• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yaşar Değirmenci
Yaşar Değirmenci
TÜM YAZILARI

D. Mehmet DOĞAN hocamızı rahmetle anarken…

17 Aralık 2025
A


Yaşar Değirmenci İletişim: [email protected]

D. Mehmet DOĞAN hocamızı rahmetle anarken…

YAŞAR DEĞİRMENCİ

‘Batılılaşma İhaneti’ başta olmak üzere pek çok eseriyle gençliğe rehberlik eden D. Mehmet Doğan, ‘dil’e olan adanmışlığını ‘Büyük Türkçe Sözlük’ ile taçlandırdı, “Türk dünyası kültür birliği” için büyük çaba sarf etti. Türkçe ve Türk dili üzerine yaptığı çalışmalar, yazdığı “Doğan Büyük Türkçe Sözlük”le Türk lügatında/sözlükçülüğünde önemli bir yeri olan D. Mehmet Doğan hocamız; Kültür, fikir, sanat, edebiyat hayatının oluşmasında, Türk düşünce dünyasının öncü şahsiyetlerinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Yazarlar arasındaki mesleki dayanışmayı geliştirmek ve Türkiye’nin kültür hayatına yazarların katılımını sağlamak amacıyla 1978’de Türkiye Yazarlar Birliği (TYB), adıyla kurulmasına da öncülük yapmıştır. 


Fikir çilesi çeken ve hepimizin istifade ettiği kendi kültür ve medeniyetimize dönmemizin şart olduğunu işleyen kitaplarıyla kültür boşluğunu dolduran hocamızı rahmetle, minnetle anıyor hiç unutmuyoruz. Kitaplarını da döne döne hep okumalıyız. İşlediği konular da hep gündemde çünkü. Batasıca Batı’dan kurtulmamızın şart olduğunu da gösteriyor. 

Toplum ve tarih için fikrî-siyasi-içtimaî farklılaşmaların yaşandığı Cumhuriyet döneminde, Ahmet Cevdet Paşa, Ziya Gökalp, Namık Kemal, Mümtaz Turhan, Erol Güngör, Said Halim Paşa, Mehmet Âkif Ersoy, Nurettin Topçu gibi isimlerin düşünce dünyasında açtıkları ufuk, insanlığa yol göstermiştir. Devamını da rahmet, minnet ve şükranla andığımız D. Mehmet DOĞAN devam ettirmiştir. 


Bir tarafta Cumhuriyetle birlikte Batı’nın düşünce dünyası ve kültürü savunulurken, diğer tarafta köklere sadık kalmanın İslâm dinine, yerli-millî kültürden oluşan hafızaya bağlı yaşamanın önemini vurgulamıştır. Cumhuriyetle birlikte başlayan sürecin, 1970 Türkiye’sindeki etki ve neticelerini değerlendiren D. Mehmet Doğan’ın duruşu ve mücadelesi incelenmeli, yeni nesle aktarılmalı, kültür dünyamızda gerektiği şekilde yerini almalıdır. Hocamızın dine ve değerlere bağlı olmanın gereklerini, teorikten pratiğe geçirmesi ve bu şekilde oluşturduğu özgünlük, Türk milleti için de örneklik teşkil etmektedir.

D. Mehmet Doğan’ın düşünce dünyasını nasıl kurduğu, yerli-millî kültürle oluşan tarih, dil, din konusundaki hassasiyetlerinden günümüz insanı mutlaka haberdar olmalıdır. Batılılaşmadan kendi olarak kalmanın bir yolunu ve örnekliğini Türk milletine sunmuştur. Değişim ve dönüşümün aidiyetimizi, kimliğimizi kendi değerlerimizi kaybetmeden olmasını işlemiştir. D. Mehmet Doğan’ın düşüncelerinden hareketle kültürü ve kimliği koruma mücadelesinin günümüzde bir var olma mücadelesi olarak sürdüğüne dikkat edilmeli, Batı uşaklığından kurtulmalıdır. Batılılaşmanın olduğu dönemde yaşayan ve yaşanan olaylardaki tahribatın farkına vararak, onarılması yönünde eserler vermiştir. Laik yönetimin başlamasıyla; dinin devlet işlerinden ayrılması her alana sirayet eden boyutlara ulaşır. 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan dönem ve beraberinde gelen zihniyet, 1970’lerdeki fikir hayatını da şekillendirmiştir. D. Mehmet Doğan’a göre, Türkiye’deki düşünce yapısı, bu süreçlerle birlikte ideolojik bir hal almıştır. Dini değerler hayatın dışına çekilmiş, paganizm, sekülerizm yerleşmiştir. Kimlik ve değerler korunarak yenileşmenin, batılılaşmadan ayrılması gerektiğini fikir zeminine taşımıştır. D. Mehmet Doğan, 1975’te çıkan ilk kitabı Batılılaşma İhaneti’nde, Batı’yla olan ilişkilerin kültürel sahadaki etkilerini delilleri üzerinden tespit etmiş, Batılılaşma karşısında yapılması gerekenleri işlemiştir. Batı, İslâm’la bağlarını koparmış bir Türk devletini yönetmeyi yerleştirdiğini, batılılaşmanın devlet eliyle devlet kurumları başta olmak üzere topluma intikal ettiğini yazmıştır. 



Batılılaşmayı; Batı’yı ayniyle taklit etme şeklinde tanımlanabildiğini, başta teknoloji olmak üzere sosyal, siyasi, hukuki, kültürel sistemlerini alma ve aktarmaya dayalı her uygulamanın adı olarak ifade etmiştir. Batılılaşmayı, insanı kendinden uzaklaştıran bir ideoloji olarak tanımlamıştır. Türkiye’nin özüne aykırı olan ve milletin tarihini ve değerlerini tahrip eden gayr-i millî zihniyet, batılılaşma neticesinde görmüştür. Batılılaşma ve Modernleşme Avrupa’da başlayan ve geniş şekilde dünyaya yayılarak toplumun yapısını ve hayat tarzını etkileyen örgütlenme biçimleri olarak ifade etmiştir. D. Mehmet Doğan’ın da dikkat çektiği gibi Batılılaşmadan ve kimlik kaybına uğramadan yenilenmek mümkündür. 


Din temelli kültür anlayışına sahip olan D. Mehmet Doğan, batılılaşmayla mücadelenin de dinî ve manevî değerlere bağlı kalınarak verilebileceğini yazmıştır. D. Mehmet Doğan’ın, 20. yüzyılın fikir öncüsü olarak ifade ettiği Nureddin Topçu da batılılaşmaya karşı isyan ahlâkı ve iradenin davasıyla mücadele eden isimlerden birisidir. Batı’da eğitimini tamamlamış ancak “Batılılaşmayan” bir isim olarak Türkiye’ye döndüğünü ifade etmiştir. Nureddin Topçu ve Mehmed Âkif, D. Mehmet Doğan’ın öncelikli olarak ilham aldığı iki isim olmuştur. En temelde kimlik kaybı ve kendi olamama meselesiyle ilişkili olarak yerli- millî kültüre ve köklere bağlı kalmanın önemli olduğunu D. Mehmet Doğan kitaplarında ele almıştır. Bir anlamıyla yabancılaşmak demek olan Batılılaşmak; insanın kendi değerlerine, tarihine, kültürüne bağlı halde yaşamasının önündeki önemli bir engeldir. Buna sebep olan belli başlı unsurlar ise; tarih şuurunun kaybedilişi, dile ve dine gerekli hassasiyetin verilmeyişi olmuştur. Yanlış tarih anlayışı yanlış şuuru meydana getirir. Kişinin kendi varlığı ve davranışlarının farkında olması demek olan şuur hali, millî benliğin ve şahsiyetin oluşmasında temel bir yere sahiptir. Topyekûn toplum olarak kendi hafızalarının farkında olan milletler; millî şuuru ve millî benliği inşa edebilmektedir. Bu şuurun oluşmasında dil, din, gibi bir müktesebata sahip olma gibi unsurlar belirleyici olmaktadır. Milletin ve devletin ruhuna esas teşkil eden, millî şuurun yaşatıcı temeli ise doğrudan İslâm’dır. 

Mehmet DOĞAN hocamızın kitaplarını okuma ve araştırma temennisiyle…


Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şizofren

bi nasılsın iyimisin demek için rahatsız ettim ..kusura bakma hayırlı günler...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23