• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Ortadoğu’da dengeler değişiyor mu?

27 Mart 2017
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Ortadoğu ABD’deki yönetim değişikliği ve terör saldırıları karşısında yeniden şekillenirken, Suriye’de krizin hâlâ devam ediyor olması, Obama yönetiminin ikircikli politikasına bağlanmaktadır. Suriye’deki rejim; İran, Rusya, Amerika tarafından desteklenirken, ABD Trump yönetiminin özellikle İran›ın yayılmacı politikasına izin vermek istemeyeceği ifade ediliyor. Obama döneminde ABD’nin bölgede çatışan Sünni ve Şiiler arasında bir denge politikasını esas aldığını, Trump’ın ise bunun aksine İran’ın Şii yayılmacılığına karşı Katar ve Suudi Arabistan gibi Sünni Arap ülkeleri ile ittifaka gidebilir. Buradan şunu söylemek mümkündür: Amerika’nın gücünün yeni dünyada bir basamak daha azaldığını görmekteyiz. Artık dünya, kotrol edilemeyecek kadar büyük. Dünyanın büyüyen ve yükselen düzeninde bir Çin faktörü var. Uluslararası düzlemde küresel güç olma ve bölgede söz sahibi olma yönünde hızla ilerleyen bir Türkiye gerçekliği var.

Rusya, geçmişteki kaybolan gücü ve prestijini Putin ile beraber bir imparatorluk stratejisine dönüştürmeyi hedefliyor. Rusya doksanlardaki dağınıklık dönemini hızlıca toparlaması ile bir denge durumu sağladı. Rusya’nın Suriye’ye girmesi boşuna değil. Tam bu demde ABD’nin derin bir krizden geçtiğini söyleyebiliriz. Londra, Avrupa alanında alternatif bir merkez haline geldi... Dünyanın gündeminde olan ve tüm ülkelerde baş sıraya oturan mülteci krizi noktasında AB’nin zayıfladığı unutulmamalı. Zayıfladığını gören AB, “farklılıkların işbirliği” model olarak benimseniyor. Yani bir nevi Avrupa’nın ayağa kalkıp güçlenmesinin yolunun çok vitesli AB tezi savunulmakta. Bu nasıl olacak? 27 ülkenin birbiriyle dayanışması ön görülüyor.

Tabii Hollanda, Almanya ve Fransa’da seçimlerin yapılacağı, Türkiye’de ise referanduma gidileceği bir dönemde, bakalım gelecek günler ne gösterecek? Komşu ülkelerle aramızdaki sıkıntı ve sorun arızidir. Ortadoğu bataklığından zaferle çıkmamızın yolu biraz da referanduma bağlı. AB ve kimi Batı ülkeleriyle skandal yaşadığımız doğru. Şimdilerde Almanya Doğu Avrupa, Ukrayna ve Baltık devletlerine
dönmüştür. Almanya bu ülkelerde kendi sermayesini kârı haricinde her şeye kayıtsız kalmayı tercih ediyor.
Yeni pazarlar yakalaması için bu ülkelerdeki üretimleri yok etmesi elzem. Alman stratejistleri, Türkiye’yi de aynı potada değerlendiriyor. 

Batı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bağımsız siyaset üretmesinden ve kendilerine kafa tutmasından rahatsız. Öteden beri Batı’yı radikal İslam ve mülteciler korkutuyor. Ak Parti’nin ulusal ölçekteki projeleri ve attığı adımlardan rahatsızlık duyan küresel güçler, Türkiye içindeki “evet-hayır” referandumuna müdahale edebilecek kadar küstahlaştılar. AB için Hollanda’daki genel seçimin ardından nisanda Fransa’da
cumhurbaşkanlığı yarışı, eylülde Almanya’da genel seçimler bir dönüm noktası oluşturuyor. Tabii ki 16 Nisan’da yapılacak olan, bizdeki referanduma da duyarsız değiller. Hatta bizim için olduğu kadar Batı için de 16 Nisan bir milat olabilir. Aklıselim ve sağduyu hakim olmalıdır. Adalet devleti isteyenler, çift başlılıktan arındırılmış, güçlü ve bağımsız bir Türkiye için “evet” sancağı altında toplanmayı tercih etmelidirler. Suriye başta olmak üzere İslam alemi, kendilerine liderlik edebilecek güçlü bir şahsiyet ve lider bir ülke arıyorlar.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23