İddianame kabul edildi, red beklentisi boşa çıktı! Hırsızlar için hesap vakti!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen İBB’ye yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında, İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan CHP’li Ekrem İmamoğlu ile birlikte 105’i tutuklu 402 şüpheli hakkında hazırlanan yaklaşık 3 bin 900 sayfalık iddianame, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. CHP’nin kukla Genel Başkanı Özgür Özel, parti sözcüleri ve “fondaş” medyanın “içi boş” diyerek sulandırmaya çalıştığı iddianamede, İstanbul’u bir rüşvet ağına döndüren Ekrem İmamoğlu’nun 142 eylemle ilgili olarak, 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
MUHAMMET KUTLU ANKARA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na (İBB) yönelik “yolsuzluk” soruşturması kapsamında, İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan CHP’li Ekrem İmamoğlu ile birlikte 105’i tutuklu 402 şüpheli hakkında hazırlanan yaklaşık 3 bin 900 sayfalık iddianame, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti sözcüleri ve “fondaş” medyanın “içi boş” diyerek sulandırmaya çalıştığı iddianamede, İmamoğlu’nun 142 eylemle ilgili olarak, 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Kabul edilen iddianamede İmamoğlu’nun, “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma”, “Rüşvet” “Suç Gelirlerinin Aklanması”, “Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık”, “Kişisel Verilerin Kaydedilmesi”, “Kişisel Verileri Ele Geçirme ve Yayma”, “Suç Delillerini Gizleme”, “Haberleşmenin Engellenmesi”, “Kamu Malına Zarar Verme”, “Rüşvet Alma” gibi suçlarından, toplam 142 eylemle ilgili olarak cezalandırılması talep edildi.
İddianamede yer verilen çıkar amaçlı suç örgütünün liderliğini Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı; Murat Ongun, Ertan Yıldız, Fatih Keleş, Adem Soytekin, Murat Gülibrahimoğlu ve Hüseyin Gün’ün ise örgütün yöneticileri olduğu ifade ediliyor. Tuncay Yılmaz, Mehmet Murat Çalık, Resul Emrah Şahan, Yakup Öner, Mustafa Akın, Yiğit Oğuz Duman, Cevat Kaya, Seza Büyükçulha ve Mehmet Pehlivan gibi bazı isimlerin ise “arada bir örgüt yöneticisi olmaksızın doğrudan örgüt liderine bağlı hareket ettiği” belirtiliyor.
“BU SAATTEN SONRA SÖZ MAHKEMELERİNDİR”
Avukat Mehmet Yıldırım, iddianamenin mahkemece kabulü ve yargılama sürecine ilişkin Akit’e yaptığı değerlendirmede; “İddianameye CHP’liler tarafından içi boş denilmişti. Hatta ‘içerideki adamın HTS’si alındı’ vesaire gibi iddialarda bulunmuşlardı. Demek ki herhangi bir kusur görülmediği için iddianame kabul edildi ve mahkemece duyuruldu. İddianamede geçen iddiaların boş olmadığı ve ciddi iddialar olduğu, delillendirilen bir sürü belgeler olmasına rağmen CHP yönetimi sürekli algı çalışması yapıyordu.
Artık yargılamalar başlıyor. Bu saatten sonra yargıdan zaten kaçışları yoktur. Artık algı yöntemiyle bu iddianamenin boş olduğunu söyleyemeyecekler. Çünkü mahkemede iddialara cevap vermek zorundalar. İddialara karşı öyle Ekrem İmamoğlu’nun önceki duruşmalarda yaptığı gibi ‘bunu geçiniz’, ‘bunlar boş sorular’ gibi söylemler olmayacak. Gayet ciddi ve inanılmaz büyük yolsuzluklar var. Yargılamalarda göreceğiz. Mahkeme sürecine ilişkin öngörülerimi belirtmem gerekirse, İstanbul Adliyesi’nde duruşmalar 3-4 aya gün atılıyor. Erken bir tarihe gün vereceklerini düşünmüyorum. Muhtemelen bu üç dört aylık bir süre olacak. Zaten tensiple beraber onları da göreceğiz. Ama kabulle beraber tensip düzenlemeleri gerekiyor. Tensiple beraber dört ay sonra falan herhalde ilk duruşmayı görürüz diye tahmin ediyorum. İnşallah duruşmalarda da, diploma davası gibi kendilerine şov alanı bırakılmaz umarım. Temennim de bu yönde. Herkese eşit olan yargılama biçiminin Ekrem İmamoğlu ve suç örgütündeki tüm mensuplar için de aynı titizlikle yapılmasını temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.
“İDDİANAMENİN KABULÜYLE ‘İÇİ BOŞ’ SÖYLEMLERİ BOŞA ÇIKTI”
Avukat Tamer Mahmutoğlu da, “İddianamenin açıklanmasıyla birlikte, CHP’li yöneticiler ve CHP’ye yakın yayın organları ile sosyal medya hesaplarından bombardıman halinde başlatılan ‘içi boş’ şeklindeki propaganda da böylece boşa çıkmış oldu. Çünkü mahkemenin iddianameyi kabul etmesi, bahsi geçen suçlara ilişkin içinde gerekli belge, bilgi ve delillerin olduğu ve isnat edilen eylemlere ilişkin somut delillerin bulunduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle, mahkeme aşamasına kadar geçen süre içinde iddianamenin içinin boş olduğuna yönelik açıklama ve iddiaların da boş olduğu ortaya çıkmıştır.
Soruşturma dosyasının içinin boş olduğu fikrine CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP’ye yakın medya tarafından nasıl varıldığı bu nedenle muammadır. Dolayısıyla dosyanın içinin boş olduğu yönünde yaygara yapmanın davayı sulandırmaya yönelik bir şark kurnazlığı olduğu böylece açıkça ortaya çıkmıştır. CHP yönetiminin ve CHP’ye yakın medyanın bu şekilde davaya hukuk dışı müdahalesi yargılama faaliyetine de hürmetsizliktir ve çok yanlıştır” görüşünü dile getirdi.
“İDDİANAME DEMEK Kİ BOŞ DEĞİLMİŞ”
Gazeteci Yazar Emin Pazarcı ise şunları söyledi: “İddianameye ‘Boş’ dediler... Hatta ‘Bomboş’ olduğunu söylediler. Ama Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü İddianamesi, İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Demek ki boş değilmiş. Şimdi de ‘Mahkemeler boş işlerle uğraşıyor’ derler mi? Bunlar onu da der. Şimdi hesap verme zamanı. Türk Milleti adına karar verecek olan mahkemede duruşma başlayacak. İddianame, milletin gözleri önünde okunacak. Belgeler, deliller ortalığa dökülecek. Herkes her şeyi görecek. Bence ‘boş’ diyenler artık kendileri ‘boşa’ düşecek.”
Kaynak: Yeniakit