Avrupa Birliği, aday ülkelerin AB ekonomisine uyumu ile ilgili kendi hazırladığı Maastricht Kriterleri’ni Türkiye söz konusu olunca hiçe sayıyor. Belirlenen kriterleri yerine getiren Türkiye’ye çifte standart uygulanırken, ekonomileri batma noktasına gelen ve bu kriterleri artık karşılayamayan Yunanistan, Güney Kıbrıs, İspanya gibi AB ülkeleri ise görmezden geliniyor.
ÜYE OLACAK DEVLETLERİN KRİTERLERİ BELLİ
Meclis Araştırma Merkezi, aday ülkelerin Maastricht Kriterleri’ne uygunluğu ile ilgili rapor yayınladı. Raporda Hollanda’nın Maastricht kentinde 1992 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması’nda Avrupa Birliği’ne (AB) üye devletlerin Ekonomik ve Parasal Birliğe (EPB) katılımı için öngörülmüş olan zorunlu koşulların belirlendiği belirtilerek, bu toplantıda EPB’nin aşamaları, bu aşamalarda izlenecek ekonomik ve parasal politikalar ve bu politikaların uygulanması için gerekli kurumsal değişiklikler ayrıntılı olarak düzenlendiğine dikkat çekildi.
TÜRKİYE, EKONOMİK OLARAK ADAY ÜLKELERİN TOPLAMINDAN BÜYÜK
Türkiye’nin 2013 yılı itibariyle 821,8 milyar dolarlık bir nominal GSYİH’ye sahip olacağının öngörüldüğüne dikkat çekilen raporda, “Türkiye, dünyanın en büyük 17. ekonomisidir ve diğer AB’ye aday ve potansiyel aday ülkelerin ekonomilerinin toplamından daha büyük bir ekonomiye sahiptir. Bu yönüyle diğer ülkelerden oldukça farklı bir konumdadır. 2013’te kişi başına GSYİH 10745 dolar düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Küresel ekonomik kriz öncesinde oldukça başarılı bir büyüme performansı ortaya koyan Türkiye küresel ekonomik krizin başlamasıyla önce büyümedeki yüksek ritmini kaybetmiş ve 2009 yılında ekonomik küçülme ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak küresel ekonomik krizin ardından oldukça hızlı bir toparlanma süreci yaşayan Türkiye, 2011 yılında kriz öncesi bulunduğu ekonomik büyüklüğün üzerine çıkmıştır.” denildi.
Türkiye ekonomisinin, Maastricht kriterlerinin mali hükümlerini tam olarak karşılandığı ifade edilen raporda, “2005 yılı itibariyle, Türkiye sadece ekonomik krizin etkilerinin en çok hissedildiği 2009 yılında bütçe açığının GSYİH’ye oranı yüzde 6 olarak gerçekleşmiştir. Ekonominin kriterlere uyumsuz bütçe açığı verdiği tek yıl 2009 yılı olmuştur. Krizin ardından hızla toparlanan ekonomide, 2013 yılında bütçe açığının GSYİH’ye oranının yüzde 2,3 olması beklenmektedir. Kamu borçlarının GSYİH’ye oranı ele alındığında, arzu edilen düşüş trendine sahip bir görünüm ortaya çıkmaktadır. 2005 yılında yüzde 52,7 olarak gerçekleşmiş bu oranın, 2013 yılına gelindiğinde yüzde 36 olacağı öngörülmektedir. Kriz döneminde yaşanmış kırılma dışarıda tutulduğunda, bu oran 2005 yılından itibaren ciddi bir azalış trendi göstermiştir. Bu iki kalemde de Türkiye’nin, Maastricht kriterleri ile belirlenen seviyeyi gerek kriz öncesi gerekse kriz sonrasında rahatlıkla karşıladığı görülmektedir.” denildi.