Ukrayna’daki AB yanlıları, Rusya’nın Kırım’ı ilhak çabaları karşısında Avrupa Birliği’nden umdukları desteğin gelmemesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşarken analistlere göre, AB’nin en büyük açmazı, bazı üye ülkelerin Rusya’daki çıkarlarının zarar görmemesi için önemli adımları bloke etmesi.
BRÜKSEL - Ukrayna’daki krizde, parlamento tarafından azledilen Ukrayna Devlet Başkanı Victor Yanukoviç’e karşı muhalefeti destekleyen Avrupa Birliği, Rus ordusunun Kırım Özerk Cumhuriyeti’ni kontrol altına alması karşısında diplomatik çözüm çabalarıyla ve yaptırım kartıyla sonuç almaya çalışıyor.
Ukrayna’daki AB yanlıları, Brüksel’den umdukları desteğin gelmemesi nedeniyle hayal kırıklığı yaşarken analistlere göre, AB’nin en büyük açmazı, bazı üye ülkelerin Rusya’daki çıkarlarının zarar görmemesi için önemli adımları bloke etmesi.
ÇIKAR KORKUSU
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nden (EPC) Amanda Paul, Kiev’deki protesto olaylarında 80 kişinin ölmesi üzerine AB dışişleri bakanlarının olağanüstü toplanarak yaptırım kararı almak zorunda kaldığını hatırlatarak, “Bazı üye ülkeler Rusya ile özellikle ekonomik ilişkilerine zarar verecek kararlar almak ya da eylemlerde bulunmak istemiyorlar. Mesela Fransa, Rusya’ya Mistral sınıfı amfibik çıkarma gemileri satıyor ve bu alışverişte bir sorun çıkmasını istemiyor” dedi.
ABD BİR ADIM ÖNDE
EPC analisti Paul, “Rusya’nın Kırım’ı ilhak çabaları” karşısında harekete geçen AB’nin etkinlik ve somut kararlar noktasında ABD’nin gerisinde kaldığını ifade etti.
Paul, İngiltere’de basına sızan resmi bir belgede, finans merkezi Londra’nın Ruslara kapatılmayacağı, ticari yaptırımlara destek verilmeyeceği ve NATO’nun Rusya’ya karşı askeri planlama yapmasıyla ilgili tartışmalarda menfi tavır takınılacağı yönünde pozisyon belirlendiğinin ortaya çıkmasının “bütünüyle utanç verici olduğunu” dile getirdi.
AB AĞIR BİR TREN GİBİ
AB’nin Rusya’ya yönelik sert açıklamalarını ve kınamalarını güçlü eylemlerle destekleyemediğini belirten Paul, “AB ağır bir tren gibi, hızlanması zaman alıyor ve ve genellikle çok geç kalıyor” yorumunu yaptı.
"AB ÜYELERİNİN ÇOĞU ÇEKİNİYOR"
Polonya Dışişleri Enstitüsü’nden Anita Sobjak, ortak payda bulmaktaki zorluk nedeniyle AB dış politikasının genelde kutuplaşma ve ayrışma şeklinde tecelli ettiğini ve Ukrayna’daki krizin bunun bir örneği olduğunu söyledi.
Sobjak, Ukrayna’da doğrudan çıkarı bulunan az sayıdaki AB üyesinin Moskova’ya karşı sert bir tutum belirlenmesini isterken çoğunluğun ekonomik ve siyasi çıkarları nedeniyle Rusya’yı rahatsız edecek kararlarda çekingen kaldığını belirtti.
19-21 Şubat’ta Kiev’de yaşanan kanlı olayların AB politikasının şekillenmesinde kısmen etkili olduğunu, yaptırımların ve Ukrayna’ya mali yardımın yolunun açıldığını anlatan Sobjak, birlik içinde Polonya, Litvanya, İsveç, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan gibi Ukrayna’ya güçlü destek veren ülkelerin önümüzdeki dönemde daha aktif olmaları gerektiğini ifade etti.
