2023 Türkiye’sinden kısa kısa!
Cumhuriyet gazetesinde Müjdat Gezen demiş ki:
“Türkiye’de eğitim sorunu yoktur. Çünkü Türkiye’de eğitim yoktur.”
Ben de soruyorum, düne kadar Cumhuriyet gazetesinin manşetinden ağlıyordunuz, “Doktorlarımız akın akın yurtdışına gidiyor” diye.
Eğitim yok ise, eğitimsiz doktorları, yurtdışında alanlar, aptal mı?
O doktorları alıp da, turşu mu yapıyorlar?
Cumhuriyet gazetesinden devam edelim..
Çikolata kutularında, bir kanunun aleyhinde haber yapma karşılığında, 500 bin TL avanta alan gazete, başlık atmış:
“Direnişçilere gözdağı”.
Kentsel dönüşüm ile ilgili kanun değişikliğine, “Mülke el koyma” tanımı yapan soldan çarklı kesim, düzenlemeye karşı çıkanları, “direnişçi” olarak gösterip, destek vermiş..
Bu adamlar, muhtemel depremde, o dönüştürülmesine engel olmak istedikleri binaların altında kalırlarsa, “İmdat” demeyeceklerini taahhüt ederler mi acaba?
Edeceklerini sanmıyorum..
Bugün “Rant sebepli mülke el koyma” diyecekler..
Eğer başarıp da, kentsel dönüşümü engellerlerse, yıkılan binaların altından, “Nerde devlet” diye soracaklar..
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, Hatay’da bir kiracısının ödeyeceği miktarı bin 800 TL’den 18 bin TL’ye çıkarmak istemesini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a soruya çevirmiş: “Sende vicdan var mı?”
Ben de Özgür Özel’e soruyorum..
“5 bin-6 bin TL’den aşağıya kiralık yer yok” diye bas bas bağırdığınız bir süreçte, bin 800 TL kira ödeyen kim ise, onda acaba vicdan var mı?”
Devam ediyorum soruma, Akit gazetesinin bugünkü sürmanşetinde var: “1,800 TL kira ödenen Vaktıfar Genel Müdürlüğü’nün dairesi, hem de havuzlu bir lüks site imiş.. Havuzlu lüks sitede 1.800 TL’ye kirada oturan adamın avukatlığını yapan CHP’de vicdan var mı?”
Öyle ya, emekçilerden yana olduğunu söyleyen CHP’nin, garibanların dertlerini gündeme taşıdığını kim görmüş..
CHP bir avuç elit kesimin partisi..
Onun için, Acarkent villalarında, sandıklardan CHP’ye % 80 oy çıkıyor.,
Garibanların mahallesinde ise, tam tersi sonuç, Ak Parti lehine çıkıyor..
Dolayısı ile, “parayı veren, düdüğü çalar” misali, oyu verenin şarkısını söylüyor, CHP..
Garibanların değil, havuzlu villalarda, havuzlu sitelerde oturanların avukatlığını yapıyor..
Birçok gazetede haberi var.. Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi, ölümünün 8. yıldönümünde anılmış..
“8 yıldır yastayız” diyorlar..
Tahir Elçi’nin, PKK terör örgütü için, “Zaman zaman şiddete başvuran, hak arayan bir örgüttür” tanımlaması yapmaya kalkmasını da bize anlatır mısınız, soldan çarklı vicdansızlar..
Tahir Elçi’yi anarken, minnacık da ahlaka sahip olsanız..
Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üç dakika öncesinde, “Zaman zaman şiddete başvuran, ama hak arayan örgüt” denilen PKK’lıların, üç polisi şehit ettiklerini de hatırlarlardı..
CHP’liler, Tahir Elçi’yi andıkları gibi, o üç polisi de andılar mı?
Polisler, Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üç dakika öncesinde şehit edilmişlerdi..
Elçi’yi ananlar.. Yasta olduklarını söyleyenler..
Üç polisimizi niye hatırlarına hiç getirmiyorlar?
Açıklasalar da, insanlar hakkında nasıl ayrımcılık yaptıklarını tüm Türkiye öğrense..
Birgün gazetesinde bir haber:
“YHT hatlarında 270 milyarlık sapma..”
Haberin ayrıtısında diyorlar ki, “Kayseri-Ankara, Ankara-İzmir ve Adapazarı-Halkalı YHT hatlarındaki mali sapma 270 milyar TL’yi aştı.”
Bunlar öyle ahlaksızlar, öyle sahtekarlar ki..
AK Parti iktidarı, yolları, köprüleri, şehir hastanelerini, “Yap-İşlet-Devret” modeli ile yaptırdığında, hızlı şekilde hizmetler hayata geçirildiğinde..
“Devlet bu hizmetleri bizzat kendisi, masrafını karşılayarak niye yapmıyor” diye saldırıyorlar..
Devlet yapmaya kalktığında, eski iktidarlar döneminde de olan bu, şimdi de kısmen bu..
Yapılmıyor, yapılamıyor..
Gecikiyor, astarı yüzünden pahalıya mal oluyor.
Ama soldan çarklı Birgün, “Devletin yapmasını biz istedik. Devlet yaparken de 270 milyar sapma olmuş. Üstelik yıllarca da o hizmetin hayata geçmesi gecikmiş.. Bize ibret olsun” demiyorlar, diyemiyorlar.
Karadeniz Sahil Yolu projesinin başlangıcı, taa 1960’lara kadar gidiyor..
Şu politikacının, bu politikacının, “Karadeniz Sahil Yolu’nu yaptık, yapıyoruz” açıklamaları, arşivde duruyor..
Ama ahlaksız solcular, bu projeyi uygulamaya geçiren AK Parti iktidarını, “Karadeniz’in kıyıyla bağı kesildi. Doğa tahrip edildi” diye eleştirmekle kalmıyorlar..
Son günlerdeki fırtınalarda, o yolun bazı lokal noktalarının zarar görmesini, “4.2 milyar dolara mal olan Karadeniz Sahil yolu tahrip oldu” diyerek okurlarına aktarıyorlar..
Karadeniz Sahil yolu, bin 210 kilometre..
10 köprü var..
572 metre çift tünel var..
Fırtınadan etkilendiğini söylediğiniz bölüm, 100 metrelik bir yer..
Sanki 4,2 milyar dolarlık Karadeniz Sahil Yolu’nun tamamı çöpe gitmiş gibi bir algı üretiyorlar..
Ahlaksızlıklarını ispatlıyorlar..
Cumhuriyet ile başladık.. Cumhuriyet ile bitirelim..
“Okulu camiye çevirdiler” diyorlar..
Cuma namazını kılmak isteyen öğretmen ve öğrenciler için okulda bu imkanın sağlanmasına, “Okulda mescitler, cemaatle namaz kıldırılan bir mekana dönüştürüldü” diyerek itiraz ediyorlar..
Düne kadar “okulda mescit mi olurmuş” diyenler, mescit nedir,cami nedir bilmeyenler..
Şimdi mescide razı olmuşlar, ama cami istemiyorlarmış gibi, dine karşıtlıklarını ortaya koyuyorlar..
Cumhuriyet’e bir şey dememize gerek yok da..
Bunların desteklediği CHP ile, mahalli seçimlerde ittifak yapmaya hazırlanan Ahmet Davutoğlu’na, Temel Karamollaoğlu’na, Ali Babacan’a soralım:
“İttifak yaptığınız CHP’nin yayın organının, ‘Okulu camiye çevirdiler’ başlığından hiç rahatsızlık duymuyor musunuz?
Nerde sizin dindarlığınız, nerde sizin muhafazakarlığınız..”