• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

FETÖ’den hüküm giyen Çölaşan, Hasan Karakaya sorusuna böyle cevap verdi: Laf mı bu şimdi!

Yeniakit Publisher
2019-12-31 18:38:00 -
FETÖ’den hüküm giyen Çölaşan, Hasan Karakaya sorusuna böyle cevap verdi: Laf mı bu şimdi!

“FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası alan Sözcü yazarı Emin Çölaşan, yeniakit.com.tr’nin “29 Ekim 2015’te ‘Şimdi cemaati savunma zamanı’ başlıklı yazınız ile Hasan Karakaya’ya kurulan kumpas içerikli yazınız nedeniyle bir pişmanlığınız var mı?” şeklindeki sorusu üzerine, “Laf mı bu şimdi” şeklinde cevap vererek konuşmaktan kaçtı.

 

Murathan Seyitoğlu  yeniakit.com.tr

Sözcü gazetesi davasında “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan hapis cezası alan Emin Çölaşan’dan yeniakit.com.tr’ye savunma “Laf mı bu şimdi!”

“Laf mı bu şimdi” diyerek konuşmaktan kaçtı!

Kendisine verilen 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin “Bizim FETÖ’cü terörist olduğumuza inanan bir tek kişi bile yok.” diyerek mahkemenin kendisine “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan verdiği cezayı çarpıtan Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Hasan Karakaya’ya kurulan kumpasın fitilini ateşleyen yazısı ve 29 Ekim 2015 tarihinde yazdığı ‘Şimdi cemaati savunma zamanı’ başlıklı skandal yazısını savunmaktan kaçındı. ‘Hasan Karakaya ile 2015’te yazdığınız yazı nedeniyle bugün bir pişmanlığınız var mı?’ şeklindeki sorumuz üzerine ‘Laf mı bu şimdi’ diyerek cevap vermekten kaçındı.

Çölaşan’ın ‘Şimdi cemaati savunma zamanı’ yazısına karşı savunma: Cevabım yok canım!

Yıllar önce Hürriyet’in, son yıllarda ise laikçilerin Sözcü’lüğüne soyunan Emin Çölaşan’a, “Şimdi cemaati savunma zamanı” başlıklı yazınızda dikkat çekici ifadeleriniz yer alıyor. Bu yazınız nedeniyle yoğun bir şekilde siz eleştiriliyorsunuz, bu eleştirilere bir cevabınız yok mu sizin?” şeklindeki ısrarlı sorumuz üzerine ise “Yok canım, yok...” karşılığını vererek telefon görüşmesini sonlandırdı.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Tetikçi Çölaşan, ‘Kim bu Hasan?’ diye yazdı Karakaya gözaltına alındı!

Dönemin Ankara DGM Savcılğı, Hürriyet’in tetikçi yazarı Emin Çölaşan’ın “Kim bu Hasan?” başlıklı Akit’e kumpas yazısı sonrasında Hasan Karakaya, gözaltına alınmıştı. Sadece Hasan Karakaya değil Akit yöneticileri de Çölaşan’ın iftirasıyla karşı karşıya kalarak günlerce gözaltında kaldı, yüzlerce polisle birlikte gazetenin merkezine operasyon gerçekleştirildi. Tetikçi Çölaşan, Kasım Gençyılmaz’a 1997 yılında Akit Gazetesi’nde çalışan ve adı Hasan olan birisi 2 milyon dolar karşılığında o zamanki Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’i öldürmesini teklif ettiğini iddia etmişti. Adam öldürmeye azmettirmek suçundan ömür boyu hapse mahkum olan Kasım Gençyılmaz, hala cezaevinde yaşamını sürdürüyor.

Önce Aydın Doğan’ın sonra ise FETÖ’nün tetikçiliğini yaptı!

Yıllarca yazdığı yazılarla Aydın Doğan’ın tetikçiliğini yaparak yüzlerce insanın hayatını karartan Emin Çölaşan, Hürriyet’ten kovulduktan sonra Sözcü’de kalem oynatmaya başladı. Hürriyet’teki tetikçiliğini Sözcü’de de sürdüren Emin Çölaşan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘terör örgütü’ olarak tanımladığı halde 29 Ekim 2015’te “Şimdi cemaati savunma zamanı” başlıklı bir yazı kaleme alarak Fetullahçı Terör Örgütü’nün avukatlığına soyundu. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırdığı Emin Çölaşan’ın bundan sonraki süreçte tetikçiliğini nasıl sürdüreceği merak ediliyor.

Emin Çölaşan’ın işte o skandal yazısı!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu ile Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin görmemezlikten geldiği Emin Çölaşan’ın 29 Ekim 2015 tarihli işte o yazısı:

Şimdi cemaati savunma zamanı

Cumhuriyet Bayramı hepimize, Mustafa Kemal Atatürk'ün laik ve uygar Cumhuriyet rejiminin düşmanlarına, ülkemizi soyan eşkıya güruhuna, Cumhuriyet'in vatandaşlığını çok görüp Osmanlı'nın kulluğu hayaliyle yaşayan din tüccarı onursuzlara bile kutlu olsun.

* * *

Sevgili okuyucularım, “Demokrasi (!)” ile yönetildiği iddia edilen bir ülkede muhalifgazeteler ve televizyon kanalları polis zoruyla, baskınlarla ele geçirilip kapatılıyorsa, bunun hesabı günün birinde mutlaka sorulur.

Dünkü baskınlarda bir kez daha izledik. Medya kuruluşlarına TOMA'larla saldıran, ahalinin üzerine biber gazı sıkıp coplayan, gazetecilere kelepçe takan polis gücü en sonunda başarılı bir operasyonla (!) hedefleri ele geçirdi ve AKPhükümetine sağ salim teslim etti.

Bu gibi olaylar bir süre sonra bizim de başımıza gelecek.

Sözcü ve Doğan grubu benzer baskınlara uğrayacak, hepimiz yaka paça götürüleceğiz.

Diktatörlük düzeninin sonu budur.

* * *

Burada açıkça söylüyorum… Bugüne kadar hakkında nice yazılar yazıp mahkemelik olduğumFethullah ekibinin, başka bir deyişle cemaatin, terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım.

Şimdi piyasaya adına FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler (Fethullahçı terör örgütü).

Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde, aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar.

Hiç kimse bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor! Devlet belgelerinde, savcılık iddianamelerinde ve mahkeme kararlarında böyle bir bilgi ve belge yer almıyor.

Taktik çok ilginç!

Hükümete karşı olanları terör örgütü ilan edeceksin!

* * *

Bugün Fethullah'ı terör örgütünün başı ilan eden faşist iktidarın yakın geçmişte çevirdiği dümene çok kısaca göz atalım.

“Ergenekon terör örgütü(!)” ve “Balyoz darbecileri(!)” diye masallar uydurmuşlardı. Böyle terör ve darbe örgütleri yoktu. Ama kendilerine karşı olan yüzlerce aydını ve subayı tutuklayıp içeri tıktılar, yıllarca hapis yatırdılar.

Amaç toplumu bu yolla korkutup sindirmekti.

* * *

İşin acı tarafı neydi, anımsayın!..

Bunlar olurken, şimdi benzeri kendi başına gelince haklı olarak ağlaşan cemaat hep alkış tuttu ve AKP'ye destek verdi… Çünkü o zaman aralarında henüz çıkar kavgası patlamamıştı. Cemaat AKP'nin taşeronluğunu ve tetikçiliğini yapıyordu.

Şimdi aynı haksızlık ve hukuksuzlukla kendileri boğuşuyor.

Atalarımız “Etme bulma dünyası” demiş, doğru söylemiş.

* * *

Biz gerek Ergenekon ve gerekse Balyozdavalarında elimizden geleni korkmadan yaptık, haksızlığa uğrayan o insanlara hep destek verdik.

Her iki dava da fos çıktı.

Bugün de aynı desteği cemaate karşı sergilenen haksızlık ve hukuksuzluğa karşı veriyoruz.

* * *

Tayyipgiller'i yakın bir gelecekte “Hesap verme”korkusu sardı.

1 Kasım seçiminde Meclis'te kelle çoğunluğunu sağlayamadıkları takdirde iş kendileri açısından daha da zorlaşacak.

Sağladıkları takdirde -ki hiç mümkün görünmüyor- daha beter şımarıp terazinin dengesini iyice yitirecekler, baskı ve zulümortamı giderek güç kazanacak.

Seçimi kazansalar bir türlü, kazanmasalar bir türlü!..

Olan Türkiye'ye olacak.

Ülkemize artık barışın gelmesi, anayasanın uygulanması, hukuk devleti falan asla söz konusu değil.

Her şey bir tek şahsın, Tayyip'in ağzına ve keyfine bakacak.

Büyük lokma ye…
Sevgili okuyucularım, belki bazen düşünüyor olabilirsiniz, seçimde AKP'nin en çok korktuğu, bu yüzden düşman belleyip hedef gösterdiği, başarısız olsun diye çaba harcadığı parti hangisidir diye!..

Acaba CHP mi, MHP mi!..

İkisi de değil. O halde hangisi?

HDP!

HDP 7 Haziran seçiminde yüzde 10 barajını aşıp Meclis'e 80 milletvekili soktu. Bu 80 milletvekilinin neredeyse tamamı Güneydoğu'daAKP'den alındı ve iktidar partisi Meclis'te azınlığa düşmüş oldu.

Ülkede acayip bir rüzgar esiyordu…

https://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/emin-colasan/simdi-cemaati-savunma-zamani-971875/

“HDP'ye oy verin… Barajı aşsın ki AKP tek başına iktidar olamasın.”

İnce hesaplar yapıldı, büyük bir kumar oynandı ve tuttu…

* * *

Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün, laik ve demokratik Cumhuriyet'in, Atatürk ilke ve devrimlerinin en büyük savunucusu olan, bazılarını benim de bire bir tanıdığım nice insanlar sandık başına bu hesapla gidip oylarınıHDP'ye verdiler.

Peki şimdi, bu seçimde ne olacak?

Eğer aynı süreç 1 Kasım günü de gerçekleşir, Doğu ve Güneydoğu'yu, ama özellikle de Güneydoğu'yu HDP silmece kazanırsa, gökten ilahlar bile inse AKP'yi kurtarmak mümkün olmaz.

Dolayısıyla, bu seçimde de AKP'nin en büyük rakibi (istesek de istemezsek de) HDP'dir.

* * *

Burada bir cümlelik bir parantez açıyorum:

(HDP yüzde 10'u geçemezse, korkarım ki başta Güneydoğu olmak üzere ülkenin pek çok yerinde kanlı olaylar çıkar ve terör çok canlar alır.)

* * *

Bazen kendi kendime düşünürken, ya da arkadaşlarla konuşurken konu hep aynı yere geliyor!..

“Ne günlere kaldık!.. Eskiden iktidarın tetikçisi ve taşeronu olan cemaatle kavgalı idik. Şimdi bunca haksızlığa uğrayınca onların yanında yer almak, onları savunmak durumunda kalıyoruz.

Apo'nun uzantısı olan HDP'den nefret ederdik. Şimdi AKP'nin elinden iktidarı söküp alma görevi adeta onlara verildi ve biz HDP'nin yüzde 10 barajını aşmasını dilemeye başladık!

Yine bir atasözü ile bitireyim…

Atalarımız “Büyük lokma ye büyük konuşma”demiş, doğru söylemiş!

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/emin-colasan/simdi-cemaati-savunma-zamani-971875/

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

sukru

Benim fetöcü olduğuma kim inanır diyorsun.Doğru diyorsun,Hatta sana ceza veren hakim bile inanmıyordur.Ama sen olayı çarpıtıyorsun.O ceza sana fetö örgütüne bile isteye yardım edip aklamaya çalıştığın için verildi ve çokta yerinde bir karar oldu,hatta az bile verildi.

Ziya

Bu ülkede bu gibi yalanı ve iftiraya meslek edinmiş gazeteci bozuntuları ve bunların yazdıklarından başkasını okumayan kafasını kuma gömmüş bir grup hep oldu hep olacak.Bir arada Özal'a demediklerini bırakmamışlar halkı kandırmılkardı.O halk da Özal ölünce kıymetini bilemedik diye ağlamıştı.Eğer uzayda yaşamıyorsanız artık uyanın ve sürekli yalanla kandırıldığınızı ikrar edin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23