Uykum kaçtı bildirisi
Beyaz Saray’ı, Kongresi, Temsilciler Meclisi, Pentagon’u, CIA’sı ve daha bilmemnesi ve nesi ile; Siyasî-Askerî-Ekonomik-Psikolojik hemen her cephede Türkiye’yi hedef almış bir ABD var karşımızda.
Bunu da açıkça söylüyor:
“İçerideki dostlarımızla, Türk halkının seçtiği yönetimi değiştireceğiz” diyor.
1960-1971-1980-1997’ler’den alışık olduğu gibi: “Askerden yardım alabiliriz” diyor.
Bu arada; ilk aklına gelen de, sandıkta alt edemeyeceğini bildiği “Milli İrade”yi, kaos-huzursuzluk-iç karışıklık yoluyla, içeriden ketenpereye getirmek..
Çünkü bunun için de, içeride, elinin altında mebzûl miktarda devşirme malzeme mevcut..
Meselâ, tamamını kendisinin kurup beslediği, kıpkızıldan-koyu yeşile kadar bütün terör örgütlerini aynı anda işe koşabilir. (FETO’yü saldırttığı gece, PKK’yı güney sınırımızda hazır beklettiği gibi).
Meselâ, Boğaziçi’nde denediği gibi üniversiteleri parmaklayıp karıştırabilir.
Meselâ, bir gece, sabaha karşı, ülke sevdası(!)ndan gözünü uyku tutmamış birkaç yüz aydın(!)-sanatçı(!)-akademisyen(!)’e, müthiş bir demokrasi(!) bildirisi imzalatabilir...
Veyahut da, ülke her yönde, her konuda ve her cephede tam bir istiklâl ve bekâ savaşı verirken fikrini ifade etmek aklına gelmemiş bir emekli gruba, gece yarısı topluca fikir ifade(!) ettirebilir...
Afedersiniz, geç kaldım sanırım. Bunu yeni yaptırdı değil mi?...
Hem de yine tanıdık bir zihniyete...
Millet iradesine çöktükleri her darbe sonrası yaptıkları ilk açıklamayı “NATO’ya bağlıyız” diye bitiren NATO darbecisi bu zihniyeti yetmiş yıldır milletçe iyi tanıyoruz.
İşte bu zihniyetin takipçisi, yüzleri yine Atatürk maskeli 104 tekaüt, sevgili NATO’larının kuruluş yıldönümü münasebetiyle 4 Nisan’da bir vefa bildirisi yayınladı..
Millete ve akıllarınca devlete NATO’nun nasıl bir Türkiye arzuladığını yeniden hatırlatmak istediler...
Bir yandan da Atlantik’e: “Türkiye için yeni bir oyun kurduğunuzu görüyoruz, bilin ki biz de gönülden âmâdeyiz” mesajı vermek istediler...
Aslında bu NATO’cular, gölgesinde yürüdükleri arabanın gölgesini kendi gölgesi sananlardandır. Milletin giydirdiği kıyafetle de aynaya bakıp, kendilerini memleketin sahibi kabul ederler...
Ekmeğini yedikleri Türkiye Cumhuriyeti ordusunun içinde “Batı İçin Çalışma Grubu” kuracak kadar da yüzsüz-pervâsız ve cüretkâr olabilmeleri bundandır...
Ama bu defa devletin, milletin ve ordusunun tepkisi ummadıkları gibi oldu...
Eminim bütün uykular asıl şimdi kaçmıştır..
Ne yani, bildiri yazarken bakılma-beslenme-korunma konforları garanti edilmeyecek mi?
Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Sayın Devlet Bahçeli’ye gönülden katılıyorum..
Gereği gerektiği biçimde yapılmalıdır..
Zalime gösterilecek merhamet mazluma zulümdür!..