• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İklim Değişikliği Kanunu TBMM'de! Endişeler Büyüyor: Bu Çağrıya Kulak Verin

Yeniakit Publisher
Yücel Kaya Giriş Tarihi:
İklim Değişikliği Kanunu TBMM'de! Endişeler Büyüyor: Bu Çağrıya Kulak Verin

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen 20 maddelik İklim Değişikliği Kanun Teklifi’nin ilk 4 maddesi kabul edildi. Ak Parti tarafından hazırlanan ve Meclis Genel Kurulu’na sunulan teklif, “yeşil büyüme vizyonu” ve “net sıfır emisyon hedefi” doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleyi amaçlıyor. Ancak teklifin içeriği ve oluşturduğu endişeler kamuoyunda tartışma yaratmış durumda.

AKİT ÖZEL

Karmaşık Terimlerle Dolu Teklif

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın resmi sitesinden ayrıntılarına ulaşılabilen teklifte, “adil geçiş”, “emisyon ticaret sistemi (ETS)”, “gömülü sera gazı emisyonları”, “gönüllü karbon piyasaları” ve “iklim adaleti” gibi çeşitli yeni kavramlar yer alıyor. Kanun teklifinin genel çerçevesi, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum ve buna ilişkin planlama ve denetim mekanizmalarını oluşturmayı kapsıyor.

Ancak yasa teklifine yönelik eleştiriler, sadece teknik detaylarla sınırlı değil.

 

Paris Anlaşması ve STK’lar Tartışması

Tartışmaların temelinde, 2016 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması bulunuyor. Anlaşma, ülkelerin küresel ısınmayı azaltmak için planlama ve raporlama yükümlülüğü getirmesini şart koşuyor. Türkiye, bu anlaşmayı 2021 yılında onayladı. Ancak anlaşmanın onaylanmasından önce, kamuoyunda dikkat çeken bir kampanya süreci yaşandı.

24 Şubat 2021’de “Türkiye, Paris İklim Anlaşması'nı Onaylasın” kampanyası başlatıldı. 48 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek bildiri yayınladı. Bu kuruluşlar arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), TEMA Vakfı, Her Yer Kazdağları Derneği ve Yokoluş İsyanı gibi yapılar yer aldı.

Eleştirmenlere göre, bu kuruluşların birçoğu çevrecilikten ziyade politik duruşlarıyla ön plana çıkan, LGBT ve feminist hareketlere destek veren yapılar olarak biliniyor. Örneğin, “İklim İçin Gençlik” adlı grubun sosyal medya hesaplarında TOMA’ların önünde oturan gençlerin fotoğrafları, demokrasi ve direniş temalı görseller dikkat çekerken yanında ise “Demokrasi İçin geleceğimiz için ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı ile Ekrem İmamoğlu’nun bir fotoğrafı.

Yasanın Getireceği Ekonomik Yükler

Kabul edilen yasa maddeleri, birçok sektörde yeni yükümlülükler ve maliyetler getirebilir. Sanayi temsilcileri ve KOBİ’ler, özellikle enerji, ulaşım ve inşaat sektörlerinde artacak üretim maliyetlerinden endişe ediyor. Emisyon ticareti sistemi, karbon vergisi ve sertifika yükümlülükleri gibi düzenlemeler, küçük işletmelerin rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir.

Mühendislik odaları ve akademisyenler ise Türkiye'nin bu dönüşüm için gerekli teknik altyapı, finansal kaynak ve insan gücüne henüz sahip olmadığını belirterek, yasanın hızlı geçmesinin uygulamada kaosa neden olabileceği uyarısında bulunuyor.

Ekonomistler ise karbon vergisi ve emisyon ticareti gibi sistemlerin adil dağılmayabileceğini, büyük şirketlerin yükümlülüklerden sıyrılabileceğini, küçük işletmelerin ise zarar görebileceğini savunuyor.

 

Köylüye ve Vatandaşa Yeni Masraflar Kapıda mı?

Yasayla birlikte “karbon vergisi” uygulaması gündeme gelebilir. Bu vergilendirme sistemi, üretilen veya tüketilen her ton karbondioksit (CO₂) eşdeğeri üzerinden ücret alınmasını öngörüyor. Örneğin 1 ton CO₂ = 300 TL gibi bir ücretlendirme planlanıyor.

Bu kanun geçerse hayvancılık kalkınamaz, batı lehine haksız rekabet yaşanır

Bu durumdan en çok etkilenecek kesimlerden biri ise hayvancılıkla uğraşan köylüler. Bilimsel verilere göre, bir inek yılda ortalama 100 kg metan gazı üretiyor. Metan, CO₂’ye göre 25 kat daha güçlü bir sera gazı. Bu nedenle, her inek için ayrı bir vergi yükümlülüğü doğabilir. İzin alamayan işletmelere 500 bin TL ile 5 milyon TL arasında ceza uygulanabileceği belirtiliyor.

Küresel Sermaye ve İklim Anlaşmaları Eleştirisi

İklim değişikliği konusunda farklı görüşler de dile getiriliyor. Aralarında Prof. Dr. Patrick Moore, Prof. Dr. Antonis Foskolos, Prof. Dr. Ian Primer ve Prof. Dr. Viv Forbes gibi isimlerin bulunduğu 900 bilim insanı, “iklim değişikliği bir yalandır” diyerek Paris Anlaşması'na karşı çıkıyor.

Bilgisayar programcısı Bill Gates'in, Rothschild'in yeğeni Klaus Schvaps'ın, küresel sermaye sahipleri ve onların kalemşorlarının bize dayattığı bu Siyonist planı Türkiye desteklemek zorunda mı?

 

Ayrıca, eski ABD Başkanı Donald Trump da Paris Anlaşması’nı “yeşil sahtekârlık” olarak nitelendirmiş, ülkesinin anlaşmadan çekilmesini sağlayarak “Trilyonlarca doları neden "yeşil sahtekarlık" için harcayayım, vatanım ve vatandaşlarım için harcarım” derken bize ne oluyor ki bu dayatmaya boyun eğiyoruz?

Vatandaşlardan Farklı Bir Çağrı: “Paris İklim Anlaşması Onaylanmasın”

Gelinen noktada, toplumun farklı kesimlerinden “Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı onaylamasın” çağrıları da yükseliyor. Kanunun Meclis’te tümüyle kabul edilmesi durumunda, çevresel ve ekonomik birçok yeni düzenleme vatandaşın gündemine girecek gibi görünüyor.

 

Milletvekillerinin, bu kanun teklifini oylamaya sunmadan önce tekrar gözden geçirmeleri ve olası etkilerini dikkatle değerlendirmeleri bekleniyor.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

YILMAZ DURMUŞ

Görünürde olumlu olup, içeriği derinlendikçe bazı pis kokuların gelmesi hoş değil, bu durumu tümüyle kabul etmek zorunda değil isek faydalı yanları alınıp, zararlı yönleri berteraf edilmelidir

Rüstem

Kendi millî projelerimizi çıkartmak gerekir bana ne Paris iklim antlaşmasından bir vatandaş olarak red ediyorum. 
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23