• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

15 Temmuz’da inen maskeler!

15 Temmuz 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

 

15 Temmuz hain darbe girişimi ülkede birçok kişinin maskesini indiriverdi..

Atatürkçü/Kemalist generaller, “Bu orduya, bu askeri okullara, cumhuriyet karşıtı kimse giremez” derlerken..

Bir de baktık ki..

Askeri okul sınavlarında başarılı kabul edilenlerin % 80’den fazlası FETÖ’cü imiş..

Atatürkçü’lerin, Kemalistlerin uyuduklarını..

Eğer uyumuyor idiyseler..

O zaman da..

Renk değişikliğine girerek..

ABD emri altında Atatürkçü kimlik ile yaptıkları eski darbelerden farklı olarak..

Bu sefer dini kisveli bir kimlik ile..

Ama yine ABD’nin emri altında, “Yurtta Sulh” adı altında, FETÖ’cü olarak darbeye kalkıştıklarını görmüş olduk..

"Hukuk devleti" olarak bize tanıtılan, bugün dahi “Türkiye’de hukuk yok” diyerek bize sopa sallamaya kalkan batılıların, hukuk adına hiçbir dertleri olmadığını gördük.

Yoksa, Türkiye’de darbeye kalkışıp, savaş uçağı ile kendi ülkesindeki polis teşkilatının bir birimini bombalayıp, 44 polisi birden şehit eden gözü dönmüş darbecileri, ABD niye koruyup kolluyor?

Almanya niye koruyup kolluyor?..

Yunanistan, darbe sırasında başarılı olmayacaklarını anlayınca, bu devletin helikopteri ile kendilerine kaçan subayları niye koruyup kollarlar?

15 Temmuz hain darbe girişiminden çok önce, gerçek yüzlerini gösterdikleri 17 Aralık 2013 emniyet darbesi sırasında Fetullah Gülen, ABD’den istendi..

“Üç çuval belge yollamışsınız” denildi..

“Beş çuval belge yollanmış” denildi.

“Bu kadar kapsamlı bir dosya, öyle birkaç ayda sonuçlanmaz ki” dediler..

Üzerinden 8 yıl geçti..

O dosyayı bir türlü sonuçlandıramadılar..

Bu ABD, hukuk devleti öyle mi?

İadesi istenen kim?

Kağıt üstünde baktığınızda, ABD vatandaşı bile değil..

ABD’de kalan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı..

Daha ayrıntıya girersek, 1999 yılında, bir kalp muayenesi amacıyla ABD’ye giden..

Ve o tarihten sonra annesi öldüğünde, kardeşleri öldüğünde bile Türkiye’ye dönmeyen.. Cenazelerine katılmayan bir kişi..

CIA görevlisi değil ise..

ABD’nin tüm hukuk kurallarını ayaklar altına alarak korumaya çalıştığı, Türkiye’ye ihanet eden bir kişi değil ise..

ABD bu şahsı iade etmekten niye korkuyor?

“Adamımı satmam. Satarsam, yeni adamlarım bana güvenmez” diye mi düşünüyor?

17 Aralık sonrasında, “soruşturmaya imza atan emniyet mensuplarının binde birini tanımam” diyen Fetullah Gülen’in etrafında, bugün dahi duran insanlar..

Hiç akletmezler mi: “Binde birini tanımayız dediğimiz adamların hepsine, ölümüne sahip çıkıyoruz.. Tanımıyorsak, niye sahip çıkıyoruz. Tanıyorsak, niye yalan söyledik?”

15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra..

“Böyle darbe mi olur” diyen..

“Bu bir tiyatro” diyen Fetullah Gülen’in ekibindeki kendini koca koca işadamı, bürokrat, akademisyen, futbolcu vesair olarak gösteren insanlar..

Eğer 15 Temmuz darbe girişimi gerçek değil de, kendi halinde bir cemaat olan FETÖ’cüleri devletten tasfiye etmek için yapılmış bir kurgu idiyse..

Bugün dahi cezaevinde olan darbeci subaylar, darbeci emniyet müdürleri, darbeci bürokratlar, akademisyenler.. “Biz evimizde otururken, gelip bizi gözaltına aldılar. Darbeyi yapan Boğaz köprüsünde.. Gidin onları alın. Darbeyi yapan, savaş uçaklarını uçuranlar. Gidin onları alın içeri. Bizim onlarla hiçbir ilişkimiz yok ki. Ne tanırız, ne biliriz” niye diyemiyorlar?

FETÖ’nün adamı olduğu artık ortaya çıkan Adil Öksüz’ler, Kemal Batmaz’lar..

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında, nasıl olup da askeri alanda bulundular?

“Biz buraya darbe için değil, tarla satın almak için geldik” derken..

Tıpkı Fetullah Gülen’in, “bu darbe değil, tiyatro” demesindeki gibi, içlerinden kıs kıs gülmüyorlar mıydı?

15 Temmuz hain dabe girişiminin 6. yılında bugün, yıllarca FETÖ’yü öne sürüp, bu ülkenin dindar insanlarına kara çalmaya çalışan CHP kafalılar..

Nasıl oldu da bugün, bizim dahi “Bunlar bizi aldatmışlar. İçlerinde masum kişiler var mı yok mu, bu aldanmanın tesiri ile daha dikkatli olmaya mecburuz.. İkinci defa aldatılmayı kabullenemeyiz” dediğimiz bir konjonktürde, vicdan diyerek, hukuk diyerek, FETÖ’cü olmakla suçlananlara sahip çıkmaya başladılar?

Kemalist generaller bile, askeri okullarda dönen dolapları anlatırken, “Kontrol FETÖ’de idi” dedikleri halde..

O Kemalist generallerle birlikte hareket eden CHP’liler, nasıl oluyor da, “Askeri öğrenciler masumdur.. Onların FETÖ suçlaması ile yargılanmaları hukuka aykırıdır” diyebiliyorlar?

O askeri öğrencilere böylesine sahip çıkarken, kime güveniyorlar, onlara niçin kefil oluyorlar?

Yoksa, FETÖ’nün elinde, askeri öğrencileri masum gösteren CHP’lilerin uygunsuz kasetleri var da, şantaj altında mı bu söylemleri dillendiriyorlar?

Ben soruyorum.

Öğrenmeye çalışıyorum..

Bilmek istiyorum, 15 Temmuz darbe girişiminden önce “Kim darbe girişimi yaparsa o tankın önüne ilk ben çıkacağım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz akşamında Atatürk Havalimanı önündeki tankların önüne niye çıkmadı?

Samimi olarak anlatsın..

Doğrusu ne ise, söylesin..

Ki, 2023 seçimlerinde bu ülkenin insanları, kendisine oy verme noktasındaki tereddütlerini gidersinler..

Kılıçdaroğlu “İlk günlerin heyecanı ile bazı soru işaretlerine dikkat çekmek amacı ile söylemiştir” diyerek belki tolere edebileceğimiz şu cümlesini, bugün izah etmeli değil midir:

“15 Temmuz kontrollü darbe girişiminden sonra, 20 Temmuz’da gerçek darbe yapıldı. 20 Temmuz’da hiç kimsenin unutmaması lazım. Parlamentodan OHAL yetkisinin alındığı tarih!”

Gerçekten iyiniyetle ve samimi olarak soruyorum..

Eğer akıllarını kaybetmedilerse, minnacık ilke ve tutarlılık dertleri var ise..

CHP’liler cevaplasınlar, “OHAL yetkisi olmasaydı, üye çoğunluğunu ellerinde olan FETÖ’cüler Yargıtay’dan, Danıştay’dan nasıl tasfiye edileceklerdi?”

Teorik bir tartışma değil bu..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, birebir kendi tanımlaması ile “Yargıtay’a 160 militan seçildi” demişti..

Bunda AK Parti’nin kusurunu ayrıca tartışırız..

Ama..

Yüksek yargıdaki Pensilvanya’dan gelen emirlerle karar veren üyelerin tasfiye edilmesi gerektiği aşamada, “OHAL Yasası gerçek darbedir” anlamındaki çıkışın sahibi Kılıçdaroğlu, kendisinin “militan olarak tanımladığı” FETÖ’cüleri, Yargıtay’dan, Danıştay’dan OHAL yasası olmadan nasıl ihraç edeceğini söylemesi gerekmez mi?

 

 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Vatan sevgisi imandandır

Oktay

Ali hocam tespitleriniz harika
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23