Okumayı, öğrenmeyi, eğitimi akademisyen edasıyla savunup karısının dört duvar arasından çıkmasına, komşu görüşmelerine, alışverişine bile mani olan solun saldırgan marjinalliği ile , sağın kurallarını edep ve âdâbını bir biriyle dengeleyip orta yolu bulamamış...kadına çocuğa şiddeti normal gören ortaya karışık kokteyl manzaralı laik erkeklerden bahsetmiş...evdeki çiçeği, yoluna engel olan ağacı hiç sevmezler...onlar yollarını değiştirmez ama ağacın kökünü yer değiştirmeye razıdırlar ... Allah'ın verdiği gözü edebine ve âdâbına helâline haramına uygun kullanmak varken...yerli yerinde kullanmak yerine..."duvara tosladığında bu duvarın burda ne işi var " diyecek karaktere sahip bir yapısı vardır...kendidi en doğruyu? , en haklıyı hatta kimin neyi hâk edip etmediğini de eniyi kendidinin bildiğini iddia eder... herşeyin en iyisine lâyık olduğunu da kendisi tayin eder... yazısız, kendi kanunlarında yazılıdır...bu tipler üç noktalara çok gidip gelirler bu yüzden alkoliktirler...

Önceki gün Altın Portakal'da en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Nur Sürer kürsüde büyük bir gururla "Çocuklardan elinizi çekin, Kadınlardan elinizi çekin. Hayvanlardan, ağaçlardan elinizi çekin" diye bağırarak mesaj verdi. Vay be idi durumlar. İşte çağdaş ve bilinçli muazzam aydın bir sanatçımızın gurur duyulacak, toplumda çığır açacak muhteşem çağrısı ile karşı karşıyaydık. İşte buydu. Nur Sürer ardından "Bu ödülümü büyük sanatçımıza adıyorum" dedi. Ödülünü adadığı kişi, eşini sürekli döven, yüzünü kan içinde bırakan, üzerine araba sürüp havalara uçuran Kadına Şiddetin zirvesi Yılmaz Güney'den başkası değildi.

Günaydın akit Türkiyenin yarısı bunu biliyor bi siz öğrenememiştiniz sizde öğrendiniz

amerikan baskanı biden 1-sözü keske yahudi olarak doğsaydım 2-sözü baskan yardımcısyken mesut bazrzani beni dinle merak etme ölmeden önce kürt devletinin kurulusunu göreceğiz sözleri