• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Erkan Kavaklı
Ali Erkan Kavaklı
TÜM YAZILARI

Meleklerin dünyası

22 Haziran 2017
A


Ali Erkan Kavaklı İletişim: [email protected]

Her şey ezana ayarlı. İş, mesai, otobüs, dolmuş, minibüs, paydos, eve dönüş... Bu gibi kavramlarla hiç kimsenin hiçbir ilgisi yok.

Burada da telaş var elbette, öncelikli işler var. Mesela, ezan okunmadan Kâbe’de olmalıyız. En az yarım saat önce tatlı bir telaş... Abdest almalıyım, Kur’an ve seccademi çantama koymalı ve yola düşmeliyim.

İşte caddedeyim.

Aaa, o da ne?.. Herkes caddede. Herkes aynı istikamete doğru koşar adım gidiyor. Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, çocuklar... Herkes Kâbe’ye doğru uçuyor. 

Ezana az kaldı. Ezanı Kâbe’de dinlemeli, safta yer tutmalı.

İşte ezan... Allahü Ekber!.. Allah en büyüktür, O, her şeyden büyüktür. Büyük denilen şeyler O’nun azameti karşısında hiçtir, sıfırdır, değersizdir. 

Kamet başladığı an bütün müminler safa diziliveriyor. Şu kıvırcık saçlı Afrikalı, Cezayirli, Nijeryalı, şu çekik gözlü Endonezyalı, şu sarı yüzlü Tatar, şu ciddi adam Filistinli, şu yanık yüzlü Tokatlı, Almanyalı, Fransız, Çeçen...

Beyaz ihramlı, karbeyaz elbiseli, siyah feraceli, rengarenk libaslı insanlar göğüs ve gönüllerini Kâbe’ye dönüp Allahü Ekber deyip tekbir alıyor ve Yüce Mevla’ya dönüyorlar. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, teheccüd...

Burada namaz altı vakit.

Ramazan’ın son on günü gece vakti teravihten yaklaşık iki saat sonra on rekât teheccüd kılıyoruz. İmamların hiç acelesi yok, kimsenin acelesi yok, kimse bir yere yetişmeyecek, kimsenin işi beklemiyor. Herkes buraya dua ve ibadet ederek Rabbimizin rızasını kazanmaya gelmiş. Her şey namaza, duaya, tavafa ayarlı. 

Teheccüdde imam oldukça yavaş okuyor, zammı sûre olarak iki sayfa Kur’an okuyor. Rükû ve secdeler namazdakinin iki katı. On rekâtta bir cüz okunuyor. Sonunda vitir namazı. 

Vitrin son rekâtından sonra dua ziyafeti... 

İmam son rekâtta rükûya gidiyor, doğrulunca elini kaldırıp duaya başlıyor. On dakika... Bazen çeyrek saat... Bazen yarım saat. Bayram öncesi bir gece 45 dakika dua ettiğimizi hatırlıyorum.

Gözler semalara yönelik, gönüller Rabbimize çevrilmiş, dudaklar kıpır kıpır... Zaman zaman imamın sesi titriyor, gözpınarları karıncalanıyor, kalplar ürperiyor, vücutlar sarsılıyor, eller daha yükseklere kaldırılıyor, safların arasından iç çekmeler, hıçkırık sesleri yükseliyor:

“Allah’ım bize dünyada da ahirette de iyilik ver, bizi cehennem azabından koru! Allah’ım beni, anne ve babamı, bütün mümin kardeşlerimi kıyamet gününde bağışla!.. Allah’ım affedicisin, affetmeyi seversin, bizi de affeyle! Ya Rab, Sana yöneldik, huzuruna geldik, günahlarımızı itiraf ediyoruz, Senin dergâhına iltica ediyoruz, Sana yalvarıyor, Senden istiyoruz. Bizi affeyle, kusurlarımızı bağışla! Sen merhametlilerin en merhametlisisin! Affedicisin, Rahman’sın, Rahim’sin, Ğaffar’sın!.. Sen cömertsin, Senden istiyoruz!..”

İnsanlar ulvî bir gayeye yöneldi mi inanılmaz ölçüde fedakâr oluyor. 16-17 saat oruç tutan müminler; akşam namazını Kâbe’de kılmak için iftar sofrasından vazgeçiveriyorlar. İbadet ve duayı sofradaki nimetlerden daha lezzetli buluyorlar.

Kâbe cömert insanların misafirhanesi. İftardan önce tavaf yaparken defalarca şahit oldum. Oruçlulara ikramda bulunan o kadar cömert insan var ki... Su ve zemzem, hurma, pasta, meyve suyu, elleri kirleneceklere mendil... Herkes bir şey ikram ediyor.

Kâbe etrafında tavaf etmek, dua etmek, Kur’an okumak... O kadar lezzetli ki mükellef sofralara oturmak, çeşit çeşit yemekleri tatmaktan çok daha zevkli. Burada ibadet lezzeti, yiyip içme zevkinin fevkinde...

Kâbe’de tavaf ve dua, Kur’an okuma, Kâbe örtüsüne el sürüp Yüce Mevla’ya yalvarma zevki bütün maddi hazlara tercih ediliyor...   

Kâbe’deki en ihtişamlı namaz teravih... Kâbe içi tamamen doluyor, üst katlar müminleri almıyor, Kâbe etrafındaki sokaklar dolup taşıyor, cadde kenarları seccadesini sermiş ve üzerinde Rabbimize yönelmiş müminlerle dolu. 

Uyku, gece, karanlık... Bu kavramlara yabancıyız. Saat 23’te teravih bitiyor, tavaf başlıyor. 

Saat 00.45’te teheccüd kılacağız. Kimsenin uykusu yok, kimse yatak ve yorgan derdinde değil. Kâbe ağzına kadar müminlerle dolu. Herkes teheccüdü eda etme sevdasında.

Leyle-i Kadir... Bin ay yani 83 yıl ibadetle geçen ömürden daha hayırlı. 

Leyle-i Kadri son on gecede arayınız, buyuruyor Gönüller Sultanı Peygamberimiz(sav). 

Son on gün teheccüd cemaatle kılınıyor. Bir ömürden daha hayırlı geceyi arıyoruz, onu yakalamak için uykuyu unutuyor müminler. Herkes namaz sevdasında, Rabbimizin rızasını yakalama davasında. Kıyam, rükû, secde, teşehhüd... Dua, niyaz, yakarış...

Teheccüdden sonra eve gidip yatmak yok. Biraz soluklanmalı. Sonrasında sabah namazı var. Cemaatle eda etmeli. Bütün geceyi tavaf, dua, niyaz ve Kur’an okuyarak geçirmeli...

Ramazan’da Mekke’de bambaşka bir iklim hüküm sürüyor. Zamanlar dua ve niyazlara ayarlı. Yeme, içme, uyku tali şeyler. Allah bir, İslam hak, Kur’an mutlak hakikat ve müminler kardeş. Dünya fani, ahiret baki. Önemli olan ebedi cenneti kazanmak...

Meleklerin dünyasında önemli olan ebedî saadeti ve Yüce Mevla’nın rızasını kazanmak...

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23