FETÖ’NÜN PESPAYELİKLERİ
FETÖ’NÜN PESPAYELİKLERİ
Sefa Saygılı
FETÖ öyle rezil, öyle fecaat, öyle pespaye bir terör örgüttü ki her geçen gün yeni pislikleri ortaya çıkıyor. Özellikle askeri okullarda bunu gördük. Yetişen bütün subaylar FETÖ’cü olsun diye yapmadıkları zulüm kalmamış. Acımasızca sayısız genci kıymış, bunalım ve hastalıklar içine atmışlar. Şimdi de yeni bir metodu çıktı bu alçakların. Kendilerinden olmayan subay adayı öğrencileri, geçen yazımızda bahsettiğimiz gibi yok kalp hastası, olmadı çekingen kişilik, derken elverişsiz sayıp okuldan atmışlar. Bunlar olmayınca en son da ‘eşcinsel’ demeye kadar vardırmışlar işi. Bizzat şahit olduğum iki örnek daha vermek istiyorum:
*Oğlu isimsiz ihbar mektubuyla eşcinsellikle suçlanarak okuldan gönderilen baba E.A.: “Oğlumun bir erkekle aşk ilişkisi yaşadığı yönündeki iftira ile yaşamasına tahammül edemeyeceğim için içim kan ağlayarak ve ağlaya ağlaya oğlumun okuldan veli isteğiyle ayrılma talebini imzaladım.”
*Eşcinsellikle suçlanarak ayrılmaya zorlanan T.A.: “Babam ağlaya ağlaya, kendi isteğiyle benim okuldan alındığıma ilişkin belgeleri imzalamak zorunda kaldı. İşlemler bittiğinde babam ve ben Kuleli Askeri Lisesi’nden boş ellerle çıktık. Hayatım boyunca babamı ilk kez ağlarken orada gördüm. Çünkü insanın zoruna gidiyordu bu şekilde olması. Onlar attıkları küçük düşürücü iftira ile amaçlarına ulaşmıştı. Onca emek sabır, fedakârlık, umut boşa gitmişti ve bizim elimizden hiçbir şey gelmiyordu.”
Muayene edilen ve eşcinsel şeklinde konulan teşhise anlam vermek mümkün değil. Babaları oğullarının son derece sağlıklı olduğunu, endişe edilecek hiçbir şey olmadığını bildikleri halde bu tanı ile çarpılıyor, ‘lanet olsun’ diyerek çocuklarını itirazsız okuldan alıyorlar. Bu teşhisleri bu masum çocuklara koyan hain Fetullah Terör Örgütü’nün beyni uyuşturulmuş bir üyeleriydi. Verilen emri uyguluyorlardı. Mesleğine, insanlığına, varsa İslamlığına ihanet içerisindeydiler.
YA BUNA NE DEMELİ?
Dostum olan babaya, FETÖ’cü üniversitenin yöneticisinden telefon geliyor ve görüşmek istediklerini söylüyorlar. Dostumun kızı orada öğretim görevlisi ve FETÖ’cü değil. Ondan rahatsız oluyorlar belli ki.
Babaya dedikleri şu: “Senin kızının uyuşturucu kullandığını tespit ettik. Hemen istifasını versin. Yoksa yasal işlem yapacağız ve adli mercilere bildirmek zorunda kalacağız.”
Baba adeta şok oluyor ve ağlamamak için kendini zorlukla bastırıyor. Çünkü iyi eğitim almış, gayet aklı başında muhafazakâr bir kız ve madde bağımlı olma ihtimali mümkün değil. İstifasını verip ayrılıyorlar.
Kızıyla hem o hem de hekim olarak ben görüştüğümde çok şaşkın ve üzgün olduğunu gördük. Böyle bir olayın kesinlikle yalan ve iftira olduğunu ağlayarak anlatıyor.
Tahlil istiyorum, temiz çıkıyor. Sonra gerekçenin FETÖ’cü birini bulduklarını ve kadroyu onun için boşaltmak için böyle bir kumpasa başvurduklarını öğreniyoruz. Kısacası iğrenç ve rezil bir durumla karşı karşıyaydık.
Daha çok benzer iğrenç olaylar var ancak bunlarla yetinelim.
Bu kalleş örgüt, askeri sınav sorularını ele geçiriyor, kendi zombilerine vererek yüksek puan almalarını sağlıyorlardı. Arada sızan gerçekten zeki ve bilgili çocuklar varsa bu haşhaşi hekimler devreye giriyorlardı. Ve onları da böyle uyduruk teşhislerle, damgalamalarla ekarte ediyorlardı.
Ancak hesap edemedikleri bir şey vardı ki zulmün de bir tahammül sınırı vardı. Rabbim bu dünyada O’nu inkâra, din düşmanlığına sabrederdi de zulmün ağırlığına tahammül edemezdi.
Evet, FETÖ’cü hainlerin bu olay gibi her yönden umulmadık zulümleri vardı, tahammül sınırını aştılar ve şimdi yedikleri tokat bunun sonucuydu. Ve görünen o ki başlarına gelenlerden ders almadıkları için daha da tokat yemeye devam edecekler…