Gazetemizin merhum yazarı, şair ve mütefekkir Abdurrahim Karakoç’u, Prof. Dr. Mehmet Akgül ile konuştuk. Üstad Karakoç’un fikrî muhtevası hakkında çarpıcı anekdotlar aktaran Mehmet Akgül, 1970’li yılların ideolojik baskılarına karşı Üstad’ın “Hak Yol İslam Yazacağız” şiiri ile başlarını dik tuttuklarını belirtti
FARUK ARSLAN / İSTANBUL - Aramızdan ayrılışının 4. yıldönümünde Abdurrahim Karakoç Üstad’ı, fikir yolcularından Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Akgül ile konuştuk. Karakoç’un beslendiği şiir kaynakları, ruh dünyası ve fikrî muhtevası üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşide Prof. Dr. Mehmet Akgül, “1970’li yıllarda okul hayatında başlayan ve şehrin her tarafında izleri görülen modern ideolojik baskı ve simgeler karşısında öne eğilmiş başımızı yukarı kaldırarak dik tutmayı Hak Yol İslam Yazacağız şiiri ile öğrendik” dedi.
Sizce Abdurrahim Karakoç Üstad’ın beslendiği şiir kaynakları nelerdi?
- Abdurrahim Karakoç’un şiiri, Türk toplumunun tarihi yürüyüşü içinde mayalanmış, sonra yazıya geçmiş, söze dökülmüş kültürünün, bir anlamda dünya görüşünün yirminci yüzyılda yansımasıdır. O, Anadolu insanının yaşadığı hayat karşısında hissettiği, duyduğu, düşündüğü ve dile döktüğü acı–tatlı yaşanmışlıkların mahzun ama haysiyetli duruşunu temsil eder. Onda, halkla, milletle ve değerlerimizle irtibatı olmayan bir dize bulamazsınız. Niçin? Onun sanatkârlığı, halkla, değerlerle birlik-bütünlük ilişkisini koparmış ve kendini seçkin kabul eden dar bir çevrenin kendi arasında çevirdiği bir oyun değildir. Onun şiirinin kaynakları, Anadolu insanının geçmişten getirdiği ve bugünden yarına taşımak istediği duyuş ve düşünüşlerin terennümüdür.
Üstad’ın dilden dile, gönülden gönüle, nesilden nesile aktarılacak olan dizeleri arasında sizi en çok hangisi/hangileri etkiliyor?
- Üstadın biz en çok etkileyen şiirleri, hepsi güzel olmakla birlikte, Hak Yol İslam Yazacağız, Hasan’a Mektuplar, İsyanlı Sükut, Tohdur Beğ, Hakim Beğ gibi şiirlerdir. Zira bu şiirler 12 Eylül 1980 öncesi Vur Emri adlı kitapta yayınlanmıştır ve biz ilk olarak üstadı o kitaptaki şiirlerle tanıdık. Sonra Beşinci Mevsim ve diğer kitapları… Biraz yaş ve duyuş, hissediş ilişkisi önemli gibi…
Hak Yol İslam Yazacağız’ı sizi en etkileyen şiirlerin başında ifade ettiniz. Söz konusu şiirde Karakoç’un “Bucak bucak, köşe köşe / Kara taşa, kor-ateşe / Yıldıza, aya, güneşe / Hak yol İslâm yazacağız” dizelerinin gençlik üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu soru Türkiye’nin siyasi-dini tarihi ile son derece alakalıdır. Üstadın Hak Yol İslam Yazacağız şiiri, Türkiye’nin eğitim, kültür, sanat ve bilim alanında solun, yani Marksizm’in hem kadro olarak, hem de her alanda ezici ideolojik üstünlüğe sahip olduğu dönemlerdir. Yani 1970’li yıllar. Bir taşra kasabasından şehre ortaokul, lise veya imam hatip okumaya gelmiş bir delikanlının, okul hayatında başlayan ve şehrin her tarafında izleri görülen modern ideolojik baskı ve simgeler karşısında, o yıllarda öne eğilmiş başımızı yukarı kaldırarak dik tutmayı bizler bu şiirle öğrendik: Hak Yol İslam Yazacağız. Tabi yeni nesil bilmez. Hatta tahayyül bile edemez o günleri. Ve üstelik, bugün nerdeyse karşı karşıya gelmiş olan dini grupların hemen hepsine mensup insanlar bu şiiri söyleyerek o yılların Cumhuriyeti’nin ideolojik ve simgesel değerlerine ilk eleştiri ve tepki verilmesini öğreten ve hep bir ağızdan söylenilen bir marştı. Şimdilerde böyle etkili ve kitleleri bir silkinişe davet edecek yeni bir şiir ve duyuş göremiyoruz maalesef. Allah gani gani rahmet eylesin. O’na sadaka-i cariye olarak kitapları değil, bu şiiri bile yeter inşallah.
