HDP, bakanlık değil, ‘çekirdek çitlemek” mi istiyor?
HDP milletvekili Saruhan Oluç’un “Bizim bakanlık talebimiz olmadı” açıklaması.
Beni, “Gürsel Tekin’in de aslında, HDP’ye bakanlık teklifi yapmadı” sonucuna götürdü.
Öyle olmalı.
Aslında ne Gürsel Tekin öyle bir şeyi gündeme getirdi.
Ne de HDP, böyle bir şeyi istiyor..
Aslında HDP, bir siyasi parti değil.. Bir hayır derneği.
Onlar ülkeyi yönetmek falan istemiyor..
Spor olsun diye siyasi parti kurmuşlar..
Boş vakitlerini geçirmek için, siyaset yapıyorlar..
Onun için de..
CHP Milletvekili Gürsel Tekin, “HDP’ye bakanlık verilebilir” deyince..
HDP’li vekil Saruhan Oluç da cevabı yapıştırıyor:
“Konjonktürel açıdan baktığımızda, bizim 6’lı masadan herhangi bir bakanlık talebimiz, görüşmemiz, konuşmamız, beklentimiz olmadı. Yani 6’lı masadan ne böyle bir talepte bulunduk, ne de bulunmayı düşünüyoruz. Çok net.”
Bırakın bakanlık talebini..
Adamlar ayrı devlet kurmayı planlıyorlar..
Mevcut devletin bakanlığını bile kabul etmeyip..
Ayrı bir devletin bakanları olmayı düşlüyorlar..
Emir aldıkları, 50 bin kişinin katili terörist Apo’yu, cezasını tamamlamadan tahliye etmeyi planlıyorlar..
Kimi zaman, tümü ile “özerklik” talebinde bulunarak.
Kimi zaman “Yerinden yönetime özerklik” talebi ile de yetineceklerini söyleyerek.
Ama şimdi, “planları hepten yarım kalmasın” diye..
Hedeflerine tek engel olarak gördükleri “dindar cumhurbaşkanı”nı indirebilmek için..
“Hayır derneği” postuna bile girmeye kalkabiliyorlar..
Ben de düşünmeye başlıyorum..
Bunların derdi, görüntüde dillendirdikleri hiçbir şey değil de..
Bunların derdi, devlet, Kürt vatandaşları ile, Türk vatandaşları ile barışmasın..
Devlet bugün Kürt, yarın bir başka etnik yapıdaki vatandaşları ile kavga etsin..
Bugün kandırılan Kürt çocuklarına bombalar patlattırılırken, bu sonlandırılırsa, yarın bir başka gruptan insanlarımıza bombalar patlatttırılsın..
Türkiye huzura hiçbir zaman kavuşamasın..
Bunu mu istiyorlar.
Bunun sağlanması için mi görevlendirilmişler?
Söze bakın..
Seçime girseler de..
Onların “bakanlık talepleri yok” imiş.
“Hayrına siyaset yapıyorlar”mış..
“Bir beklentileri yok” imiş..
Hani biraz sıkıştırsanız..
Seçim üzeri, “Bizim özerklik talebimiz de yok” diyecekler..
“Apo’nun serbest bırakılması mı? Zinhar, O terörist adamı niye bırakıyoruz ki, asmamız lazım” bile diyebilirler..
Bu söylemlerin hepsi, köprüyü geçene kadar..
Köprüyü bir geçsinler..
O zaman siz görün, Susurluk’tan en başta yargılanması gereken kişi olarak tanıttıkları ablaya söyleyeceklerini..
Onun için..
Yavuz Ağıralioğlu’na söylüyorum, “Niye kendinizi yırtıyorsunuz ki?”
Müsavat Dervişoğlu’na soruyorum: “Niye hemen, gelen her topa giriyorsunuz?”
Koray Aydın’a hatırlatıyorum: “Birkaç gün bekleseydiniz ya..”
Bakın Genel Başkanınız Meral Akşener, ne güzel atlattı, soruları..
Soruluyor, “HDP’ye bakanlık teklifi hakkında ne dersiniz” diye.
Meral ablamız, “Eylül ayında İyi Parti’ye linç harekatı başlatıldı” diyor.
Soru ne, cevap ne?
Uzaktan yakından bir ilgisi var mı, soru ile cevabın..
Ama olsun.
Tiyatroyu, 23 Haziran’a kadar, böyle oynayacaklar..
HDP ile kirli ittifakı, gizleyecekler..
Milletin gözünden kaçıracaklar..
Milliyetçileri, ülkücü olarak kendisini tanımlayan insanları, aptal yerine koyacaklar..
“HDP’ye bakanlık mı? O da nereden çıktı? Bizim olduğumuz yerde, HDP’ye değil bakanlık ...” diye cümleye başlayacaklar..
Sonunu getiremeyecekler..
Çünkü yüzlerine okkalı şamarın ineceğini çok iyi biliyorlar..
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda İyi Parti yok mu?
İştiraklerin birisinde İyi Partili, diğerinde HDP’li isimler genel müdürlük yapmıyor mu?
Hatta kimi iştiraklerde, kimi şirketlerde, yardımcılardan birisi İP’li, birisi HDP’li değil mi?
İhaleleri alırken..
Sıranızı beklemiyor musunuz?
İki CHP’ye.. Bir HDP’ye.. Bir de İP’e..
İşler böyle gitmiyor mu?
HDP adına genel başkan ortalıkta yok iken..
Hatta bir de değil, iki tane isim, eşbaşkan sıfatı ile görev yapar iken.
Onlar suspus olmuşlar..
Sonradan “dönüş”ü kolay olsun diye..
Eşbaşkan yardımcısı konuşuyor..
“Bakanlık talepleri olmadığı”nı söyleyen Saruhan Oluç’a sorsak..
İBB’den genel müdürlüklerle ilgili talebiniz de mi yok?
İhale talebiniz de mi yok?
Yoksa, “Uyandırmayalım saf halkı.. Yardım kuruluşu pozuna yatalım.. İyi Parti’nin başındaki ablamızı da zor duruma düşürmeyelim. Baksanıza, HDP’ye bakanlık teklifi söylemi sonrasında Yozgat il Başkanı istifa etmiş. Meral abla, ‘biz daha önce onu görevden almıştık’ dedi.. Dedi de, kimseyi inandıramadı. Şimdi diğer iller de ardı ardına istifaya kalkışırsa.. Nice olur bizim halimiz?” düşüncesi ile, Selahattin Demirtaş’ın 24 Haziran’da cezaevinden çıkartılmasını, Meral Akşener’in evinde, sabah kahvaltısına gitmesinin hazırlığını mı yapıyorsunuz?
Her şey hazır mı, Saruhan?
Şunu da hatırlatayım: HDP’ye bakanlık teklifi, ilk defa gündeme gelmiyor..
Bir yıl önce de, CHP’nin eski vekili, emekli albay Dursun Çiçek dillendirmişti, aynı konuyu..
O tarihte ne demişti, HDP’li Oluç?
Bir kanalda, “HDP’ye bakanlık verilir mi? Verilirse ne olur”u tartışan gazetecileri hedef tahtasına koyup, şunları söylemişti:
“Açıklıyorum: HDP, ittifaktan bu tartışmacıların bakan yapılmasını istedi. Sonra hep beraber @cnnturk ekranının karşısına geçip çekirdek çitleyip eğlenmek için...”
Bir yıl önce bu..
“Biz manyak mıyız. Tabii ki bakanlık da alacağız, başkan yardımcılığı da.. Çekirdek çitlemek için mi, teröristlere sahip çıkıp, kendimizi de riske atıyoruz” diyenler.
Şimdi..
“Bizim bakanlık teklifimiz yok” diyorlar..
Yakındır.. “Bizim vekillik talebimiz de yok” diyeceklerdir..
Sonra mı? “Mardin’de Kürt vatandaşa dışkı yediren bir subay vardı.. Onu bizim yerimize vekil yapın.. Bizim bir talebimiz yok” diyecekler..
“1991-1997 arasında, yüzlerce faili meçhule imza atan Mahmut Yıldırım’ı bulun, bizim yerimize onu bakan yapın” diyecekler..
Yeter ki.. Erdoğan’ı indirelim..
Erdoğan’ı indirdikten sonra mı?
Sonrası kolay..
Hem de çok çok kolay!