Hakan Şükür’e Bakanlık Teklif Edildi mi?
Hakan Şükür Cemaat’in dergisi Aksiyon’a konuşmuş.. Yarın mülakatın tam metni yayınlanacak. Zaman Gazetesi, mülakat öncesi ‘tadımlık’ birkaç cümleyi yayınladı.. Orada demiş ki Şükür; “..... partinin ileri gelenlerinden, Başbakan’a (Erdoğan’a yani / E.D) yakın biri vasıtasıyla, istifa etmeden 3 hafta önce ‘yakında bakansın, buna göre hazırlıklarını yap’ dendi. Hatta ve hatta istifa ettiğim, telefonlarımı kapattığım gün bütün o yetkili kişiler yakınlarımı arayarak döndürmeye çalıştılar ve bunu söylediler bana. ‘Bakan yaptık adamı, istifa etmesin’ dediler........ Daha önce istifa etmeyi düşündüğümü partili birçok milletvekili arkadaşıma dillendirmiştim. Hepsi biliyor bunu.......” Aksiyon Dergisi’ne verdiği mülakatta yinelemiş. Ben bir iki ay evvel Bugün Tv’de Erkam Tufan Aytav’ın programında da bu sözlerini bizzat kendinden duymuştum. O programda hatta daha belirgin biçimde, konuştuğu kişinin bir bakan olduğunu ve kendisine; “bakanlığın hayırlı olsun, benden duymuş olma” dediğini söylüyordu..
•
Üç hafta sonra Hakan Şükür istifa edeli bir yıl olacak. Bu süre zarfında, çeşitli kırılmalar yaşandı.. “Fethullah Gülen’in sözcüsü” gibi algılanan Hüseyin Gülerce bile Cemaat’e karşı pozisyon aldı. Aralarında eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in de olduğu pek çok isim AK Parti’den istifa etti.. Kimse çıkıp da; “Bakanlık söz vermişlerdi, şimdi ise arkasından atıp tutuyorlar Hakan Şükür’ün” demedi... Yahut; “Bakanlık bile teklif edildi kendisine ama o illa Gülen ne dediyse onu yapmayı tercih etti” gibi bir söz duymadık. Ne menfi, ne müspet... Ne ketum adamlarmış. Ser veriyorlar, sır vermiyorlar... Yalnız benim anlamadığım bir şey var.. Bu “diktatör” Erdoğan, bakanlık ile ilgili değerlendirmeler yaparken, öyle herkesle istişare mi ediyormuş ki, herkes biliyor bu konuyu?.. Tüm kararları tek başına aldığı, kimseye bir şey danışmadığı, kimsenin sözünü dikkate almadığı söyleniyordu.. Yanılmış demek ki paralel medya..
•
Önce Hakan Şükür’ün siyasi kariyeri ile ilgili bir iki söz söylemek isterim. Seçildiği günden istifa ettiği güne kadar geçen süre içinde milletvekili ve meclis çalışanlarıyla resim çektirmek dışında icrai bakımdan tesirli bir çalışmasına ben denk gelmedim. Hem devamlılık, hem de faaliyet karnesi zaten bunu doğruluyor. Tamam Suriye ile ilgili, büyüme rakamlarıyla ilgili yahut işsizlik ve enflasyonla mücadeleyle ilgili bir şey söylemesin. Ama ben, ne şike soruşturmasında, ne futbolda şiddet konusunda, ne de uluslararası sportif faaliyetlerimizle ilgili bir sözünü de anımsamıyorum.. Bir tek şike cezalarına indirim getiren yasayla ilgili bir konuşma yapması gündemdeydi o dönem. Belki içeriden biri olarak sözleri daha bir dikkate alınabilirdi.. Ona da; “Ben tarafım, içeride arkadaşlarım var” diyerek sessiz kalmayı tercih etti.. Neticede ben tüm bir politik kariyerine baktığım zaman, herhangi bir şey göremiyorum. Neticede Şükür “efsane golcü”dür.. O kadar.. Hangi okulu bitirmiş, futbol oynamanın dışında hangi alanda kendini yetiştirmiş, ne kadar donanımı var, ne kadar bilgisi var, bunların hiç birini bilmiyoruz. Böyle bir isim için ‘bakanlık’ beklentisi biraz hayal mahsulü gibi görünüyor.. Ama söylediğine, iki kez üst üste ilan ettiğine göre doğru olmalı...
•
Şimdi belki de tam da bu mülakatın üzerine her kim ise o AK Partili isimler çıkıp; “evet ben dedim Hakan Şükür’e bakan olacaksın diye” şeklinde bir açıklama yapabilirler. Demezlerse bu saatten sonra Hakan Bey’in bu isimleri kamuoyuyla paylaşması gerekecek. İki kez bu iddia dillendirilmiş hâlâ ete kemiğe büründürülmemişse orada bir sıkıntı var demektir... Amaç AK Parti’de herkesin birbirinden kuşkulanmasını, “kimse o çıksın ortaya” türü beylik çağrılar yapılmasını, Şükür’le iki kez yemeğe çıkmış herkesin zan altında kalmasını sağlamak mı?.. Bu oyun beş dakikada bozulur. Kalın sağlıcakla.