Okulların açılması ile birlikte uzmanlar bonzai tehlikesine karşı aileleri uyarıyor. Bonzai kullanımı neredeyse 9-10 yaşlarına kadar inerken, emniyet birimleri ard arda toplantılar yaparak, alınacak tedbirleri uygulamaya koyarken, eğitimciler özellikle çocukların okul dışındaki vakitlerinin nerede ve hangi ortamda geçirdiklerinin iyi takip edilmesi gerektiğini dile getiriyorlar.
SİNAN KAYA – Toplumda son zamanlarda kullanımı gittikçe artan ve birçok gencin hayatına mal olan sentetik uyuşturucu olan bonzai tehlikesine karşı uzmanlar uyarıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) sorumlusu Prof. Dr. Zehra Arıkan, “Bonzai ve diğer uyuşturucu maddesi tehlikelerine karşı başta ebeveynlerin ve okul idaresinin bu konuda tam olarak bilgilendirilmesi gerekir. Çünkü çoğu kişi bu maddenin ne olduğunu bilmiyorlar. Ayrıca uyuşturucu kullananların çoğu da meraktan kullanıyor” dedi.
“YASAKLAR TEK BAŞINA ÇARE DEĞİL”
Gençlerin uyuşturucu batağına düşmemesi için ailelere ve yerel yönetimlere çok büyük bir görev düştüğünü vurgulayan Arıkan, “Aileler, çocuklarının, okul haricindeki vakitlerini nerelerde ve nasıl geçirdiklerini iyi takip etmeli. Çünkü çocuk, günde bir öğün okula gidiyor, öbür öğün de dışarıda orada burada vaktini geçiriyor. Dolayısıyla gençlerin uyuşturucu ile tanışması okulda değil, okul dışındaki arkadaş ortamında geçirdikleri vakitlerde oluyor. Yerel yönetimler ise gençlerin boş vakitlerini iyi değerlendirmek için spor kompleksleri ve sosyal aktivite yapılabilecek alanlar ve salonlar açmalı. Uyuşturucu kullanmak kafayı rahatlatıyorsa, en iyi kafa rahatlatma, sosyal aktivite ve spor yapmakla gerçekleştirilir. Çünkü sporla, çeşitli sosyal aktivitelerle, madde kullanımı kolay kolay bir arada bulunmuyor. Yerel yönetimler üzerlerine düşen bu görevi yerine getirirlerse, gençlerimizi bu bataklıktan kurtarmış oluruz. Uyuşturucu batağından kurtulmak için sadece yasakla yeterli olmuyor maalesef.
“MERAK UYANDIRMAMALIYIZ”
Uyuşturucu kullanımı hakkında yapılan uyarılarda, uyarısı yapılan maddenin isminin hiç kullanılmaması gerektiğine vurgu yapan Arıkan, “Bir şeyi ne kadar tekrarlarsanız, ‘bunu yapmayın, ya da kullanmayın’ dedikçe, çocuklarda inatla, bu uyarıları dinlemeyip, ‘acaba ne oluyor, neden bu kadar ısrarla bu maddeyi kullanmayın diyorlar’ şeklinde merak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu tür uyarılarla bir nevi gençleri madde kullanmaya sevk etmiş oluruz. Yasaklama ve uyarılarından ziyade, uzmanlar ve aileler, çocukları ve gençleri, iyi şeyler yapmaya yönlendirmeliler. Yani ‘uyuşturucu maddeler zararlıdır demek yerine, ‘sağlıklı bir yaşam için süt için, spor yapın’ gibi güzel şeyler demeliler. Böylece hem maddenin ismini zikretmemiş olursunuz, hem de çocuklarda madde hakkında merak uyandırmamış olursunuz. Çünkü bir şey ne kadar yasak olursa o kadar merak uyandırıyor” diye konuştu.
Gençler arasında madde kullanımını arttıran bir başka etkenin ise bazı uyuşturucu maddelerin ekonomik boyutunun çok düşük olduğunu söyleyen Arıkan, “Gençler okul harçlıkları ile bazı uyuşturucu maddeleri rahatlıkla temin edebiliyor. Madde satıcıları da bu gençleri çok rahat bir şekilde kendi saflarına çekebiliyorlar. Ayrıca ‘Bana bir şey olmaz. Ben kontrollü içerim. Bağımlı olmadan kullanırım. Herkes bunu yapamaz ama ben yaparım’ şeklindeki düşünceler de gençler arasında uyuşturucu kullanımını daha da artırıyor” ifadelerini kullandı.
“ÖLÜM BİLE VAZGEÇİRMİYOR”
Madde kullanımından kaynaklanan ölüm vakalarının bile bağımlıları korkutmadığını diye getiren Arıkan, şöyle devam etti: “Bağımlılar, madde kullanımından ölen kişiyi değil, madde kullanıp da ölmeyen kişiyi örnek alıyor maalesef. Uyuşturucu madde gizli gizli kullanıldığı için çoğu aile, çocuğunun bağımlı olmayana kadar madde kullandığını fark etmiyor. Eğer, aileler, kolluk kuvvetleri, yerel yönetimler ve okul yönetimi birlikte hareket ederse bu sorun azalır ve hiçbir genç uyuşturucu batağına düşmez.”