EYOF ve Bayan Güreşi...
Hayat basamaklarında geride bıraktığımız her bir adım, geçen sürecin de hızına yetişmek için farklı maharetimizi gösterme gayreti içerisinde oluyoruz. Sebeplerinden, sonuçlarından kısaca şahit olduğumuz her durumdan da hepimiz mesulüz. Hal ve gidişat böyle olunca da, yazılması gerekeni yazmayalım da ne yapalım!...
Fenerbahçe ve Osmanlıspor UEFA Avrupa Ligine veda ederken, Beşiktaş turun sevincini yaşıyor. Kazanılan ve kaybedilen maçlardan sonra getirilen yorum ve değerlendirmeler, ta ki bir sonraki karşılaşmalara kadar. Bu durum, araştırmacı spor gazeteciliğinin bittiğinin ‘en’ net göstergesi. Böyle olması ise, yapılacak işin kolaylığı. Spor yazarlığı yerine futbol ağırlıklı ‘skor’ yazarlığına bırakıldığına göre, kısa zaman önce aldığımız kararlarla ‘yazılarımızı suya değil taşa yazmanın önemini siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz...
Dünya ve meşin yuvarlak döndükçe, fani sürecin ‘baş’ döndürmesi devam. Ayakta, dik kalma çabasının neresindeyiz? Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurduğu; ‘Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır’ hadisinin olmamız gereken yeri ‘hak’ ise, orada olmamızı Allah (cc) bizlere nasip etsin inşallah…
ERZURUM’DAN EYOF GEÇTİ
Doğu Anadolu’nun serhat, kadim şehri Erzurum, kışı bir kez daha kâra dönüştürmek için önemli sportif organizasyonuna ev sahipliği yaptı. ‘Avrupa Gençlik Olimpik Oyunlarında (EYOF) hangi sporcumuz nasıl bir derece almış, organizasyon başarısı nedir?’ gibi sorularına cevap aramaktan daha çok, Doğan medya grubunun yayın organlarına konu edindiği, İsmailağa Cemaati’nin organizasyon süresince dağıttığı Kur’an-ı Kerim…
Habere göre İsmailağa Cemaat mensupları 32 kişilik irşad ve tebliğ ekibi EYOF’un yapıldığı Palandöken, Kayaklı Kuleleri ve Buz Hokeyi salonlarına giderek tercüman eşliğinde sporcu ve yöneticilere İslam’ı anlatıp, bastırdıkları İngilizce, Rusça ve Fransızca Kur’an-ı Kerim ve el ilanlarını dağıtmak istediler. Merak etmiyorum, kutsal kitabımızın yerine İncil dağıtılsa ne olacağını!..
İsmailağa Cemaat üyelerinden Ömer Sert, gazetemizde de yer alan açıklamaları ise satırbaşlarıyla şöyle; ‘Hocalarımızla beraber buraya insanları kucaklamaya geldik. Akşamları da kahve ve meyhanelere gidiyoruz… Biz bunları yeni değil, Türkiye’nin her tarafında yapıyoruz… İmandan mahrum olan insanları ebediyen kurtulsunlar diye, imana davet ediyoruz... Şimdi Cenab-ı Hak bu insanları EYOF nedeniyle buraya kadar getirdi. Nasip etti. Peki biz bunları bir şey demezsek mesul olmaz mıyız’…
Şimdi soruyorum; ‘Biz, Erzurum’da yaşananları yazıp, görüşümüzü beyan etmez isek, bu vebalin altından nasıl kalkarız?’ Allah (cc) muhafaza! Bu durum aynı zamanda bizlere, bildiğimizle amel etme sorumluluğu yüklenip, amel ettikçe de bilmediğimizi öğretilen bir dinin mensubu olmanın görev ve sorumluluğu yüklemiyor mu? Referandumdaki ‘Evet’ ile ‘Hayır’ diyeceklerin hangi düşünce-anlayışın safında yer aldıklarını görebiliyorsak, EYOF’da yapılmak istenen tebliğ metodu doğruluğunu ve içeriğini de anlamış oluruz…
HATIRLATMA; BAYANLAR
GÜREŞMEYE DEVAM EDİYOR…
Güreş Federasyonu ‘spor’ başlığı altında bayanları güreştirmeye devam ediyor. Daha önce bu satırlara taşıdığımız görüşlerimizle de şu-bu (onları sizler çok iyi bilirsiniz) düşünce sahipleri, eleştiri boyutlarının dışına taşıp kimliklerinin bir parçası olan ‘seviyesiz’ saldırılarına devam ediyorlar…
İsimleri bende saklı kalması istenilen kişiler ise, Allah’ın bildiğini kamuoyundan saklarcasına, hassas bir konuyu gündeme taşıdığımız için gerek elektronik posta, gerekse şahsen ‘tarafımıza’ teşekkürlerini bildiriyorlar. Bilmem, onların saklı-gizli bu tavrı rezilliğe ‘dur’ demeye ne katkı sağlar!..
Bakın yıl 2011, bundan tam beş yıl önce medyaya düşen haber başlığına bakar mısınız; ‘Evlenen bayan, güreşi bırakıyor’. Neden acaba? Anlamak isteyene cevabı da, yol ve yöntemi de çok kolay. Çoğumuz internet kullanıyoruzdur. Arama motorlarına ‘Bayan güreşi’ yazın bakayım, karşınıza neler çıkıyor? Evet, milli ve manevi değerlere sahip her insanın ‘haya’ duyacağı konular. Şimdi hal böyle iken, bayanları güreştiren anlayışı kınamayalım da ne yapalım?..