McDonald’s ve voleybolculara milli mi diyeceğiz?..
McDonald’sın A Milli Futbol Takımına sponsor olduğunda, yaşadığım şaşkınlık ‘Gel de yazma!’ seline kapılıp, hayıflanıyorum. Spor ismi altında gerçekleşenlerin her ne kadar birine birileri ‘sportif başarı’ ve ‘spor sponsorluğu’ gibi gözükse de, ortak özelliği ülkemizin milli ve yerli değerlerinden uzak oluşu.
Alkış değil burukluk, övgü değil eleştiri seline kapılarak, toplumumuzun değerlerini erozyona uğrattığı için, düşüncelerimizi sağlıklı tutamıyoruz. Bunu gerçekleştirirken ‘Yine mi!’ diye düşünenlere cevaben, doğru ‘Yine mi genç kızlarımızı açık saçık kıyafetlerle sözde spor yaptırmak. Evet, yine mi bu yabancı sermayeyi Milli Takıma destekleyici göstermek demekten kendimizi alamıyoruz!...
Spor çarkının nasıl işletildiğine dikkat çektik, çekmeye devam ediyoruz. Konu McDonald’s olduğunda, rahmetli Hasan Karakaya hocamızın yazısı aklımıza geldi.
Üstadımız Hasan Karakaya, 2015 yılında kaleme aldığı ‘İsrail zulmünün sorumlularını açıklıyorum’ başlıklı yazısında bakın olayı nasıl açıklıyor; ‘Ben de ABD ve İsrail’in sembolü haline gelen bazı marka ürünlerini örnek vermek istiyorum. Söyleyin bana; ABD nin McDonald’s köftelerini zıkkımlayan, Coca Cola ve Pepsi’yi lıkır lıkır içen, Marllboro’sunu tüttüren bir insanın ekranda veya gazetelerde ağzı emzikli bebeklerin veya annesinin kucağında süt emerken İsrail füzeleri ile vurulup enkazdan çıkarılan 10 günlük bebek Vaad’ların görüntüsü karşısında tüyleri ürperir kılı kıpırdar mı? Eğer dehşete kapıldım diyorsa bilin ki YALAN söylüyordur…!!! Eğer gözyaşı döktüğünü söylüyorsa bilin ki döktüğü o yaş timsah gözyaşıdır…” Bir başka Değerimiz Ali Karahasanoğlu ağabeyimiz, bir yazısında ‘McDonalds’a da ne yapmalıyız?’ sorusunu şu şekilde cevaplıyor; ‘Türkiye’de üretim yapıyor, Türkiye’de taşınmaz kiralıyor, büyük çoğunluğu Türk çalışanla hizmet veriyor ama, sonuçta marka değerini de alıp ABD’ye götürüyor. Yemeyiver McDonalds’tan’ diyor…
Şimdi soruyoruz; ‘A Milli Futbol Takımı, Avrupa Şampiyonluğu vizesi almasaydı, bu anlaşma sağlanır mıydı?’
Sözün özü, yabancı sermayenin, ‘Kaz gelecek yerden, tavuğun esirgenmemesi’ gerektiği ve birçok ülke insanımızın kültür başta olmak üzere, milli-manevi-ortak değerleriyle sekteye uğratacak icraat-olaylara zemin hazırladığına şahit olmaktayız.
McDonalds’s yetkilisinin sponsorluk sözleşmesi imzalanırken ‘Sessiz sponsor olmayacağız... Kadın milli takımımıza özellikle parantez açmak istiyoruz. McDonald’s bünyesinde yüzde 80 kadın yönetici, restoranlarda da yüzde 40 kadın çalışanımız var. Kadınların her alanda başarılı olacağını düşünüyorum…’ şeklinde sarfettiği sözler, niyetin ne olduğu-olacağı konusunu net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Buradan, kadını batı menşei kapitalist sistemin-çarkının içerisine çekmekten başka manaya gelmeyeceği anlaşılıyor…
Bugün spor adı altında, kimlerin hangi emellerini, elini kolunu sallayarak gerçekleştirdiğinin bir başka örneği 19 Yaş Altı Genç Kız ( Kadın ) Voleybol Takımının Avrupa Şampiyonu olması.
Milli Takım adı altında, A Takım yetmedi Genç, o da yetmedi alt yaş gruplarının-kategorilerinde yapılan organizasyonlarda, Müslüman Türk kızını nahoş kıyafetlerle Uluslararası sözde spor müsabakalarda yarıştırmak.
Böyle bir durum-tablo, Müslümanlığımızın gerekliliği, İslami hassasiyetler, kısacası Kur’an ışığından uzaklaşmak, milli ve maneviyatı çöküntüye uğratmaktan başka mana ifade etmiyor!.!