• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Gülen kim için neler dedi

29 Ekim 2016
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

Özel arşivimde, daha önce kapağını hiç açmadığım, gayet geniş kapsamlı bir dosya var. Gülen, 1997 yılına kadar, cemaat içi özel sohbetlerinde kimler için neler söylemişse bu dosyada kayıtlı. Yüzlerce insandan bahsediyorum. Bu insanların günceli ilgilendiren bölümünde pek çok siyasetçi, işadamı, gazeteci, yazar, sanatçı ve kanaat önderi bulunuyor.

Bundan sonraki yazılarımda, münasebet düştükçe, bu dosyadaki bazı bilgileri imkan ölçüsünde sizlerle paylaşmak niyetindeyim. Böylece Gülen’in nasıl tezatlar, tenakuzlar anaforunda dolandığını bir kere daha gösterme imkanı bulacağımız gibi, bugün yaşanan bazı olayların kronolojik bağlantısını tespit imkanı da bulacağız.

Dün kara dediği bir insana üç gün, üç ay veya üç sene sonra nasıl ak dediğini, dün ak dediği bir insana aynı ölçüde nasıl kara dediğini, dün baş düşman ilan ettikleriyle bugün nasıl sarmaş dolaş dost olduğunu ve dün dost ilan ettikleriyle bugün nasıl kanlı bıçaklı hale geldiğini sizler de göreceksiniz; ve tahmin ediyorum aranızda benim onunla ilgili ifadelerimi ağır eleştiri kabul edenler, bugüne kadar dediklerimin hafif bile kaldığını, bu konuda itidal ve istikameti koruma uğruna nasıl hassasiyet gösterdiğimi hayretle müşahede ve tasdik edeceklerdir.

Bilindiği gibi, Doğan Medya Grubu, 1975 yılından bu yana Gülen’le ilgili özel bir strateji gerçekleştirdi. Önceleri çok ciddi aleyhte olmalarına rağmen ilkin aleyhte oluşun dozu azaltıldı, sonra kısmen lehe dönüldü, daha sonra tamamen işbirliği eder bir konuma geçildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kısa fasılayı saymazsak bu hep böyle devam etti.

Hangi gaye ve maksada mebni olursa olsun, Bylock yazılım sistemiyle ilgili Hürriyet Gazetesinin yaptığı son karartma ve sulandırma operasyonu söz konusu işbirliğinin devamını belgeleyen en somut örnek. Yeni açtığımız Gülen dosyasında Doğan Medya Grubunun bu tavrını izah eden karşılık ise şu:

Gülen diyor ki, “Aydın Doğan Bey bana bizzat söyledi, niye bana da bir iş vermiyorsunuz, ben de yapayım, dedi. İşte Hürriyet Holdingin, Milliyet Holdingin arkasındaki insan, Koç’la içli dışlı bir insan. Ben de yapayım diyor. Ben inanıyorum ki yarın Sabancı da diyecek, Koç da diyecek.” (25. 10. 1997)

Gülen’in bu ifadede yer verdiği hususlar, sadece bir temenni ya da sadece bir öngörü olarak değerlendirilemez. Pratikte görünen o ki, bir talep ve bu talebin kabulünü sözlü olarak belgeleyen bir akit söz konusu..

Bu arada Aydın Doğan’ı da uyarmak isterim. Eğer Gülen’in bende kayıtlı bu ifadesini doğru bulmuyorsa, tekzibine muhatap olarak beni değil Gülen’i seçmesi gerekiyor.

Yine bilindiği gibi, Gülen aleyhinde en ağır eleştirilerde bulunan gazetelerden biri de Cumhuriyet Gazetesi idi. Fakat nasıl olduysa bu gazete birden makas değiştirdi ve Gülen’in en amansız savunucusu bir hale dönüşüverdi. Hele bu gazetedeki köşe yazarlarından biri.. Ben ismini vermesem de siz onu hemen tanıyacaksınız. Gülen’in onunla ilgili dediklerinden çok kısa bir bölümü aktarıyorum. Bakın neler demiş:

“Kanı beş para etmez, kendi çevresinde bile sevilmeyen, huysuzluğu ile iştihar etmiş bir adam. Tam bir ateist tabi, Allah kabul etmiyor, tabandan bu yana. Eskiden Manisa’da Nur halkalarına da girmiş ve çaşıtlık yapmış, aşağılık bir adam. Yaramaz..

12 Mart’ta biz içerde iken komünistlerle beraber yattık hapiste, Cemal Kural diye birisi vardı. Kendi karakoldaki ifadelerinde diyor. Cemal Kural’a defaatle gitmiş, ‘Beni Türkiye Komünist Partisine al’ demiş, zorladım diyor. Fakat ‘Oğlum senin ağzın süt kokuyor, sen komünistlik yapamazsın’ dedi diyor, ama ‘Ben TKP’denim’ diyor, karakoldaki ifadesinde böyle diyor. Sonra bir aralık paranoyak oluyor, hastanede yatıyor, o raporu da var. Hanımı o raporu hapishanede iken mahkemeye sunuyor, paranoyak olduğundan dolayı tahliye ediyorlar. O döneme rastlayacak yine zannediyorum, Efes’in tepesine çıkıyor, milletin başına işiyor orda. Bunu bilen gazeteci var da, bu sonuncusunu tevsik etme imkanı olmadı. (17.06.1994)

Mesela evinde tabancasını çıkarıyor, sağa sola kurşun atıyor. Yani o zaman ne denecekse şöhret hissine kapılıyor, kendinden bahsedilsin. Öyle bir psikoz içine giriyor. Sonra polisler geliyorlar bir şey yok. Sonra rapor tutuyorlar ki kendi evini kurşunlamış. Ve zaten psikiyatride yatıyor bir dönem. Yattığına dair rapor da var. Daha dünya kadar şey var. Fakat kalkıp mukabele-i bil misil deyip bizim bunları söylememiz yakışıksız olur. (25.09. 1996)

Evet, deli. O ifadelerinde şekli şemaili hareketleri mimikleri gözümün önünde canlanıyor. Benim adımı bile doğru telaffuz etmesini öğrenemedi, 25 senedir takip ediyor ama hâlâ Fettullah diyor. Neyse bağışlayın bu zamanlarda ağzımdan pis gibi kelimeler de çıkıyor. Pis adam.. Evet, bağışlayın. Pise pis demek bile insan edebine muhalifse şayet ikaz edin beni bir daha söylemeyeyim, pise pis demeyeyim.” (3.06. 1997) Ve bu mahut kişiyi bir gün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfına konuşmacı olarak davet ediyorlar. Gülen’e karşı hal değişikliğini, ben değişmedim hoca değişti, diye izah ediyor..

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23