• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Cumhurbaşkanı adayı, bir mafya babasının sözcüsü oldu!

28 Ağustos 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Mafya babası Sedat Peker yeni iftiralarla huzurunuzda..

Yeni iftiraları ile ilgili bir değerlendirme yapmak için, eski iftiralarını masaya yatırmamız lazım..

Eski iftiralarından onlarcasından bir tanesi doğru çıktı ise..

“Bunlarda da küçük küçük doğrular var” tahmininde bulunabiliriz..

Ama önceki iftiralarında bir tane doğru çıkmadı ise..

Hemen hepsinde, başkalarına yüklediği “çökme” isnatları, aslında kendisinin başaramadığı hedefi olarak tescillendi ise..

Şimdi yeni iftiralarından da, aynı sonuca ulaşmamız mümkün..

Bir sene önce, hatta 1.5 sene önce, ilk iddiaları neydi, mafya babasının?

Kendisi lehine tek yazımı gösteremeyeceğiniz, hatta aleyhinde 1997 yıllarına gidene kadar kararlı bir şekilde eleştirilerimi ispatlayabileceğim Mehmet Ağar hakkında, bir marinaya çökme iddiası..

“1997’de ne olmuştu da, Mehmet Ağar hakkında eleştiri yapıyorsun” diyeceklere hatırlatayım..

Refahyol hükümeti kurulmuş. RP ile DYP koalisyonu ülkeyi yönetiyor. 

Erbakan hoca o tarihte Başbakan..

Mehmet Ağar da, DYP’den İçişleri Bakanı..

Erbakan hoca, Türkiye’nin Libya’ya dış seyahat yapmak istiyor..

Hatta seyahate başlıyor..

Ancak Bakanlar Kurulu’nun tüm üyelerinin imzası gerektiği halde, Mehmet Ağar, Başbakan Necmettin Erbakan’ın Libya gezisine imza atmadığı için, absürt bir durum ortaya çıkıyor..

Gezi bittikten sonra, Mehmet Ağar istifa ederek, yerine Meral Akşener getiriliyor, imza sonradan atılıyor..

Mehmet Ağar’ın benim açımdan affedilmez ikinci hatası, 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP’nin icat ettiği 367 krizine destek verip, TBMM’ye girmemesi..

Eşi başörtülü olan birisi cumhurbaşkanı seçilemez” diyen CHP’nin peşinden giden Mehmet Ağar’ın, bu tavrını da o tarihte eleştirmiştim.

Peki bu eleştirilerim, Mehmet Ağar’a, bir mafya babası iftira atmak istediğinde.

Hele hele, aslında kendisi Mehmet Ağar’a, bizim eleştiriler yönelttiğimizde “abi” dediği halde..

Her fırsatta Ağar’ı sevip saydığını söylediği, onun himayesinde bazı işler de kotardığı halde..

Şimdi esas hedef olarak değil de..

Mehmet Ağar’ın üzerinden, esas hedefi olan Tayyip Erdoğan’ı lekelemek istediği apaçık ortada iken..

Mafya babasının yalanlarına ortak mı olmamız gerekiyor?

1.5 yıl önce de “Marinaya sen mi çökmek istedin, Mehmet Ağar mı” diye sorguladık..

Üzerinden 1.5 yıl geçtikten sonra..

İftiranın sıcaklığı içinde, belki gargaraya gelen yan deliller ortaya çıkmıştır düşüncesi ile bir daha soralım..

1.5 yılın sonunda, Mehmet Ağar’ın marinaya çökmek istediği iftirası mı kuvvet kazandı?

Yoksa..

Tam aksine..

Sedat Peker’in, o marinaya çökmek istediği ve ortaklar arasında ihtilaf çıkınca, herkesin birilerinin himayesine girmek istediği ortamda, bazı hissedarların da Mehmet Ağar’ı mı marinaya getirdiği kesinleşti?.. (Bunu dahi, benim tasvip etmiyor olmam bir şey değiştirmez. Ben isterim ki, bir yere çökmek isteyen var ise, onun karşısında şunun koruması bunun koruması değil, devletin koruması olsun, herkes de buna boyun eğsin.) 

“Mehmet Ağar, 1 milyar dolarlık marinaya çöktü” isnadı, nasıl yalan çıktı ise..

Dün, “şenlik var” mavalları ile Sedat Peker’in paylaştığı, Taşkesenlioğlu kardeşler üzerinden yaptığı algı operasyonu da, üç ay sonra, beş ay sonra benzer bir gerçeği ortaya çıkaracak..

Aslında birilerinin, oturduğu yerden para kazanmak için yaptığı operasyonu başaramayınca, kendilerine engel olarak gördükleri kişileri hedef tahtasına koydukları, veya en azından, “AK Parti’ye yakın birilerini suçlayalım da.. Bari ulaşamadığımız kolay lokmanın faturasını birilerine çıkaralım” düşüncesi ile hareket ettikleri yakında anlaşılacak.

Tabii ki, Taşkesenlioğlu kardeşlerin, isimleri geçen iddiaların arka planını, net olarak açıklamalarından yanayım..

 Ama kendilerini hayatımda hiç görmemiş, konuşmamış, telefonla dahi irtibatı olmayan bir gazeteci olarak söylüyorum..

Eğer 12 milyon rüşvet iftirası atılan bir iddiada, “sermaye artışı yapmak istedik” diyenler.. 

Uzun laf salatası sonrasında.. 

“O, bunu dedi. Bu şunu yaptı. Araya şu girdi. Bu da hissesini almak için kafasını kaldırdı” mavallarının sonunda..

O sermaye artışı ne ise..

Yapılamadığını, kendisi itiraf ediyorsa..

Benim kanaatim, rüşvet olduğu değil, olmadığıdır..

Bu ülkede, yolsuz işlerin olduğunu değil, tam aksine, birileri istedikleri kadar kazan kaynatsın, istedikleri kadar mafyayı devreye soksun, en tepe bürokratlarla görüşme trafiklerini kanıtlasınlar.. Sonuçta rüşvetle iş bitiremediklerinin ispatını, kendileri yapmış oluyorlar, demektir.. 

17-25 Aralık’ta da, biz benzer bir tiyatroyu seyretmedik mi?

“Yüzyılın yolsuzluğu: 100 milyar dolarlık yolsuzluk” diyerek televizyon ekranlarına çıkanlar.. 

FETÖ’cü “Emniyet müdürleri”nin algı operasyonları ile FETÖ’cü savcıların, adliye önünde dağıttıkları bildirilerle, FETÖ’cü hakimlerin verdikleri tutuklama kararları ile 100 milyar dolarlık yolsuzluk iddialarından, bugün üzerinden 8.5 sene geçtikten sonra, kim neyi hatırlıyor?

Hangisinin ispatı sadedinde, hangi delilin ortaya konulduğunu, kim hatırlıyor?

Rüşvet dedikleri.. 

ABD’nin ambargosunu delmek için, İran’a yapılan ihracatın karşılığında gelen paranın yönetiminde, milletin tek kuruşunun kimsenin cebine girmediği olaylar..

Benim vergimin tek kuruşu, fakir halkın cebinden çıkan tek kuruş.. Bin, milyon demiyorum..

Tek kuruş diyorum..

Birilerinin cebine girmiş mi?

Hayır..

En kral iddiaları, Etiler Polis Okulu’nun AVM yapılmak üzere, birilerine peşkeş çekildiği, inşaata başlandığı idi..

Üzerinden 8.5 yıl geçtikten sonra, şimdi görüyoruz ki, o arsa, CHP’li başkan döneminde, hem de taksitle birilerine büyük avantajlar sağlanarak verildi..

17-25 Aralık döneminde FETÖ’nün iftiralarını ekran ekran dolaşarak dillendiren, en önemlisi FETÖ’nün kanallarına bile çıkarak iftiralara ortaklık eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaşananlardan hiç ders çıkarmamış olmalı ki.

Savcılar, bu genel başkandan, o tarihte attığı iftiraların hesabını sormamış olmalı ki..

Şimdi, mafya babası Sedat Peker’in iftiralarını, suç duyurusu olarak savcılığa aktaracağını söylüyor..

Aktarsın, bundan kimse rahatsızlık duymasın..

Ama.. Dün attıkları iftiralar nasıl alınlarına yapıştı ise, ABD’nin uşaklığını yaptıkları tescillendi ise..

Yarın da, bu iftiralar üzerinden alınlarına yapışacak olan lekeleri temizleyemeyeceklerini, şimdiden hatırlatalım..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Adem

Mehmet Ağar gibi Bir Mafya babasını savunacak kadar düşecek miydin? Onu savunarak Tayyip beye hizmet ettiğini mı sanıyorsun. Zavallı ona büyük kötülüğü sizler yapıyorsunuz

Zahir

Ulan bu adama düne kadar sövüp sayıyordunuz şimdi muteber oldu la güya bu adamın iftiralarıyla iktidar olacaksınız öyle bir
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23