Bakan Bayraktar: 20 yılda 200 bin kilometre doğal gaz hattı kazandırdık! Türkiye, doğal gaz ihraç eden bir ülke haline geldi
Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma yolunda önemli yatırımlar yaptığını açıklayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yüzde yüz ithalata bağımlı olan Türkiye’nin artık doğal gaz ihraç eden ülke haline geldiğine dikkat çekti.
MUHAMMET KUTLU ANKARA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da katılımıyla Türkiye’nin yeni enerji üslerinden biri olan Gabar’da gençlerle birlikte kutlanan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri sonrasında Ankara’dan gelen medya temsilcilerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gabar’daki petrol üretimini anlatan Bayraktar, “Gabar geçmişte hep terörle anılan bir yerdi ve yani yol yok hiçbir şey yok yani zaten Gabar adı üzerinde dağ. Dolayısıyla yüzlerce kilometrelik müthiş bir asfalt yol ağı oluşturduk ki, her lokasyona ulaşmamız gerekiyor ve ondan sonra da ciddi bir üretim rakamına ulaştık. Son dönemde özellikle Gabar’la beraber Türkiye farklı bir noktaya geldi. 2002 yılında üretilen 50 bin varillerden 270 bin varilin üzerine çıkan bir üretim artışımız var. Petrol ve doğalgazı beraber söylüyorum. Dolayısıyla hakikaten önemli bir şey ama ülkenin ihtiyacı çok büyük. Yani ne kadar üretsek az, daha fazla üretmemiz lazım şimdi bu terörsüz Türkiye şartlarında artık. Şu anda bizim hedef sahalarımız var. Gabar’ın civarında, çevresinde. Buralardan da ümitvarız. 100 bin hedefi bizim için ciddi bir hedef. Şimdi yeni keşifler yapacağız” ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR’DA AMERİKALILARLA ORTAK ÜRETİM
Diyarbakır’daki faaliyetleri de aktaran Bakan Bayraktar, “Amerikalılarla ortak yapacağımız çalışma ama onun öncesinde 2025 yılı şu ana kadar yani mayıs ayına kadar diyelim. Yaklaşık 42 milyon varil, yani neredeyse 3 milyar dolarlık bir petrol keşfi var. Biz bunu yeni keşif gibi açıklamadık ama biz her zaman böyle yeni rezerv ilavesi yapıyoruz. İlginç olan veya hani farklı o club boru keşfi yüzde 58-60’ı Diyarbakır tarafından var. Yani Diyarbakır’da önemli bir şey var ama bizim Diyarbakır’da yapmak istediğimiz şey bu ankonvansiyonel üretimle kayaların içerisindeki kaya gazı, kaya petrolü, kayaların içerisine sıkışmış doğalgaz ve petrolü üretmeyle alakalı Diyarbakır’da yeni bir şeye geçiyoruz. Çok ümitliyiz ama onun dışında geleneksel alışıldık yöntemlerleler de yeni rezerv yeni keşiflere devam ediyoruz. Türkiye Petrolleri’nin en kârlı yatırımı Gabar. Dünya ölçeğinde kârlı bir iş yapıyoruz acayip iyi bir iş yapıyoruz” diye konuştu.
“ABDÜLHAMİD HAN, KARADENİZ’DE BÜYÜK BİR REZERV KEŞFETTİ”
Türkiye’nin her yanında petrol ve doğalgaz aramalarını sürdürdüklerini ve yeni rezervler tespit edip üretime aldıklarını anlatan Bayraktar, Doğu Akdeniz’le alakalı çok sondajımız var. 11 tane derin deniz sondajı yaptık. Ama şu anda bütün gücümüzle Karadeniz’deki sahaları geliştirmeye gayret ediyoruz. Karadeniz’de ilk fazı bitirdik 9.5 milyon metreküple. Şimdi ikinci fazın çalışmaları devam ediyor. Çanakkale’deki yüzer üretim platformu 29 Mayıs’ta boğazdan geçirip Filyos’a göndereceğiz. İkinci faz için. 303 metre boyunda 57 metre eninde. Ama bir taraftan da Göktepe-3 kuyusunda olduğu gibi yeni keşifler için de gemilerimizden bir tanesini oraya ayırıyoruz. Abdulhamid Han, Göktepe-3’te büyük bir rezerv keşfetti. Bambaşka bir lokasyon. Arada 80 kilometre var. Apayrı bir yer. Dolayısıyla yeni bir rezerv, yeni bir keşif” şeklinde bilgi verdi.
“SURİYE’DE DAHA YOĞUN ŞEKİLDE OLABİLİRİZ”
Suriye’deki duruma da değinen Bayraktar şunları söyledi: “Türkiye, Suriye’de, Irak’ta, Avrupa’da hangi coğrafyada olursa olsun, Türkiye’yle yapılan iş birliğinin herkese faydası var. Türkiye dünya petrol piyasası için çok önemli bir ülke. Irak-Türkiye ham petrol boru hattı. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı. Boğazlarımız çok önemli geçiş güzergahları. Yani Türkiye’nin varlığı her alanda katkı sağlıyor. Suriye’de de biz bu anlamda yabancı şirketlerle, farklı ülkelerdeki şirketlerle de ortak çalışabiliriz. Suriye’de daha yoğun bir şekilde olabiliriz. Suriye’nin doğal gaz potansiyeli, özellikle denizlerdeki doğal gaz potansiyeliyle alakalı.
Bayraktar şöyle devam etti: Bize şu anda dünyanın her yerinden talepler geliyor. Libya’dan geliyor, Somali’deyiz. Pakistan’da yakın bir zamanda anlaşma imzaladık. Pakistan denizlerinde arama yapacağız. Dolayısıyla bu geliştirdiğimiz kendi kabiliyetlerimizi özellikle Akdeniz’e ve Karadeniz’de şimdi herkes bize gelip bizim ülkemizde de beraber arama yapalım veya gelin arama yapalım diyorlar. Bütün bunları inşallah Suriye’ye yansıtırız. Bütün bunları biz konuşuyoruz. Bu netlikte konuşuyoruz. Daha net konuşuyoruz. Lokasyon lokasyon konuşuyoruz ve tabii ki bunun olgunlaşması belli bir kıvama gelmesi gerekiyor.
MERKEZ ÜLKE OLMA HEDEFİ
Öyle bir yerdeyiz ki. Dünyanın petrol ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 60’ı etrafımızda, dünyadaki çok önemli bir piyasa Avrupa yine burnumuzun dibinde. Dolayısıyla bunu göz ardı etmemek lazım. Ama tek başına bu coğrafyada yeterli değil. Bunu destekleyecek, onu güçlendirecek bir şeye ihtiyaç var. O da şu. Bizim çok güçlü bir enerji altyapısına sahip olmamız lazım. Yani bizim elektriği doğudan batıya, güneyden kuzeye taşıyabilmemiz lazım. Bizim doğal gazı aynı söylediğim şekilde taşıyabilmemiz ve iletebilmemiz lazım. Biz altyapıya o kadar büyük bir yatırım yaptık ki son 20 yılda. 200 bin kilometrenin üzerinde doğal gaz hattı var Türkiye’de. Bunu 20 bin kilometrenin üzerinde yüksek basınçta çelik hatlarımız var. Yani Botaş’ın hatları. Dolayısıyla o büyük taşımayı yapacak. Petrol boru hatları projelerini önce ifade ettim. Denizlerimizdeki varlığımız, komşularımızla olan enterkonneksiyonumuz. Dolayısıyla merkez ülke olma koşullarından en önemlileri güçlü bir altyapı. Çok ciddi bir yatırım yaptık. Şimdi yavaş yavaş onun meyvelerini almaya başlıyoruz. Bakın biz yüzde yüz ithalata bağımlı bir ülke iken doğal gaz için söylüyorum. Bugün Türkiye doğal gaz ihraç eden bir ülke haline geldi. Elbette ki Karadeniz’deki üretimimiz ama onun ötesinde farklı kaynaklardan doğal gazı alabilmeniz ve bunu Avrupa’ya, pazara iletebilmenizle alakalı. İstanbul Finans Merkezi konusu önemli bizim şu anda finansal piyasalarla bu enerjideki altyapıyı birleştirmemiz lazım. Orada bir doğal gaz ticareti var. Elektrik ticareti daha yoğun devam ediyor. Ama onu büyütmemiz lazım. Türkiye’de bu ticaretin yapıldığı, madenlerle alakalı benzer şeyi geliştirmemiz lazım ve bu sayede İstanbul Finans Merkezi’ne EPİAŞ’ı taşıdık. Biz yani burayı bir enerji ve emtia borsası haline dönüştürmek istiyoruz. İnşallah oradaki finansal kurumlar da bir şeye kavuşacak. Dolayısıyla bütün bunları yaptığımızda gerçekten bir merkez ülke olacağız. Avrupa, şu anda Türkiye’yi aslında bu anlamda çok müteşekkir olması gereken bir durumda. Çünkü doğal gazda olsun, petrol piyasasında olsun çok ciddi şekilde Türkiye Avrupa’nın arz güvenliğine katkı yapıyor.”
Karadeniz’de yeni bir rezerv, yeni bir keşif
Doğu Akdeniz’le alakalı çok aslında sondajımız var Doğu Akdeniz’de. 11 tane derin deniz sondajı yaptık. Ama şu anda bütün gücümüzle Karadeniz’deki sahaları geliştirmeye gayret ediyoruz. Karadeniz’de ilk fazı bitirdik 9.5 milyon metreküple. Şimdi ikinci fazın çalışmaları devam ediyor. Çanakkale’deki yüzer üretim platformu 29 Mayıs’ta boğazdan geçirip Filyos’a göndereceğiz. İkinci faz için. 303 metre boyunda 57 metre eninde. Ama bir taraftan da Göktepe-3 kuyusunda olduğu gibi yeni keşifler için de gemilerimizden bir tanesini oraya ayırıyoruz. Abdulhamid Han, Göktepe-3’te büyük bir rezerv keşfetti. Sosyal medyada görüyorum. “Bu aslında mevcut rezervin arttırılmasıyla, güncellenmesiyle alakalı” diye. Halbuki bambaşka bir lokasyon. Arada 80 kilometre var. Apayrı bir yer. Dolayısıyla yeni bir rezerv, yeni bir keşif. Ama bu Akdeniz’den vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Filomuzla alakalı yeni gelişmeler olabilir. Benim Akdeniz’de faaliyette olabilmem için diğer yerlerde sondaj yapabilmem için gemiye ihtiyacım var. Şu anda gemilerimiz Karadeniz’le çok meşguller. Ama önümüzdeki dönemle ilgili planlamalarımız var.
Kıbrıs’a elektrik ve doğal gaz götürme hazırlığımız var
Kıbrıs’a elektrik ve hatta doğal gaz götürmeyle alakalı ciddi bir hazırlığımız var. Kıbrıs’a mutlaka elektrik götürmemiz lazım. Yani bu bütün ada için aslında ihtiyaç olan bir şey. Çünkü bugün yani gerek Güney Kıbrıs gerek Kuzey Kıbrıs fosil yakıtlarla elektrik üretiyor. Çevreyle alakalı hassasiyeti çok üst düzeyde olan Avrupa mesela Güney Kıbrıs sen ne yapıyorsun demiyor. Halbuki biz elektriği Türkiye’den götürsek kuzeyle güney arasında bir enterkonneksiyon var, bağlantı var. Dolayısıyla kuzeyden güneye ihtiyaç olduğunda istedikleri zaman o elektriği götürebiliriz. Bu elektriği biz Türkiye’den sadece yenilenebilir enerjiden üreten santrallerden de sağlayabiliriz. Ama malum siyasi saiklerle Güney Kıbrıs, Yunanistan, Avrupa Birliği bu konuda siyasi bir engel oluşturmaya çalışıyorlar. Şu anda Kıbrıs’ın elektrik konusuyla alakalı çok çalışıyoruz. Farklı mobil santrallerimizin beş tanesini oraya gönderdik. 125 megavat. Şimdi iki tane daha göndereceğiz. Dolayısıyla adada Kuzey Kıbrıs Türk halkının herhangi bir elektrik kesintisine uğramaması için hem lojistik imkanlarımızı hem de altyapımızı geliştiriyoruz. Ama tabii kalıcı çözüm adaya elektriği götürebilmek kabloyla veya doğal gazı götürebilmekte.
İspanya ve Portekiz’deki elektrik kesintileri
Bakan Bayraktar, İspanya ve Portekiz’de geçtiğimiz günlerde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin ise, “Enerji sepetini hani bütün şeyleri hani aynı bu sepetin içerisine koyduğunuz zaman sıkıntı yaşarsınız. Onun için yenilenebilir enerji ile alakalı büyük bir açılış yaptık. Türkiye rekor kırdı. 2024’te işte 6800 megavatlık kurulu güç onun yüzde 98’i yenilenebilir. Bizim mutlaka dengeli bir üretim portföyüne sahip olmamız lazım. Mutlaka bizim güneş ve rüzgarın yanında kömüre, doğal gaza, nükleere, hidrolik kaynaklara yani enerjinin tüm kaynaklarına yer vermemiz lazım” değerlendirmesini yaptı.
İkinci ve üçüncü santrale Rusya, G. Kore, Çin ve Kanada ilgisi
Nükleer tarafta Akkuyu’da çalışmalar devam ediyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden bir tanesi. İkinci ve üçüncüyle alakalı bu sene içerisinde artık bunun bir adını koymak istiyoruz. İkinci ve üçüncü santralle ilgili Rusya’nın, Güney Kore’nin, Çin’in ilgisi var. Ama bunların yanı sıra görüştüğümüz ülkeler ve şirketler de var. Bunlardan bir tanesi Kanada mesela. Candu firması. Dolayısıyla hani bunların içerisinde Türkiye’ye en faydalı olabilecek, bize en rekabetçi teklifi sunabilecek inşallah seçimi yapmış oluruz. Küçük modüler reaktörleri düşünüyoruz. Ben bunların Türkiye’nin ve aslında dünya içinde önemli bir gelecek olduğunu düşünüyorum. Gelecekte nükleeri daha yoğun bir şekilde göreceğiz. Küçük modüler reaktörlerde de büyük bir potansiyel var. Orada da dikkatli hareket etmek lazım. Doğru teknolojiyi seçebilmek lazım. Bir de mümkünse orada işin sanayi tarafı da yani üretim tarafında da olabilmek, Türkiye’ye bu teknolojiyi kazandırabilmek lazım.


