Batı ilişkileri BRICS'e engel değil: Fuat Oktay’dan “yeni dünya düzeni” yorumu
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Avrupa’nın güvenlik politikasında Türkiye’nin rolü, NATO’daki gelişmeler, BRICS VE ŞİÖ ile yakınlaşma sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Aydınlık Gazetesi Ankara Haber Müdürü Aykut Diş’e konuşan Fuat Oktay, “Ülkemiz milli menfaatlerine dayalı çok boyutlu dış politikası ile, Batı dünyasıyla olduğu gibi, Asya, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini her geçen gün daha da geliştirmektedir” mesajı verdi.
Diş’in, “Avrupa güvenlik mimarisinde Türkiye’ye olan ihtiyaç, vurgusunu çok duyuyoruz. Nedir bu mimari? Türkiye’nin rolü ne olacak?” sorusuna cevap veren Oktay, “Gerçekten de bugün Avrupa ülkelerinin dış politikadaki en öncelikli konusu, Ukrayna’da barışın nasıl gerçekleştirileceği ve bundan sonra kendi güvenliklerinin nasıl sağlanacağı.” diyerek söze başladı.
ABD Başkanı Trump’ın yeni “güvenlik yaklaşımı”nın, Avrupa’dan daha fazla yük paylaşımı talep ettiğini vurgulayan Fuat Oktay, “Ukrayna’nın işgali, Rusya’nın silah üretim kapasitesinin artıyor olması ve ABD’nin bu yeni yaklaşımı Avrupa Birliği ülkelerini ‘ReArm Europe’ yani Avrupa’yı yeniden silahlandırma politikasına yönlendirdi. Bir yandan Avrupa Birliği’nin savunma kapasitesi artırılmaya çalışılırken, diğer yandan NATO’nun kuzey ve doğu kanatlarının güçlendirilmesi üzerinde duruluyor. Kısacası Avrupa, Transatlantik boyutunda yer alan güven bunalımı ve kendi güvenliğine karşı gelişen tehdit algısı karşısında yeni bir güven mimarisi arayışında.” sözleriye devam etti.
Fuat Oktay konuşmasını şöyle sürdürdü: “NATO’nin ikinci büyük ordusuna sahip olan, savunma sanayiindeki üretim kapasitesi ve teknolojik üstünlüğü ile ülkemizin, Avrupa’nın güvenlik mimarisi içerisinde önemli bir rol oynayabileceği genel kabul görüyor. Türkiye ile ilgili meselelerde, bugüne kadar ‘stratejik bir körlük’ içerisinde davranan, bazı küçük AB üyelerinin bencil ve haksız taleplerinin yörüngesinde hareket eden Avrupa ülkelerinin artık ülkemizin ‘stratejik önemini’ daha iyi algıladıklarını görüyoruz.”
AK Partili Fuat Oktay şunları söyledi: “Bu algı değişikliğinin somut sonuçlara dönüşmesi ve savunma sanayii firmalarımızın AB projelerine kısıtlama olmadan katkı verebilmesi önemli. Bu açıdan, savunma harcamalarında finansman kolaylığı getiren SAFE mekanizması projelerinde, firmalarımızın kısıtlamalara tabi olmadan yer alabilmesi, ‘AB’nin Türkiye’ye bakış açısının ortaya konması’ açısından önemli bir sınav olacak. AB’nin kurumsal hantallığını ve engellemelerini aşmak isteyen çoğu Avrupalı ülke, Türkiye ile ikili boyutta ilişkilerini daha ileri boyuta taşıma çabasında. Doğal olarak, ülkemizin Avrupa ile ilişkileri sadece savunma ve savunma sanayi alanı ile sınırlı değil. Tam üyelik başta olmak üzere, vize konuları, Gümrük Birliği Anlaşmasının yenilenmesi gibi pek çok alanda AB ile ilişkilerimizde ilerleme kat edilmesi önemli.”
‘BATI İLE İLİŞKİ BRICS VE ŞİÖ İLE İLİŞKİYE ENGEL DEĞİL’
“Yeni bir dünya düzeni kurulduğu öne sürülüyor. Türkiye nerede konumlanacak? Türkiye’nin BRICS ve ŞİÖ’deki pozisyonları ilerleyecek mi?” sorusuna ise Fuat Oktay’ın cevabı şöyle oldu:
“Uluslararası ilişkiler statik değildir. İnsanlık tarihi boyunca değişim temel kural olmuştur. Bu çerçevede yeni bir dünya düzeni arayışı aslında, geçmişte de şimdi de her zaman geçerliliğini korumuştur. Tarih boyunca tüm ülkeler, toplumsal, sosyal, siyasal ve teknolojik değişimlerin getirdiği yeni düzene uyum göstermek durumunda kalmıştır. Bu uyumu gösteremeyen devletler zor durumlara düşmüşlerdir. Tüm bu hususlar bugün için de geçerlidir.
Osmanlı’dan günümüze olduğu gibi Türkiye, Avrupa’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye pek çok Avrupa kuruluşunun ve NATO’nun önemli bir üyesidir. Batılı ülkelerle ekonomik, sosyal ve güvenlik alanlarında yakın ve özel ilişkilerimiz mevcut. Ancak bu durum BRICS ve ŞİO ile ilişkilerimizin geliştirilmesinin önünde bir engel değil. Bir grubun diğerine alternatif olarak gösterilmesi yanlıştır. Ülkemiz milli menfaatlerine dayalı çok boyutlu dış politikası ile, Batı dünyasıyla olduğu gibi, Asya, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini her geçen gün daha da geliştirmektedir.”

