• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Turgut Emin
Turgut Emin
TÜM YAZILARI

Zihinlere alternatif vermek

16 Aralık 2020
A


Turgut Emin İletişim:

Yıllar yıllar geçti (yarım yüzyılı aşkın)...
Anne tarafından kuzenlerimiz dayı-teyze çocukları ile ben ve rahmetli kardeşim, yaz tatillerinde, annemin köyünde buluşurduk..

Aynı yaşlarda, taze üniversiteli yedi-sekiz delikanlı olurduk...

Akşamları, ya evin önündeki açıklıkta ateş yakar, bizim için toplanan köy gençleriyle oyunlar oynar, eğlenirdik; ya da iki katlı evin birinci katındaki ocaklı büyük odada toplanır muhabbet ederdik..

Odanın armutluğa bakan penceresinin önünde rahmetli Bibiya’nın yatağı vardı. Rahmetli annemin halası olan bu doksanlık çınar hâlâ ayaktaydı. Her sabah, elinde baston bahçeleri teftiş eder sonra da tesbihi ile yatağına kurulurdu.. Büyük odanın diğer ucundaki ocağın önünde kahvaltıya- yemeğe toplandığımızda, gurur ve mutluluk dolu gözlerle bizi izler, dikkatle dinlerdi...

Bugün gibi taze ve net hatırlıyorum o sabahı. Kahvaltıdan sonra ocağın başında oturmuş, okullardan konuşuyorduk. Kaçınılmaz olarak söz, o yılların baş meselesi sağ-sol konusuna gelmişti. Bu arada kim bilir kimden bahsediliyordu ki “O ateist” lâfı geçti.

“Nedir o?..”, “Ne demek o?...”

Bibiya namaz sonrası uykusundan uyanmış. Elinde tesbihi, yatağında.

“- Allah’a (hâşâ) inanmayan, demek Bibiya...”

Çok uzun gibi gelen bir sessizlik.. Sarsıcı bir hıçkırık... Kalktık yatağının başında toplandık.

Gözleri dolmuş bir halde başını yüzümüze doğru kaldırdı: “Allah’a inanmayan insanlar mı var?!..” damlalar iki yanağından sicim gibi iniyordu..

Resûlullah (sav)’ın “Kocakarı imanı” olarak işaretlediği gücün, doksan küsur sene alternatifsiz ve tertemiz tuttuğu o hafsala; Yaradan’a inanmayan bir insanın olabileceğini alamıyordu..

Yarım asır geride kaldı.. Alternatif sokulmamış temiz zihinler o günlerde bile nâdirattan idi, bugün artık tamamen muhal.. Gazete, dergi, sinema, tiyatro, radyo, televizyon, internet, hele hele sosyal(!) medya’ya maruz zihinlere, öyle alternatifler yerleştirildi ki “Yok artık, bu da olamaz!” diyebilecek tek nokta bırakılmadı..

Öyle olmasaydı, düne kadar hıyânet-i vataniyye (vatana ihanet) olarak hem yasalarda hem vicdanlarda idamla yargılanan; düşmana akıl vermek, düşmandan yardım istemek, düşmanı “Gel ülkeme müdahale et” diye çağırmak gibi eylemler; normal siyaset olarak alkışlanır mıydı?..

Öyle olmasaydı, devleti yıkmak, ülkeyi bölmek isteyen silâhlı terör örgütlerinin (FETÖ-PKK) mecliste temsilcilerinin olması, gezen tavuk yumurtası kadar doğal görülür müydü?..

Öyle olmasaydı, bünyesi içinde zincirleme cinsel tâciz ve tecavüzler yaşayan topluluklar, sağrısına sinek konmuş sığırlar gibi tepkisiz kalır mıydı?..

Bu arada kendinizi de test edin...

Artık ne kadar az şeyin sizi gerçekten şaşırttığını ve şeytanın ne kadar mesafe aldığını göreceksiniz.. Ve zihniniz tamamiyle zaptedilmemişse ürpereceksiniz...

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mahmut uçar

Yüce Allah sizden razı olsun abi. Maneviyatla iç içe olan hatıralar dahi insanı çok duygulandırıyor. Nerede 0 imanlı insanlar o eski günler dedirtiyor. Her zaman bu hatıralar yazılmalı çünkü irfan ve hikmet yüklü hepimizin dermanı. Selam ve dua ile.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23