelesi verilmektedir.” ifadelerini kullandı.
BUNLAR KRİPTO ÜLKÜCÜLER
Hiçbir ülkücü geçmişi bulunan siyasetçinin CHP gölgesi ve fikri altında siyaset yapmayacağını belirten Yusufiyeli Ülkücüler Derneği Başkanı Hasan İlter, “CHP gölgesi ya da masasında politika geliştirenlere ülkücü demek doğru bir tanım değil. Onlar çakma ülkücü değil; kripto ülkücüdür. “Çakma” tabiri onları tarif etmek için yetersiz kalır. Doğru tanım “kripto ülkücüler”dir. Onlar 1980 öncesinde içimize sızmış, yıllardır bekleyen, uyuyan hücrelerdir. Onlar Kripto ülkücülerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın çok önemli bir sözü var, biliyorsunuz: “Topunuz gelin!” Evet, topu birden gelsinler. Daha önce de aynı ittifakı kurmadılar mı? Altılı Masa’yı oluşturmadılar mı? Hem kurdular hem de kısa sürede dağıttılar. Şimdi ise “Ne yaparız da Cumhur İttifakı’nın oylarını tırtıklayabiliriz?” telaşına düşmüş durumdalar. Tek dertleri bu. Yoksa bu yapıların ülke adına bir şey üretecek halleri yok. Bunlardan hiçbir şey olmaz. Bakın, Müsavat Dervişoğlu örneği ortada. Çantacı bir adamdan siyasetçi olmaz. İstedikleri kadar uğraşsınlar, didinsinler; sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtikten sonra sistem oturdu ve artık geri dönüşü mümkün değildir” dedi.
BU YAPI TÜRKİYE’NİN VE BÖLGENİN SORUNLARINA CEVAP VERMEZ
Araştırmacı yazar Abdulla Sönmez ise, “Altılı Masa deneyimi de kamuoyunun gözleri önünde cereyan etti. Farklı dünya görüşlerine sahip altı partinin bir araya gelmesi, kısa vadede büyük umutlar doğursa da uzun vadede siyasi bütünlük ve ilkeli siyaset anlamında ciddi soru işaretlerini beraberinde getirdi. Bu yapı dağılmış ve herhangi bir somut başarı elde edememiştir. Bu da toplumun sadece Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulu siyasal ittifaklara olan güveninin sınırlı olduğunu ortaya koymuştur. Anayasa artık aksak bir insan gibi ilerliyor. Bu aksaklıkların değişiklikle giderilmesi gerekiyor. Başta İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve diğer siyasetçiler CHP’nin arkasına takılmış gidiyorlar. Özellikle CHP gibi, tarihi boyunca milliyetçi muhafazakâr kitlelerle derin fikir ayrılıkları yaşamış bir yapının gölgesinde siyaset üretmek abesle iştigaldir. Bu yapı Türkiye’nin ve bölgemizin sorunlarına cevap veremeyeceği gibi yeni anayasa çalışmalarında da takoz olacaktır” şeklinde konuştu.