Tasarımıyla hayli ilgi gören, ancak dizel motoru bulunmadığı için rakipleri karşısında eli zayıf kalan Hyundai Elantra, sonunda dizel motoruna kavuştu, üstelik otomatik seçeneğiyle. Elantra’yı Edirne’de gerçekleştirdiğimiz ilk sürüşle değerlendirdik
Bu yılın ilk üç aylık pazar verilerine göre Türkiye’de en çok satılan otomobil sınıfı C segmenti, yani kompakt sınıf; payı yüzde 51. En çok satılan kasa tipiyse her zaman olduğu gibi sedan; onun payı da yüzde 44.
Demem o ki, bu sınıfta modeli ya da modelleri olan markalar şanslı. Peki, hepsi mi? Evet, ama bazıları daha şanslı.
Kompakt sedan konusunda Hyundai, rakipleri kadar şanslı değildi mesela. Tasarım, donanım gibi konularda oldukça başarılı olan Hyundai Elantra, son neslinde maça 1-0 yenik başlamıştı. Çünkü dizel cenneti olan ülkemizde sadece benzinli motorla satılıyordu.
Dikkat ettiyseniz son cümlelerimi hep “di”li geçmiş zaman kipiyle bitirdim. Çünkü söylediklerim geçmişte kaldı. Elantra hem küçük bir makyaj operasyonundan geçti hem de otomatik şanzımanlı dizel motora kavuştu. Biz de yeni dizel motorlu Elantra’yı denemek için, Hyundai’nin çiçeği burnunda Genel Müdürü Önder Göker’in ev sahipliğinde Edirne’de gerçekleştirdiği deneme sürüşü etkinliğine katıldık.
Edirne çok iyi bir seçimdi, hele bu mevsimde. Edirne’yi anlatan bir gezi yazısı olsun isterdim bu yazı, ama biz işimizi yapalım ve önce makyaj Elantra’da neleri değiştirdi ona bakalım.
Mesela, farların içyapısı değişti. Artık led Entegre projeksiyon tipi farlar görev yapıyor. Tamponda da değişiklikler var, sis lambaları Accent Blue’dakilerle aynı hale geldi. Ve önde krom detaylar daha fazla artık.
Yanda da küçük ama şıklığı artırıcı ayrıntılar eklendi. Kromajlı çerçeveler ve yeni 10 kollu jantlar gibi.
Ve arka cephe: farlarda olduğu gibi stoplarda da içyapı değişti, ama arkada asıl değişiklik tamponda. Kedigözleri yukarı taşındı ve deflektör boyanmadı, siyah bırakıldı. Böylece arkadan araç daha sportif bir görünüm kazandı.
Peki, içerde neler değişti? Dışarıya göre içerde değişiklik daha fazla.
Dışarıda kromaj kaplamalar artarken içerde tam tersine, metalik efektler eskisine göre azaldı. Mesela, eskiden aşağıda olan hava ızgaraları, kumanda panelinin iki yanındaki geniş metalik alanlara çıkarıldı, böylece metalik etki azalmış oldu. Hava kanalı yukarı çıkınca anahtarsız çalıştırma butonu da sağa kaydırılarak, daha göz önünde ve ulaşılması kolay bir noktaya yerleştirildi. Klima kumanda paneli de eskisinde tamamen metalik kaplıydı, şimdi siyah renkli, sadece çerçevesi metalik. Ama gösterge paneli ve direksiyonda değişiklik gözüme çarpmadı. Sadece direksiyonun 3 farklı sürüş modu kazandığını gördüm. Normal, konfor ve spor sürüş seçeneklerinden birini seçebiliyorsunuz. Ben şehir sürüşlerinde konforu ve Edirne-İstanbul arası otoyolda spor modlarını denedim, her ikisi de çok başarılıydı. Özellikle spor modda, yüksek hızda, katı bir hale gelmesi ve net tepkiler vermesi çok hoşuma gitti.
Elantra’ya makyajla birlikte bazı yeni donanımlar da eklendi. Mesela sürücü koltuğu artık elektrikle kumanda ediliyor ve aracın bir de navigasyonu var artık. Önceden ayna içinde yer alan geri görüş kamerası da bu navigasyon ekranının içine taşındı. Ekran, aynı zamanda bir iletişim merkezi gibi, pek çok özelliği barındırıyor. Bir diğer yenilikse klima hava çıkışının arkada da o konforu sunması.
Bu yeniliklerin hepsi, tabii ki Elantra’nın şansını yükselten özellikler, ama çok çok daha önemli bir silahı var artık Elantra’nın; dizel motor. Hem de Türkiye’nin vergi politikalarına uygun, yani 1.6 litre hacminde. Üstelik de otomatik vitesle birlikte.
Elantra, 1.6 litrelik benzinli motorla satılmaya devam ediyor. Ona şimdi 1.6 litrelik dizel de eklendi. Her iki motor, her biri 6 kademe olan düz ve otomatik şanzıman seçenekleriyle sunuluyor.
Peki, bu yeni dizel motor nasıl bir ünite?
Aslında tanıdık bir motor, i30’da kullanılan motorun aynısı ama gücü aynı kalsa da torku bir miktar artırılmış bir motor. Motorun gücü yine 128 beygir, ama torku 280 Nm’ye çıktı. Bu, ivmelenmede bir miktar artışa sebep oluyor. i30, düz vitesle 10.9 saniyede 0’dan 100’e çıkarken Elantra 10.5 saniyeye ihtiyaç duyuyor.
Otomatik şanzıman, kullanım konforu ve kararlı sürüş açısından son derece başarılı ama performans ve yakıt tüketimi konularında düz şanzımanla arasında epey bir fark var. Hızlanmada mesela, otomatik, düzden 1 saniye daha yavaş. Azami hızda da araç, düz vitesle 197 km/saat hıza ulaşırken, otomatik 190 km’de kalıyor.
Aynı şekilde, düz vitesle fabrika verilerine göre otomobil, ortalama 4.9 litre yakıt tüketirken, otomatikle tüketim 5.8’e çıkıyor.
Motorun benim tarafımdan yorumuna gelince, performans bence yeterince iyi, alt devirlerde biraz daha canlı olsaydı daha çok beğenirdim, ama böyle de beğendim. Yakıt tüketimi çok mu yüksek, değil, ama rakipleriyle, özellikle de Peugeot-Citroen modelleriyle kıyasladığımızda biraz fazla.
Toparlarsak; Elantra, Türkiye’de hiçbir zaman çok koşan bir model olamadı, bu önemli yenilikle de zirveye oynayan bir model olamayacak, ama hem düz hem de otomatik vitesle sunulan dizel motor, otomobilin şansını önemli oranda artıracak. Çünkü Elantra, hiç olmadığı kadar çarpıcı ve çekici bir tasarıma sahip. Üstelik de epeyce teknolojik. Buna söylediğimiz dizel motor ve otomatik vites de eklenince satışta başarı göstermesini beklemek yanlış olmaz.
Hyundai yetkilileri yer seçimi konusunda akıllı davranmışlar; Elantra hakkındaki olumlu düşüncelerimde Edirne’nin de payı var gibi geldi bana.
Şaka bir tarafa, yaptığım değerlendirmelerde elbette objektif davranıyorum, ama Elantra ile Edirne’de gezmek güzeldi.
