AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP’deki iç karışıklığın kendilerini üzdüğünü ifade ederek, asli görevine dönene kadar AK Parti’den CHP’ye kayyum atanmasını önerdi...
EROL METİN / ANKARA
AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Ankara Büromuzu ziyaret etti. Çelik, Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez’e gündemdeki konuları değerlendirdi. ABD Büyükelçisi’nin özür mektubunun içeriğini açıklayan Çelik, anamuhalefet partisiyle ilgili çarpıcı önerilerde bulundu. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin darbe teşebbüsü tutuklamalarına ilişkin sarf ettiği sözlere yönelik tepkisini sürdüren Çelik, “Bizim bir devlet yetkilisi kendi ülkemizde olup biten, yargının verdiği bir kararı eleştirebilir. Ama Amerikan Büyükelçisi’nin vazifesi değil bu. Kimsenin bizim ülkeye böyle bir muamele yapma hakkı yoktur. Benim evimin içindeki mesele. Benim söylediğim söz Başbakan adına, Genel Başkan adına söylenmiş bir sözdür. Partim adına konuşuyorum” dedi.
“28 ŞUBAT’A SAHİP ÇIKTI”
Ricciardone’nin daha önce de benzer çıkışlarda bulunduğunu hatırlatan Çelik, ABD Büyükelçisi’nin adeta 28 Şubat darbesini bile sahiplenir bir tavır içerisinde olduğuna dikkat çekerek, “Kısa bir süre önce hiç üzerine vazife olmadığı halde İngilizce yazılan ‘Gazeteciliğin hapsedildiği ve muhalefetin suç sayıldığı karanlık günler’ adlı raporla ilgili gazetecileri büyükelçiliğe çağırıyor. Onlara ikramda bulunuyor ve bunun tanıtımını yapıyor. Şimdi bir büyükelçi olarak bu senin görevin mi? Efendim generaller tutuklanıyormuş, KCK’lılar içerideymiş, eski YÖK Başkanı içerideymiş, 16 yıl önce ne olduğu bilinmeyen bir şey varmış. 28 Şubat’ı kastediyor. 28 Şubat sürecinde ne olduğu bilinmiyor mu? Bir kere 28 Şubat’ı sahiplenir bir tavrı var” diye konuştu.
ÖZÜR MEKTUBUNDA NE VAR?
Gösterdiği tepki üzerine Ricciardone’nin kendisine gönderdiği mektubun içeriğine de değinen Çelik, “Mektupta, benim tepkime çekecek şekilde konunun anlaşılmış olmasından üzüntü duyduğunu ifade ediyor. Ama gazetecilere Türkiye’nin lehine, Türkiye’deki gelişmelerin lehine söylediği birçok şey de söylediğini dile getiriyor. Aslında bütün konuşmalarımı okursanız esas amacımın Türk-Amerikan dostluğunu vurgulamak, ortak menfaatlere vurgulamak olduğu mealinde şeyler söylüyor” ifadelerini kullandı.
“MÜTTEFİKİZ AMA…”
Türkiye’nin ABD’yle stratejik ortaklığının bulunduğunu kaydeden Çelik, ancak bunun her konuda mutabık olunduğu anlamına gelmediğini dile getirerek, “İşte ABD Dışişleri Sözcüsü, Türkiye’nin İsrail’le ilgili sözlerinden rahatsız oluyor. E biz de onların açıklamalarından rahatsız oluyoruz. İsrail söz konusu olduğu zaman bizim Amerika’yla aynı düşünmediğimizi sağır sultan bile biliyor. İsrail konusunda biz Amerika gibi düşünmüyoruz. Bizim müttefik olmamız, bizim yüzde yüz her konuda mutabık olacağımız anlamına geliyor” değerlendirmesini yaptı.
“AK PARTİ’DEN CHP’YE KAYYUM ATANSIN”
CHP’deki iç karışıklığın kendilerini üzdüğünü ifade eden Hüseyin Çelik, asli görevine dönene kadar AK Parti’den CHP’ye kayyum atanması önerisinde bulunarak, şunları söyledi: “Demokrasilerde muhalefet çok önemli. Ama bizim anamuhalefet partisinin, bu şekilde darma dağınık bir görüntü sergilemesi gerçekten bizi üzüyor. Çünkü Türkiye açısından da üzüntü vericidir. Diyorum ki, acaba biz şu anamuhalefete el mi atsak AK Parti olarak? Çünkü yönetemiyorlar. Şöyle AK Parti’den bir kayyum mayum mu atasak oraya? Başka türlü kendi kendilerine gelemiyorlar. Türkiye maalesef muhalefetsiz gidiyor.”
“CHP’DE ORKESTRA ŞEFİ BECERİKSİZ”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderlik yapamadığını ve partisindeki farklı görüşteki insanları bir arada tutamadığını vurgulayan AK Parti Sözcüsü, şöyle devam etti: “CHP’de orkestra şefi becerikli olmadığı için oradan çıkan farklı sesleri bir armoniye, bir nağmeye dönüştürmüyor. Şef becerikli olmamasından o çok seslilik gürültüye dönüyor. Dolayısıyla CHP’de ciddi bir kakafoni var. Fakat AK Parti’de orkestra şefi güçlü olduğu için o çıkan farklı sesleri yönetebiliyor. Partilerden istenen tek seslilik değil, aksine demokratik olan çok sesliliktir. Mühim olan farklılığı yönetebilmektir. Bizim MYK’da mesela 17 kişi bir araya geliyoruz. Biri bir teklif getiriyor. Birimiz karşı çıkıyor, birimiz taraftar oluyoruz. Bütün tartışmaların, müzakerelerin sonunda bir irade çıktığı zaman MYK’nın kararı odur ve ona uymak zorundasınız. Bu istişaredir. Fakat CHP’de sabah erken kim kalkarsa klarneti o patlatıyor.”
“DARBECİ ADI KALMAYACAK”
Çeşitli yer ve mekanlara verilen darbeci adlarının silineceğini açıklayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Bizim 2023 vizyonumuzda, ismi darbeyle ve darbecilikle özdeşleşen şahısların isimlerini meydanlardan sileceğiz. Başbakan onunla ilgili bir çalışma yapıyor. Nerede okul adı, cadde adı, sokak adı varsa onları sileceğiz. Kenan Evren’i yargılıyoruz ama ismi her yerde yaşıyor” dedi.
“MAZERETLERİ KALMADI”
Terörün bitirilmesi için başlatılan süreci de değerlendiren Çelik, hükümetin silahların susması ve akan kanın durması için çaba harcadığını söyledi. Devletin vatandaşlarını korumakla görevli olduğunu ve güvenlik tedbirlerini her zaman aldığını dile getiren Çelik, çözüm için diğer kanalların da kullanılması gerektiğini ifade etti. PKK ve BDP’nin artık ileri sürebilecekleri bir mazeretin kalmadığının altını çizen Çelik, “AK Parti ret ve inkar politikaları sona erdirdi. Artık Türkiye önündeki demokratik engeller ortadan kalkmıştır. Gelin ne söyleyecekseniz Meclis’te söyleyin. Ama terörü meşrulaştırmadan, kaba kuvvet ve şiddeti uzağınızda tutarak bunları söyleyin” diye konuştu.
“BAŞBAKAN KENDİNİ İNKÂR ETMİŞ OLUR”
Başbakan Erdoğan’ın tutuklu yargılanan askerlerle ilgili açıklamalarının farklı yorumlanmaması gerektiğini kaydeden Hüseyin Çelik, “Başbakan’ın söylediği Balyoz’u görmeyin, Ergenekon’u görmeyin böyle bir şey yok. Zaten bunlar darbeyle ve darbecilerle hesaplaşmamak anlamına asla gelmez. Böyle bir şey olursa bu Başbakan’ın kendi kendini inkarı anlamına gelir. Darbelerle hesaplaşma, Türkiye’nin kendi safralarından kurtulması yönünde bir çaba var. Usuldeki hatalardan dolayı esasın gölgelenmesine müsaade etmemelidirler” dedi.