• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

'Ben söyleyince eleştirdiler' diyen Erdoğan: Putin de aynısını söyledi!

Yeniakit Publisher
Haber Merkezi Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
'Ben söyleyince eleştirdiler' diyen Erdoğan: Putin de aynısını söyledi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfus artış hızının yavaşladığı yönündeki dikkat çeken bir cevap verdi. Başbakan seçildiğinden bu yana vatandaşlara “en az 3 çocuk” çağrısı yaptığını hatırlatan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de aynı çağrıyı yaptığını anımsattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta, aralarında Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Alan’ın da olduğu gazetecilerin sorularını cevapladı.

Uçakta bir gazeteci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “2025 Aile Yılı ilan edildi. Aile Bakanlığıyla birlikte çok önemli çalışmalar yapıldı. 2025’in artık sonuna doğru geliyorken de yapılan kampanyalara ilgi nasıldı? Bir de sizin hep dikkat çektiğiniz unsur var, nüfus artış hızı azalıyor. 2026 yılı içerisinde bu teşvikler, aile kurumunun teşviki için yeni çalışmalar planlanıyor mu?” sorusunu yöneltti.
Erdoğan’ın cevabı ise şöyle oldu:

Her şeyden öte bu son cümle çok çok önemli. Nüfus artış hızı noktasında gerçekten dertliyiz. Bunu artırmamız şart. Bugün öğrendim, Rusya “en az iki çocuk” diyordu şimdi onlar da “en az üç çocuk” diyor. Biz bunu söylediğimizde çok tartışmalar çıktı, çok eleştirildik. Ama haklılığımızı bu gelişmeler ortaya koyuyor. Aile Yılı derken, ailenin kutsiyetini ifade etmek istiyorum. Aile bizde kutsaldır. Her yönüyle kutsaldır. Anneyle, babayla, bütün kardeşlerle bu kutsiyeti bizim ihya etmemiz önemli. Aileyi ne kadar ihya edersek, ailede ne kadar birbirimize kenetlenir, bağlanırsak o zaman güçlü millet oluruz. Güçlü aile, güçlü millet. Yani güçlü milletler güçlü ailelerden doğar. Eğer güçlü bir aile yapınız olmazsa, siz güçlü millet de olamazsınız. Bu sıkıntıyı yaşıyor muyuz? Bana göre yaşıyoruz. Ama ümitsiz miyiz, asla… Çünkü bu milletin tohumunda var. Yani biz yeniden inşallah ayağa kalkacağız, yeniden küllerimizden doğacağız. Bu millet, o güçlü ailelerle inşa ve ihya hareketini de yürütecektir. Bu noktada aile değerlerini korumanın ülkemiz açısından çok çok önemli açılımları olacak.
Tabii aileyi ve ailenin korunmasını konuşurken, eğitimde çok çok önemli. Burayı da ihmal etmiyoruz. Bakın, bizim şu anda üniversite sayımız 208’i buldu, ama biz buraya 76’dan geldik. Bize “bu kadar üniversite niye?” diyenler şimdi “haklıymışsın” demeye başladılar. Eğitim öğretimin olmadığı bir ülkeden güçlü bir millet doğar mı? Güçlü bir millet için eğitim öğretimde her yönüyle kuvvetli bir altyapı olacak ki, buradan da güçlü bir millet çıksın. İbrahim Tatlıses kardeşimizin meşhur sözü var ya, “Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik?” diye. O Urfa’da üniversite aradı, biz 81 vilayetin 81’ine de üniversiteler kurduk. Şimdi üniversite olmayan ilimiz kalmadı. Ve bununla da iftihar ediyoruz.
Buralarda kaliteli, güçlü kariyer sahibi hocalarımız görev yapmaya başladı. Ağrı’ya gidiyorsun, Ağrı’da üniversitemiz maşallah her yönüyle güçlü. Hakkari’de her yönüyle güçlü. Yani yok yok, hepsi var. Artık oralardan derece yapan yavrularımız çıkıyor. Nasıl oldu? O eğitim öğretim olmasaydı yani Hakkari’den, Ağrı’dan, Van’dan, diğer şehirlerimizden bu yavrular çıkar mıydı, çıkmazdı. Ama şimdi çıkıyor. İnanıyorum ki ailelerimiz de artık yavrularına daha farklı, daha güçlü bir şekilde sahip çıkacak. Onlar da şöyle bir endişe taşımıyor; “Benim vilayetimde, benim şehrimde üniversite yok ki” demiyor. “Artık benim vilayetimde de üniversite var. Dolayısıyla evladımı yetiştireceğim, hazırlayacağım ve bizim memleketteki üniversiteye gidecek, buradan da inşallah kendini yetiştirerek mezun olacak” diyorlar.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Tarık

Reis'im; 3 çocuk çağrısı yapıyorsun çok güzel ama kadınları iş hayatına iten bir sistemde maalesef bu çok zor. Sabaha kadar güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kadına 3 çocuk yaptırmak kolay bir şey değil.

Ahmet

Kadın istihdamının artırılması ekonomik olarak aileleri rahatlatırken çocuk doğurma oranını düşürmüştür. Yine rahat hayat kavramı. Hayat pahalılığı, Taşımalı eğitim sisteminin ailelere olan ekonomik yükü. Yine çocuk yerine Kedi ve  köpek bakma fikrinin yaygınlaşması. Çalışan anne babanın çocuklarını güvenli bir yere bırakamaması, kreş maliyetleri. Ömür boyu nafaka zulmü ile insanların yeniden evlenmemesi. Kadının beyanı esastır zulmü. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözü hayata geçmeyince. Gibi Gibi bir çok olumsuz etken birleşince sonuç yaşanan acı tablo.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23