• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İşte Dolmabahçe'deki toplantının öne çıkan başlıkları

Yeniakit Publisher
2014-01-04 17:40:40 - 2014-01-04 18:29:52
İşte Dolmabahçe'deki toplantının öne çıkan başlıkları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe'de bazı gazeteci ve yazarlarla buluştuğu toplantının basına kapalı bölümünde neler konuşulduğu öğrenildi.

Başbakan Erdoğan'ın, bazı gazeteci ve yazarlarla bir araya geldiği toplantıda, 17 Aralık ve devamında yaşananlar karşısında ''kararlılık'' mesajı verdiği belirtildi.

'GERİ DÖNÜŞ YOK'

Erdoğan'ın, son günlerdeki gelişmelerle ilgili olarak gazeteci ve yazarlarla Dolmabahçe'deki Ofis'te yaptığı toplantının ardından, basın mensuplarının sorularını cevaplayan Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas,  hükümetin paralel yapı operasyonuna karşı, millet operasyonunu ortaya koyduğunu ifade etti. Başbakan'ın operasyona rağmen ayakta durduğunu, geri dönüşün olmadığını söylediğini aktaran Barlas, Erdoğan'ın, hasar tespiti konusunda tatmin edici cevaplar verdiğini, yargının ise yavaşlığından dem vurduğunu söyledi.

Mehmet Barlas konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sızdırılmanın olduğunu ama bunun kanıtlamadığını söyledi. Yargı olmadığı için Halk Bankası'nın BDDK tarafından denetlendiğini ve bunun için talimat verdiğini söyledi. Yolsuzluk var mı diye sorduk, tertemiz çıktı diye cevap verdi. Ergenekon ve Balyoz için Tashih-i karar ve iade-i mahkeme yolları aranıyor dedi. Anladığım kadarıyla Adalet Bakanlığı'nda çalışma yapılıyormuş."

'O PARALARIN EVDE BULUNDURULMASI HATA'

Toplantıya katılanlar arasında yer alan Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila ise Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Halk Bankası Müdürü Süleyman Aslan'ın o paraları evinde bulundurmasının hata olduğunu ancak yargı sonucunun beklenmesi gerektiğinin altını çizdiğini deklare etti.

"Erdoğan Halk Bankası'nın BDDK'nın denetlenlendiğini söyledi" diyen Bila, sözlerini şöyle sürdürdü: "İç ve dış odaklardan bahsetti. Hükümet, yeniden yargılama için yeni arayışlar, formüller üzerinde çalışıyor. Ona da olumlu bakıyor. Yargıdaki yapılanmanın ortadan kaldırılacağını ve HSYK'nın yapısının değiştirileceği mesajını verdi. Emniyet'teki değişikliğiklerin, kendi düşündükleri paralel devletin bürokratlarıyla ilgili olacağını söyledi. Sorguladıkları zanlılara savunma için zaman vermeyen savcıların paralel devletle alakalı olduğunu düşünüyor. 17 Aralık'taki operasyona, daha çok ekonomi açısından baktı. Operasyonla bu kişilerin kredibilitesinin kırıldığını söyledi. İsimler de verdi. Üçüncü köprü, havaalanı gibi çalışmalardan rahatsız olunduğunu söyledi. BDP'li tutuklu vekillerle ilgili düşüncelerini de söyledi. 12 Eylül'deki referandumla onların tahliye olduğunu söyledi."

'CEMAAT'İ BİTİRECEK MİSİNİZ' SORUSU

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç ise Başbakan'ın 17 Aralık ile ilgili bilgilendirici bir toplantı yaptığını, seçime kadar olabileceklerden ve tedbirlerden bahsettiğini aktardı.

Cemaat konusunun da gündeme geldiğini bildiren Bulaç, "TIR olayının 17 Aralık'taki operasyonla ilgili olduğunu söyledi. Hükümete yönelik bağlantısı olduğunu söyledi. Ben de, eğer Emniyet'te ve yargıda paralel yapı varsa haklı olduğunu ancak camiaya ve cemaate karşı bir operasyon düzenlencekse bunun on binlerce insanı içine alabileceğini, 28 Şubat'ın tekrarı olabileceğini, birçok insanı mağdur edebileceğini sordum. Sayın Başbakan 'Bu konuda çok dikkatliyiz, böyle bi rşeye asla izin vermeyeceğiz ama devletin içerisinde bir yapılanma varsa hukuk dahilinde bir tasviye etme konusunda kararlıyız.' dedi. Ergenekon ve Balyoz konusunda, Adalet Bakanlığı'nda bu konuyla ilgili çalışma yapıldığını söyledi." şeklinde konuştu.

'YOLSUZLUK İDDİALARI BİR ARAÇ'

Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Bugün gazetesi yazarı Doğu Ergil, toplantının kafalardaki karışıklığı gidermek için yapıldığını söyledi. Yolsuzluk konusunun ağırlıklı olarak işlenmediğini ifade eden Ergil, Başbakan Erdoğan'ın düşüncesinin yolsuzluğun bir araç olarak kullanılıyor olduğunu belirtti.

'SÜREÇ OSLO VE 7 ŞUBATIN DEVAMI'

Toplantı çıkışı gazetecilere açıklamalarda bulunan Sabah yazarı Mahmut Övür ise Başbakan'ın hem 17 Aralık süreci, hem TIR meselesi, hem de çözüm süreciyle ilgili son düzenlenen operasyonun yolsuzluk boyutuyla ilgili çok ayrıntılı bilgiler verdiğini deklare etti.

Oslo ile başlayan sürecin 7 şubatla devam ettiğini, tutuklamalardaki yanlış uygulamalar ve uzun tutukluluk süreleriyle ilişkisi olduğunu Başbakan'a ilettiklerini söyleyen Övür, konuşmasını şöyle sürdürdü. "Çıkan sonuç şu: Başbakan belki de önceki süreçlerden Gezi olaylarından çok daha kararlı bir şekilde devlet içerisindeki paralel yapının Türkiye'yi zayıflatmaya çalıştığı. Özellikle ekonomiyi zora sokma üzerinden 30 Mart hedefinin olduğunu bunun da kendileri tarafından fark edildiğini ve buna yönelik bir hazırlık yaptıklarını, buna yönelik her türlü önlemi alacaklarını, yasal eksende hukuk içerisinde her türlü önlemi alacaklarını çok net bir şekilde söyledi. Türkiye'nin dış dünyadaki yeri üzerinden de meseleye yaklaştı. Özellikle Türkiye'nin Suriye sınırında El Kaide ile El Nusra ile bütünleştirilmesine tamamen karşı çıktığı, Türkiye'nin meşru güçlerle ilişkisi üzerinden meseleyi anlattı. Seçim üzerinden hükümeti ve kendisine yönelik operasyonu ayrıntılı bir şekilde verdi. Yargı içerisindeki gücün, polis içerisindeki gücün nasıl bir şema ortaya koyduğunu anlattı. Başbakan bu tür operasyonlarla mücadele etmekte kararlı olduklarını söyledi. Hatay'daki TIR olayının 17 Aralık'ın devamı olduğunu ve ondan ayrı düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Örneğin Adana'dan kalkıp oraya giden bir savcıdan bahsetti. Yani bunun 17 Aralık'ın bir devamı olduğunun altını çizdi. Başbakan Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili Başkanın bu girişimleri haklı bulduğunu, zaten yargı süreçlerinde böyle bir hakkın olduğunu, Yargıtay sürecinden sonraki haklarının yasal süreçlerinde devam edeceğini ama aynı zamanda ekibinin Adalet Bakanlığı ekseninde bir çalışmanın da sürdüğünü, bir af değil de, yeni bir yargı sürecinin yeniden yargılanmanın yolunun açılabileceğini söyledi. Ama özellikle 28 Şubat süreci yargılamasının yeterli olmadığını bu sürecin derinleştirilmesi gerektiği özellikle medya ayağının sermaye ayağının niçin devreye sokulmadığının da soru işareti yarattığını belirtti. Yani bir taraftan haksızlıkların giderilmesini söylerken aynı zamanda darbelerle yüzleşmede daha ciddi bir hazırlığın ele alınmasını söyledi."

'17 ARALIK BİR KOMPLO'

Açıklamalarda bulunan gazeteciler arasında yer alan Türkiye yazarı İsmail Kapan ise "Sayın Başbakan kamuoyunda son günlerde özellikle 17 Aralık'tan sonra oluşturulan algıya karşı hükümetin duruşu ile ilgili değerlendirme yaptı. 17 Aralık'ın bir komplo olduğunu söylediler. Buna karşı hükümetin ve devletin zamanında gerekli refleksi göstererek cevap verdiğini, düne göre bugün daha güçlü durumda olduğunu, bundan sonra olabileceklere karşı da hazırlıklı olduklarını söyledi. 'Bunun esas göstergesi 30 Mart seçimleri olacak bununla ilgili endişem yok' dedi. Başbakanlık makamı ile cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir fitne çıkarılmak isteniyor. Biz bu konuda rahatız hiçbir endişemiz yok zamanı geldiğinde gerekli adımlar atılacaktır' ifadelerini kullandı." dedi.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23