• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Haçlı-Siyonist ittifakı: Kıbrıs üzerinden yeni işgal planı!

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
Haçlı-Siyonist ittifakı: Kıbrıs üzerinden yeni işgal planı!

Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarının keşfi, bölgeyi Batılı güçler ve onların taşeronu konumundaki siyonist İsrail için yeni bir çıkar ve kuşatma alanına dönüştürdü. Bu kirli planın temelinde ise Türkiye’yi güneyden sıkıştırmak ve Mavi Vatan’daki egemen haklarını elinden almak amacı bulunuyor.

Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarının keşfi, bölgeyi Batılı güçler ve onların taşeronu konumundaki siyonist İsrail için yeni bir çıkar ve kuşatma alanına dönüştürdü. Bu kirli planın temelinde ise Türkiye’yi güneyden sıkıştırmak ve Mavi Vatan’daki egemen haklarını elinden almak amacı bulunuyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan, İsrail ve ABD arasında kurulan ve adeta modern bir “kutsal ittifak” gibi işleyen şer ekseni, konjonktürel bir ortaklığın çok ötesinde, Türkiye’ye karşı sistematik bir tecrit ve taarruz planını adım adım hayata geçiriyor.

Siyonist Strateji: Ada İleri Karakola Dönüştürülüyor

Bu sinsi planın en kritik ve tehlikeli ayağını, siyonist İsrail’in Kıbrıs adasını fiili bir ileri karakola dönüştürme stratejisi oluşturuyor. GKRY’ye konuşlandırılan Barak MX hava savunma sistemi, bu işgal hazırlığının en somut delilidir. Bu sistem, gelişmiş füze kabiliyetinin yanı sıra Demir Kubbe’de de kullanılan radarıyla İsrail’e önemli bir istihbarat avantajı sağlıyor. Kıbrıs’a yerleştirilen bu radar sayesinde terörist rejim, kendi gözetleme ağını Türkiye’nin güney sahillerini ve Doğu Akdeniz’in tamamını kapsayacak şekilde genişleterek, her türlü askeri hareketliliğimizi anbean izleme kapasitesine ulaşıyor. Askeri tahkimat, sivil görünümlü faaliyetlerle perdeleniyor. İsraillilerin adanın hem kuzeyinde hem de güneyinde hızla toprak satın alması, “yenilenebilir enerji” yatırımları adı altında adaya sokulan çift kullanımlı teknolojiler ve Larnaka ile Baf havalimanlarının güvenliğinin İsrail istihbaratına devredilmesi, adım adım ilerleyen sessiz bir işgalin habercisidir. İsrail basınında KKTC’ye yönelik askeri müdahale planlarının pervasızca tartışılmaya başlanması ise bu siyonist cüretkârlığın ulaştığı son noktayı gösteriyor.

Kuşatmanın Kurumsallaşması: "3+1" Formatı ve Savaş Provaları

Bu kuşatma mimarisi, hamisi ABD’nin tam desteğiyle kurumsallaşan “3+1” formatı (GKRY, Yunanistan, İsrail + ABD) altında pekiştiriliyor. Türkiye’yi denklem dışı bırakmak için kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu (EMGF) ve ekonomik akılcılıktan uzak EastMed boru hattı projesi gibi tezgâhlar, bölgenin zenginliklerini çalmak ve Ankara’yı yalnızlaştırmak için kullanılan jeopolitik silahlardır. “Agapinor” gibi düzenli ortak askeri tatbikatlar ise bu siyasi ve ekonomik kuşatmayı, Türkiye’ye yönelik bir savaş provasıyla tamamlıyor. Bu Haçlı-Siyonist paktın nihai hedefi, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını Antalya Körfezi’ne hapsetmek ve Mavi Vatan’ı boğmaktır.

Türkiye'nin Proaktif Cevabı: Libya Hamlesi ve Millî Filo

Ancak bu çok yönlü saldırganlığa karşı Türkiye’nin cevabı, pasif bir bekleyiş değil, proaktif ve oyun kurucu bir tarzı elzem kılıyor. Bunun somut adımlarından biri, 2019’da Libya ile imzalanan ve şer ittifakının planlarını altüst eden deniz yetki alanı anlaşması oldu. Bu tarihî hamle, Yunanistan ve GKRY’nin hayali deniz sahasını hukuken parçalayarak kuşatmayı yarmıştır. Türkiye, bir yanda dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu, MİLGEM projesi ve Mavi Vatan’ın her karışında bayrak gösteren Fatih, Yavuz, Abdülhamid Han gibi sondaj gemilerinden oluşan millî filosuyla sahada ezici bir caydırıcılık sağlarken, diğer yanda diplomatik alanda karşı hamlelerini sürdürüyor.

Stratejik Hedef: Mısır ve KKTC ile Dengeleri Değiştirmek

Bu çerçevede en stratejik hedef, Mısır ile yeni bir deniz yetki alanı anlaşması imzalamaktır. Doğu Akdeniz’in en uzun kıyılarına sahip iki kadim gücü olan Türkiye ve Mısır arasında kurulacak bir eksen, bölgedeki tüm dengeleri lehimize çevirecek ve siyonist-Helen paktını anlamsız kılacaktır. Buna paralel olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başta Türk Devletleri Teşkilatı olmak üzere dost ve müttefik ülkeler tarafından tanınması için başlatılan diplomatik taarruz, siyonist İsrail ve piyonlarının adanın tamamı üzerindeki gayrimeşru emellerinin hukuki zeminini de ortadan kaldıracaktır. Türkiye, kendisine dayatılan bu kuşatmayı kırma ve Doğu Akdeniz’de kendisi olmadan hiçbir denklemin kurulamayacağını bir kez daha ispat etmeye memur ve mecburdur.

Baran Haber

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Erkan Bayındır

Ada da CHPKK benzeri bir yapı var bunlar sözde muhalefet adında yapılanmış İngiltere Rum lar ve İTRAİL ile kucak kucağa vatan hainleri bunların MİT tarafından takip edildiğine şüphemiz yok ancak artık aktif bir politika ile açık bir şekilde İNFAZ edilerek bu vatan haini köpekleri bastırmak gerek

Gazze

Eceli gelen cami duvarına iş ermiş ecele geldi bir tane siyonist bırakmayacak sin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23