Çıldırtır adamı
Batılı emperyalistlerin yarım yüzyılı aşkın bir tarih diliminde, askeri darbelerle hasta yatağından kaldırmadıkları, nihayet yakın bir zamanda bu karabasanın hakkından gelebilip ayağa kalkan ülkemin basını, muhalefetin başına soruyor:
- Erdoğan; 15 Temmuz’da Yeşilköy’de, size yol açan darbeci tanklarının arasından geçip, olanları evde televizyondan izlemeye gittiğinizi söyledi...Ne diyorsunuz?..
- O da geçseymiş..
Nasıl cevap ama?..
Buyurun size, insana bahşedilmiş düşünme nimetini berhavâ edecek, aklı dumura uğratacak, zurnaya zırt dedirtecek kıvraklıkta bir hazırcevaplık ve keskin zekâ örneği..
Beyefendi zaten, kendisine soru sorulduğunda, daha soru bitmeden cevap vermesiyle mâruf...
O kadar hazırcevap...
Çünkü ağzından çıkanın onu bağlamayacağından, bağlamasının teklif dahi edilemeyeceğinden emin...
Cevap cevap mıdır -bayram haftası mangal tahtası olabilir mi- o ve saz arkadaşları için hiçbir önemi yok.’
Nasıl olsa, beyefendi lâfı bıraktığı anda, artık o lâfla ilişiğini hatırlamamak üzere kesiyor.. Ve başından beri, kıvrak bale yürüyüşüyle geçtiği yol boyunca adım başı lâf bırakmak ve bıraktığı lâfı tanımamak onun en mümtaz vasfı...
“O da geçseymiş..”
Öyle ya..
Marmaris’te ailesiyle birlikte kaldığı mekâna helikopterlerle indirme yapılmış, bina delik deşik edilmiş, korumalar şehid edilmiş, ellerinden kaçırmışlar..
Halkı tarayan jetler, havada harıl harıl düşürmek için onun uçağını arıyor..
Son anda darbecilerden temizlenen havaalanına iniş yapılıyor.
Dışarıda darbeci tank ve zırhlıları...
İşte, o Erdoğan, onun salınarak geçtiği o darbeci tanklarının arasından geçseymiş..
Hattâ: “- Bana kastetmişsiniz, geldim işte..” deseymiş..
Özenle ve ne hayâllerle çektiği lâcileri ile, ayağında rugan terlikleri ile, CHP’li Bakırköy Belediye Başkanının evinin salonunda, çayını yudumlarken, televizyondan bu sahneyi izleyebilmek için neler vermezdi ki...
“O da geçseydi” ha?...
Diyeceksiniz ki, başka işin mi yok?...
Belki haklısınız... Ama çıldırtır insanı...
Aklım almıyor, çözemiyorum...
O’nu değil canım..
Hiç derdim olmaz...
Benim çözemediğim, ilk seçimde yine “kuzu kuzu” sandığa gidip, yine dünyanın bu sekizinci hârikasına oyunu verecek, üstelik de bu ülkede yaşayan o yığınların ruh hali...