Harabe yıkılmadan,,yenisini inşaa edilmiyor

İNŞALLAH, ELİNE SAĞLIK HOCAM ALLAH C.C RAZI OLSUN ÖMRÜNÜZ BEREKET VERSİN İNŞALLAH AMİN, ŞEHİT LERİN YÜZÜNE NASIL BAKACAKSINIZ AHİRETTE, MÜSLÜMAN GORUMLU KAFİRLER, VATAN HAİNİ LERİ DİNİ İSLAM DÜŞMANLARI OLDUKLARI NI İSPATLAMIŞ LARDIR........

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir kısım çevrelerin sık sık tartışmaya açtığı Lozan Barış Antlaşması için 102'nci yıl dönümünde, "Bu konu açılmamak üzere kapanmıştır" paylaşımı yaptı.

Camiler kapatıldı, kuran kursları mühürlendi, hocalar baskı altına alındı, evlerde kuran öğretenler jandarmaların baskınlarıyla karşılaştı. Kuranlarını vermemek için bohçaya sarıp topraklara gömdüler. Halk inancını, imanını devletin zulmünden korumaya uğraştı. Ezan Türkçeye çevrilip tanrı uludur dayatması ile Allahü ekber demek yasaklandı. O zamanlar 8 yaşında olan bir adam videodan gözyaşlarıyla anlatıyor: Bir onbaşı 2 jandarma elimdeki kuranı alıp ‘’git babanı çağır’’ dediler. Babam gelince onbaşı elimden aldığı Kuranı babamın başına vurarak ‘’ulan sen bu çocuğa ne okutuyorsun’’ diye bağırınca babam göğsünü açıp yaralarını göstererek ‘’ Ben sadece bir onbaşı değilim. Seferberlikte Mülazım olarak cepheye gittim. Sarıkamışta esir oldum. Sonra kuaviyede Deli Halit Paşaya emir subaylığı yaptım. Bölük kumandanlığı yaptım. Yaralandım esir düştüm, binbir çileye katlandım ki şu kitabımı okuyayım diye. KEŞKE BU YARALARI ALMASAYDIM DA BENİM SAKALIMA, KİTABIMA KÜFREDEN BULGAR BİLMEM NESİ, YUNAN BİLMEM NESİ DİYEREK KENDİMİ TESELLİ EDERDİM.’’ Çok şükür ki, böyle Müslümanların varlığıyla ne ezan sustu, ne de Kur’an. Tüm baskı ve saldırılara rağmen Halkın yüreğinde yanan iman ateşi sönmedi. (Alıntı: Gazeteci Ersoy Dede)

Devletini padişah babaların yıkmıştı zaten 2 Abdülhamid 1 milyon metrekareden fazla toprağı kaybetmiş vahdettin ise ingilizlerle kaçmıştı elde kalanı koruma mücadelesiydi Kurtuluş Savaşı Size göre yunan kazansa iyiydi sizin kafa bu..

Mustafa bey, Lozan kitabının yazarı Ali Naci Karacan'ın vasfını da yazsaydınız keşke. Sonra size saldıran zihniyet kim olduğunu araştırmadan Laiklik, Cumhuriyet, Atatürk düşmanı diye düşünebilir kendisini! Oysa, Lozan konferansına katılmış, konferansı canlı izlemiş bir gazetecidir kendisi! Kitabın 52.Sayfasında derki; Lozan masası başında İngiltere, Fransa, İtalya'nın yeni Türkiye ile görüşecekleri başlıca mesele "İstanbul'un ne zaman ve nasıl tahliye edileceği", hatta " Yunanlıların yaktıkları ve yıktıkları yerler için ne kadar tazminat verecekleri meselelerinden önce"( Zaten Türk heyeti bu tazminat'dan Yunanistan'ın mali durumu iyi değil diye feragat etti!) koca Osmanlı İmparatorluğu'nun, yani yüzyıllardan beri süregelen " Şark meselesi'nin nasıl tasfiye edileceği meselesiydi, der. Adı barış olan konferans başlamış ama İngiltere hala İstanbul'dan çıkmıyor ve ne İstanbul'un boşaltılması ne tazminat meselesinin bir önemi yok. Osmanlı'nın taksimi en öncelikli ve acil olandır!? Kitap'da İnönü'nün Batı Trakya'yı istemiyorum dediğini, Hasan Saka'nın Adaları vererek sorumluluğundan kurtulduk dediğini, İnönü'nün, gülerek, Tazminat'dan vazgeçtik Karaağaç'ı aldık dediğini, Yine İnönü'nün "Dünya barışı için Türk toprağı olan Meis adasından vazgeçtik dediğini ve daha bir çok konuyu açıkça yazmış yazar. Bu arada kitap İş Bankası yayınlarından çıkmıştır! Kitabın sonlarına doğru da İnönü'ye takdim edilen iki adet MADALYALARDAN söz ediyor. Oturup barış imzalanıyor, Türkiye bir ay sonra meclisinde onaylarken, İngiltere BİR YIL SONRA meclisinden geçiriyor! Zaten Lozan'ın başlangıcı da ayrı bir rezaletti. Türk heyeti 13 Kasım'da Konferans'a davet ediliyor, heyet yola çıkıyor İsviçre'ye varıyor, heyeti karşılayan Fransız görevli, konferans bir hafta ertelendi diyor! Heyetin İsviçre'de haberi oluyor yani, haber verme gereği bile durmuyorlar!?

Alıntılarla fikrini yazan Neden, niçin, nasıl??? adlı kişi; Yozlaşan ve gittikçe geriye giden medrese “Selamlaşırken eğilmeli mi?” gibi (!) çok önemli bir soruya yanıt ararken; * Batı’da J.J. Thomson atomun yapısındaki elektronları keşfediyordu. (Alıntı) diye yazmış... Alıntısını yaptığı yazar (acaba E.K. olabilir mi?) kendi konusuna hakim olsaydı atomun yapısını JJ Thomson dan çok çok önce el-Kindi, er-Razi, İbni Sina gibi bilginlerin de inceleyip makalaler yazdığını bilirdi. Ha bir de şöyle düşünsek mi acaba; JJ Thompson u yetiştiren toplum, insana değer veren bir eğitim sürecini önceleseydi, atom keşifleri insanların felaketine mi sebep olurdu, dünya bugünkü haline mi evrilirdi? Keşke el-Kindi, er-Razi, İbni Sina gibi değerlerimizin öğretilerini akamete uğratmadan geliştirip, hem atom teknolojisine sahip ve hem de insani değerleri gerçek anlamda yaşatan toplum biz olsaydık. Olmadı... Artık ileriye bakmalıyız.... Geçmişteki olaylardan objektif çıkarımları yapabilen ve geleceği buna göre projelendiren, birbirimize dost insanlar olmalıyız.

İmamoğlu tayyip erdoğan gibi çok çalışıp türkiyeyi kazansaydı iflas eden ülke olurduk Allahım yetim kimsesizlerine acımış .!

Allah razı olsun gerçekleri sizin ve sizin gibi olanların sayesinde bizim çocuklarımız ve torunlarımız öğrenecekler inşallah Allah'a emanet olunuz

Sayın hocam, aşağıdaki yorumlarda sizi eleştirenlere de feyiz kapısı olduğunuzu görüyorum. en azından yazılarınızı kısmi de olsa okudukları anlaşılıyor, ancak yorumları maalesef yüzyıllık ezberlerinden geliyor. Karşıt düşünce sahibi yazarların yazılarının altında okuyuculara bu şekilde yorum şansı verilmediğini düşünürsek, baskıcı ve eleştiriye kapalı zihniyetin nerede olduğunu da görmüş oluruz. Osmanlı ve sonrası her dönemi objektif olarak değerlendirebilmek yerine, "Osmanlı'ya düşmanlık" ve "Osmanlı sonrasına hayranlık" fanatizminden çıkamayan eleştirilerin, slogan taklitçiliğinin ciddiye alınmadığını ne zaman anlayacaklar acaba? Osmanlı devletinin çöküş sürecinde elbette gaflet, dalalet ve hıyanet vardır ve bu durum yüzyıllarca sürmüş de olabilir. Lozan'da yapılan hataları ve beraberinde getirdiği olumsuzlukları söylemek; bunları görmezden gelmek midir? Gaflet içindeyseniz ezberlerinizi bırakın; objektif olun, tekrar düşünün. Hıyanet içindeyseniz, bekleyin; sıra size de gelecektir, zira bu millet haini affetmez.

Türk devleti 1077 de kuruldu, halen devam ediyor, yıkılan osmanoğulları hanedanıydı. Beşte dördünü kaybettik dediğin imparatorluğun payitahtı, Trakya ile beraber, İngiliz/Fransız çizmesi altındaydı, sandık koysalar, keşke Yunanistan'a katılalım çıkardı.

Gerçek tarihi bilen tarihçiler varken neden gerçek tarih ders kitapları yazılmıyor? Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bakanımızın dönemi buna müsait.

Sevri de inönü imzaşamıştı zaten

Birde Sevr i detayları ile bekleriz.

Muhterem Mustafa Bey. Yazdığın her makalenin kaynaklarını hem de kendi düşüncelerinde olan kimselerden veriyorsun,bunlara itiraz ederek sana cevap vermeye çalışanlar,ya konuyu bir başka mecraya çekiyor,ya da ilgisiz alakasız hezeyenlerla seni suçluyorlar. Yani,tarihi gerçekleri, Atatürkçü, Kemalist biri de söylemiş olsa siz dindarlar karışmayın,demeye getiriyorlar.

OSMANLI NİYE GERİLEDİ: -1600’lü yıllarda Osmanlıda Hızır peygamberin sağ olup olmadığı tartışılıyordu. * Avrupa’da Gueriche ilk jeneratörü; * Thomas Savery de ilk buharlı makineyi yaptı. -1600’lü yıllarda Osmanlıda Hazreti peygambere saygı olsun diye “Sallallahu aleyhi vesellem” demenin gerekip gerekmediği tartışılıyordu. * Avrupa’da Pascal, ilk hesap makinesini; * Newton, yerçekimi yasasını buldu. -1700’lü yıllarda Osmanlıda Hz. peygamberin anne ve babasının mümin kabul edilip edilmeyeceği tartışılıyordu. * Avrupa’da Newton, ”Optik” adlı kitabını yayımladı. * Volta, ilk elektrik bataryasını yaptı. - 1700’lü yıllarda Osmanlıda firavunun imanla ölüp ölmediği tartışılıyordu. * Avrupa’da J.Watt, uzun süreli çalışan buharlı makineyi yaptı; * Montgolfier kardeşler ilk uçan balon yolculuğunu gerçekleştirdiler. - Osmanlı bu yüzyıllarda Muhyiddin Arabî’nin Şeyh-i Ekber (Büyük Şeyh) kabul edilip edilmeyeceğini tartışırken; * Avrupa’da Trevithick, ray üzerinde giden ilk treni (1804) yaptı. -Bu yüzyıllarda Osmanlı kahve ve tütünün haram olup olmadığını tartışırken; * Avrupalı stetoskobu ( Kalp ve akciğer dinleme cihazı,1816) bulmuş; * Ampère, elektrik akımını ölçen ampermetreyi yapmış, * Faraday, elektromanyetik kuramları geliştirmişti. -Bu yüzyıllarda Osmanlı ezanı güzel sesle okumanın gerekli olup olmadığını tartışırken; *Avrupalı Londra’da ilk yer altı trenini (metro) (1863) yapmış, *Plante, kurşunlu akümülatörü(1859), *Graves Otis ise asansörü bulmuştu. - Bu yüzyıllarda Osmanlı medresesi Yezit’e lanet etmenin gerekip gerekmediğini tartışırken; * Batı’da Cooke ve Wheatstone ilk elektrikli telgrafı buldu. - Kanuni’den sonra yozlaşmaya başlayan Osmanlı medresesi türbelerin ziyaret edilip edilmeyeceğini tartışırken; * Batı’da Lavoisier (1781) kimyaya nicel yöntemleri yerleştiriyor, kütlenin korunumu yasasını buluyordu. - Bu tarihlerde Osmanlı medresesi, kandillerde toplu olarak namaz kılınıp kılınamayacağını tartışırken; * Batı’da Avogadro Birleşen Hacim Oranları Yasası’nı buluyor (1811) ve kimyada yeni bir çığır açıyordu. - Yozlaşan ve gittikçe geriye giden medrese “Selamlaşırken eğilmeli mi?” gibi (!) çok önemli bir soruya yanıt ararken; * Batı’da J.J. Thomson atomun yapısındaki elektronları keşfediyordu. (Alıntı)

"Yalan söylüyorlar. Hakikati gizliyorlar Hilafet gidince islam alemi dağıldı diyenler kandırıyorlar. İngiltere ve fransa 1700'lerden 1900'lere kadar parsel parsel islam alemini müstemleke yaparken İstanbul'da bir halife mevcuttu. Karşı durabildi mi? Emir ül mü'minin sıfatını taşıyan halifelerin hiçbiri 1914 tarihine kadar ingiltere ve fransaya savaş açıp cihad ilan edebilmiş değildirler. 1914'te tarihimizde ilk kez ingiltere'ye savaş ilan ettik. Bunu yapan da İttihatçı liderlerdir. Ama elimizde 1800'lerden en az 3 tane hilafet fetvası vardır: Dostumuz ingiltereye isyan etmek caiz değildir diye. Bu fetvalar hint ve malezya diyarına yollandı. Aynı Fetvayı Vahdettin bize karşıda verdi. Yunan'a direniş caiz değildir. Kuvvacılara katılmayın demedi mi? Bunları yaşayarak tecrübe etmedik mi?" Mahmut Esat BOZKURT Türk Ocağı konuşmasından Doktoralı Tarihçi Çiğdem Bayraktar Ör; Milli Mücadele, Mudanya Mütarekesi ve 29Ekim özelinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün semboller üzerinden verdiği mesajı deşifre etti. "30 Ekim 1918 de Mondros fiili olarak bir Devleti ortadan kaldırdı ve Mustafa Kemal seçtiği hiçbir tarihi öylesine seçmemiştir herşeyi bile isteye sembol kullanarak yaptı,birdaha bu ülke fiilende olsa hiçbir zaman ortadan kaldırılamayacak mesajını vermek için 30 Ekimden bir gün öncesi 29 Ekimi seçmiştir . Murat Bardakçı: İstanbul'un işgal yıllarını (1918-1923) niye kimse yazamıyor? Çünkü utanıyorlar. İstanbul işgalinde Müslüman Hint ve Senegal askerlerinin girmedikleri ev yapmadıkları rezalet kalmadı! ... Mithat Cemal Kuntay'ın "Üç İstanbul'u gerçekti!" Lozan'da Hilafet İstanbul'da kalmalı diyen İngilizler idi. Hilafet İstanbul'dan kalkarsa, Hindistan ayaklanır diye panik yapan Hindistan Genel Valisi Londra'yı telgraf yağmuruna tutmuştur. İngilizler Lozan'da Hilafet'in mutlaka İstanbul'da kalmasını istiyordu. Nitekim Atatürk Hilafeti kaldırdı, Hintlilerde ayaklandı, Hindistan'daki İngiliz işgali de bitti. Zaten Osmanlı Hilafetini de kimse ciddiye almıyordu. Osmanlı Cihad ilan etti kimse sallamadı,Şerif Hüseyin Cihat ilan etti herkes Şerif Hüseyin'e koştu ve Osmanlı bitti. Oysa ll. Abdülhamid araplar için dünyanın yatırımını yapmıştı. Demek ki din kardeşliği ümmetcilik hikaye imiş . Bütün bu oldu bittilerin sonucu olarak Osmanlı Hilafet aşkına düşmeseydi, düştüyse Türkleri yönetiminden uzaklaştırmasaydı sonuda böyle olmazdı derim . Yüksek lisansta, derste, Osmanlıcılık yapan, Hilafet geri gelsin diyen, Milleti cahil bıraktığı için 70 yıl boyunca tartışılan arap harfli alfabeyi öven ProfDr Z.Kazıcı'ya dedim ki;"mademOsmanlı sistemi iyiydi o zaman neden Türkler fakir, Yunanı Ermenisi bilimum Hırıstiyanları zengindi. Yine; 1930 lara kadar Anadolu'da doktor, Eczacı hatta köy bakkalları bile Ermenidir! Bu normal mi? Osmanlı neden Türklerin Doktor, Eczacı veya iş adamı olmasına izin vermedi? Osmanlı neden Hırıstiyanlardan az Türklerden çok vergi alıyordu? Osmanlı neden İstanbul'a girişlerde Yunan'dan Errmeni'den vize istemiyordu ama Türklerden iki kefilli vize istiyordu? Üstelik kefil şehrin eşrafından olma şartıyla! Neden Boğaz'ın iki yakasında ve Marmara Denizi'nin kenarındaki köşklerde yalılarda Türkler oturamıyordu? Neden o dönem 12 bankanın biri bile Türklerin değildi? (Osmanlı Bankası bile Yunan Zafirilerindir. Sonradan Mithat Paşa Ziraat Bankası'nı kurdu, Paşayı da, ll. Abdülhamid güçlenince Taif'e sürgün edip zindanda öldürttüler!) Geçtim banka sahipliğini bankada memur hatta bekçi bile Türklerden değildi? Ahmet Haşim'in 1919 tarihli Niğde Mektubu, Osmanlı da Türklerin durumunu apaçık ortaya koyuyordu. Osmanlı'nın meşhur Galata Bankerlerinden biri bile Türk değildi ama Halife Padişahlar bunlardan faizle para alıp yatırımlarını bunlara emanet ediyorlardı? Yemen'den Fizan'a bitmek bilmeyen savaşlarda ömür tüketen, kırılıp yok edilen Anadolu'daki Türk kimin umurundaydı?, Hiç Yemen Ağıtı dinlediniz miydi?" Dinleyin lütfen. (Alıntıdır)

Osmanlı Devleti kaldırdık demekle kalkıyorsa eğer devlet değilmiş demekki.Hem aynı topraklarda iki devletmi olurmuş. Kurtuluş Savaşını yapanmı devlet olacaktı, varlığını devam ettirmek için işgalcilerle işbirliği yapan devletmi devam edecekti?

Uluslararası bürokrasiden zerre anlamayınca işte böyle zırcahil yazılar çıkıyor ortaya.

İNŞALLAH, ELİNE SAĞLIK HOCAM ALLAH C.C RAZI OLSUN ÖMRÜNÜZ BEREKET VERSİN İNŞALLAH AMİN, ŞEHİT LERİN YÜZÜNE NASIL BAKACAKSINIZ AHİRETTE, MÜSLÜMAN GORUMLU KAFİRLER, VATAN HAİNİ LERİ DİNİ İSLAM DÜŞMANLARI OLDUKLARI NI İSPATLAMIŞ LARDIR........