Fransa, Almanya, İtalya... Göçmenler olmadan Avrupa 80 yıl nasıl görünürdü?
Fransa, Almanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde göç karşıtı politikalar izleyen liderlerin sayısının artması, özellikle göçün tamamen durdurulması durumunda demografik değişimin zorluğunun daha da kötüleşip kötüleşmeyeceği konusunda endişelere yol açıyor.
Fransa, Almanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde göç karşıtı politikalar izleyen liderlerin sayısının artması, özellikle göçün tamamen durdurulması durumunda demografik değişimin zorluğunun daha da kötüleşip kötüleşmeyeceği konusunda endişelere yol açıyor.
Eurostat projeksiyonlarına göre, en büyük değişimleri yaşayacak birkaç ülke bulunuyor. Avrupa Birliği'nin toplam nüfusu, bugün 295 milyondan 2100 yılına kadar 447 milyona düşecek.
Eğer İsviçre göçmen almasaydı, bu ülkedeki nüfus önümüzdeki 5,7 yıl içinde 80 milyona düşecekti.
Yaşlanan nüfusu nedeniyle Almanya muhtemelen en çok zarar görecek ülke olacak. The Guardian, göçmenler olmadan, sınırları tamamen kapatılırsa Almanya'nın nüfusunun önümüzdeki 83 yıl içinde 53 milyondan 80 milyona düşebileceğini, bunun da iş gücünün azalmasına ve sosyal sistemler üzerinde daha büyük bir baskıya yol açabileceğini yazıyor.
Göçün olmadığı bir senaryoda, Avrupa'nın en düşük doğum oranlarına sahip ülkelerinden biri olan İtalya'nın nüfusu, mevcut nüfusunun yarısından fazla azalabilir.
Fransa da göç yasağının azalan nüfusuna olan etkisini hissedecek. 2100 yılına gelindiğinde, nüfus 68 milyondan 59 milyona düşecek.
Göçün durması durumunda Büyük Britanya'nın nüfusu da 20 milyon azalacaktır. Mevcut 68 milyonluk nüfus, 48 milyona düşecektir.
Yaşlı nüfusun artması, ülkeleri ekonomik açıdan zor durumda bırakacaktır. Zira AB nüfusunun şu anda yüzde 21'i 65 yaş ve üzerindedir.
Uzmanlar, bu durumun emeklilik ve sağlık harcamalarını artıracağı için ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve vergi yükünün artmasına yol açacağı konusunda uyarıyor.
Fransa, İtalya, Almanya ve İspanya gibi bazı AB ülkelerinde, gayri safi yurt içi hasılaya göre vergi gelirlerinin yüzdesi olarak ifade edilen vergi yükünde artış görüldü; bu da yaşlanan nüfusa yönelik hizmetlerin finanse edilmesi ihtiyacını yansıtıyor.
Fransa, Almanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde göç karşıtı politikalar izleyen liderlerin sayısının artması, özellikle göçün tamamen durdurulması durumunda demografik değişimin zorluğunun daha da kötüleşip kötüleşmeyeceği konusunda endişelere yol açıyor.
Eurostat projeksiyonlarına göre, en büyük değişimleri yaşayacak birkaç ülke bulunuyor. Avrupa Birliği'nin toplam nüfusu, bugün 295 milyondan 2100 yılına kadar 447 milyona düşecek.
Eğer İsviçre göçmen almasaydı, bu ülkedeki nüfus önümüzdeki 5,7 yıl içinde 80 milyona düşecekti.
Yaşlanan nüfusu nedeniyle Almanya muhtemelen en çok zarar görecek ülke olacak. The Guardian, göçmenler olmadan, sınırları tamamen kapatılırsa Almanya'nın nüfusunun önümüzdeki 83 yıl içinde 53 milyondan 80 milyona düşebileceğini, bunun da iş gücünün azalmasına ve sosyal sistemler üzerinde daha büyük bir baskıya yol açabileceğini yazıyor.
Göçün olmadığı bir senaryoda, Avrupa'nın en düşük doğum oranlarına sahip ülkelerinden biri olan İtalya'nın nüfusu, mevcut nüfusunun yarısından fazla azalabilir.
Fransa da göç yasağının azalan nüfusuna olan etkisini hissedecek. 2100 yılına gelindiğinde, nüfus 68 milyondan 59 milyona düşecek.
Göçün durması durumunda Büyük Britanya'nın nüfusu da 20 milyon azalacaktır. Mevcut 68 milyonluk nüfus, 48 milyona düşecektir.
Yaşlı nüfusun artması, ülkeleri ekonomik açıdan zor durumda bırakacaktır. Zira AB nüfusunun şu anda yüzde 21'i 65 yaş ve üzerindedir.
Uzmanlar, bu durumun emeklilik ve sağlık harcamalarını artıracağı için ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve vergi yükünün artmasına yol açacağı konusunda uyarıyor.
Fransa, İtalya, Almanya ve İspanya gibi bazı AB ülkelerinde, gayri safi yurt içi hasılaya göre vergi gelirlerinin yüzdesi olarak ifade edilen vergi yükünde artış görüldü; bu da yaşlanan nüfusa yönelik hizmetlerin finanse edilmesi ihtiyacını yansıtıyor.
