• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Boykot İslâmî ve insanî duruşun bir simgesidir

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi:
Boykot İslâmî ve insanî duruşun bir simgesidir

Gazetemiz okurlarından Numan Ali Kahraman 'Boykot İslâmî ve insanî duruşun bir simgesidir' başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Gazze’deki soykırım tebârüz ettiğinden beri, İslâm beldelerindeki Müslümanlar, haklı olarak birçok Siyonist destekçisi firmaya karşı tepkisel bir duruş benimsemiş ve kâr marjlarında da ciddi bir düşüşe neden olmuştu. Boykot mes’elesinde, bazı çevrelerden yükselen, “Boykot yaptığınızda Gazze’deki soykırım bitmiyor!” itirazları, niyet okuması yapmaksızın yanlış bir perspektife sahip bir bakış açısı olsa dahi, âdil bir perspektiften mütalaa edildiğinde, birtakım haklı gerekçelere de sahip olduğu fark edilecektir. 

Boykot mes’elesini salt somut bir eylem olarak görmekten ziyade; İslâmî ve kimliksel bir duruş mes’elesi olarak görmek, boykota yapılacak olan itirazları izâle edeceği gibi, bazı hakikatleri fark etmemize de vesile olacağı kesindir. 

Evet, boykot İslâmî ve insanî duruşun bir simgesidir ve bu konuda hassasiyet gösteren her Müslüman takdir edilmeli ve örnek alınmalıdır. Fakat, boykotun üstüne geçmeyen tepkisellik maalesef Müslümanların reaksiyonlarını pasifize etmekte ve ciddi adımlar atma noktasında Müslümanların realiteyi fark etmesine de mâni olmaktadır. Bu mes’ele, üzerinde durulması gereken mühim bir noktaya da parantez açmaktadır. Bu da boykot dışında, somut farklı adımların olup olmadığı mes’elesidir. 

Bu realiteyi yorumladığımızda göreceğiz ki, boykot dışında Müslümanların reaksiyona geçmesini sağlayacak pek çok mes’ele vardır. Başta Hollanda, İngiltere ve Fransa olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde İsrail’e karşı somut adım atma noktasındaki eylemleri ciddi pozisyonlara ulaşmış vaziyette ve bu eylemi yapan insanlar, bu tarz eylemleri insani bir sorumluluk görevi olarak görmekte ve bu tarz müteaddi eylemleri sahiplenmektedirler.  

Türkiye, Filistin konusunda diğer âtıl Ortadoğu ülkeleri kadar Gazze’deki soykırıma büsbütün sessiz kalmasa dahi ciddi somut adımlar atmak noktasında siyasi veya konjektürel meselelerden bağımsız olarak yorumlanırsa, çekinceli tutumunu sürdürmektedir. Bu meseleyi sadece siyasilerin şahsi insafına bırakmak, âdil bir tutum değildir. Devletler siyasi pozisyonlarını, halkların maslahatına göre belirler. Fakat, halkların kitlesel talepleri de, siyasilerin pozisyonlarına etki edecek müessirlerden biri olduğu unutulmamalıdır. 

Bu açıdan yorumlandığında, şahsi boykotun ötesinde Müslümanlar reaksiyoner eylemlerden kaçınmamalı ve soykırım destekçisi bütün firmaların, şirketlerin önünde eylem yapmak ve onların ticari ilişkilerini aksatacak eylemlerin takipçisi olmalıdır. Ve Sadece bununla da yetinilmemeli, siyasilerin yapabileceği siyasi bütün adımların takipçisi olmalı ve kitlesel mesajları muhatabına verebilmelidir. 

Zira, Gazze’deki soykırım, bütün maslahatların ve bütün siyasi hamlelerin önüne geçmiş bir vaziyettedir. Bu noktada partizan duruşlar değil, insani ve kimliksel duruşlar insanlık dramına karşı bir anlam ifade etmektedir. Allah Resulü’nün, aşağıya iktibas edeceğimiz şu buyruğu bütün mü’minlere numune-i imtisal teşkil etmektedir:  

“Birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerine sımsıkı sarılmakta müminler bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsızlandığı zaman diğer azalar da ateşlenerek ve uykusuzlukla ona icabet ederler.” (Buhari)  

Biz de mü’minler olarak bu buyruğa icabet etmeli ve Gazze konusunda elimizden gelen bütün somut adımların takipçisi olmalıyız. Zira, Müslümanların geleceklerini ilgilendiren bütün hadiseleri, siyasilik ve ideolojilerden soyutlayarak somut bir boyuta çekmemiz sadece insanlık nâmına değil, imani bir vecibeyi de ihtivâ etmektedir. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23