• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Refik Tuzcuoğlu
Refik Tuzcuoğlu
TÜM YAZILARI

Onurlu Bir Gelecek Mümkün

24 Haziran 2025
A


Refik Tuzcuoğlu İletişim:

Onurlu Bir Gelecek Mümkün

Refik Tuzcuoğlu

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da “Medya Platformu Derneği”nin düzenlediği “Terörsüz Türkiye Kongresi”ne katıldım. Şehit yakınlarından bölgenin kanaat önderlerine, sanat camiasından akademik çevrelere varıncaya kadar geniş bir yelpazenin buluştuğu bir programdı. “Akademik ve Düşünsel Kodlar” başlıklı oturumun moderatörlüğünü yürütme görevi de bana düştü.  

Son derece önemli bilgilerin paylaşıldığı kongrede konuşmacıların manşetlik tespitleri vardı.

Popüler rüzgârların, ideolojik muhitlerin zaman zaman sanat camiamızı peşinden sürüklediğine şahit olmuşuzdur. Neyse ki meseleye sağduyu ile yaklaşan sanatçılarımız da yok değil.

Deniz Uğur’un; “Sanatçı umudun propagandasını yapar” sözü önemliydi. Ali Nuri Türkoğlu’nun; “Elbette Terörsüz Türkiye diyeceğiz, ya ne diyeceğiz!” ifadesi yanında doğruyu savunurken “cesur olma” tavsiyesini kayda düştüm. 

Kongre’nin yapıldığı gece ABD’ye ait B2 hayalet uçakları İran’a saldırdı. Dünyayı uçurumun eşiğine götürüp getiren olaylardan bir tanesini daha yaşadık. ABD saldırganlığı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney’in; “Kural temelli liberal sistemin çökmesiyle dünyanın düzensiz bir döneme girdiği” şeklindeki açıklamasının ispatıydı.

Böyle dönemler ülke güvenliğini başat bir gündem haline getiriyor. Savunma stratejilerine öncelik verilmesi zaruret oluyor. Dünyadaki gelişmeleri önceden okuma başarısı gösteren Türkiye’nin savunma teknolojilerinde hamle üstüne hamle yapmasını daha iyi anlıyoruz. 

Körfez Savaşı’yla başlayan emperyalizmin müdahaleleri sonucunda bölge ülkelerinin milli iradesi çökmüş durumda. Irak, Suriye gibi devletlerin varlıkları pamuk ipliğine bağlı. Türkiye’nin desteği olmadan Suriye üç ay bile ayakta duramaz. Suriye Devrimi ile birlikte Rusya ve İran bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Şu an bölgede etkisi artan iki güç dikkat çekiyor. Birisi ABD/Batı ittifakının sınırsız destek açtığı İsrail, diğeri ise Türkiye.

Tam da böyle bir ortamda “Terörsüz Türkiye konusu niçin şimdi gündem oldu?” sorusuna en iyi cevap bölgede yaşanan jeopolitik kırılmalar. Terörle mücadelede yarım asra varan tecrübesiyle Türkiye yeni bir sayfa açabilir. Türküyle Kürdüyle, Arabıyla Acemiyle, Abazasıyla Çerkeziyle hep birlikte onurlu bir gelecek inşa etmemiz mümkün. Bunu başaramazsak emperyalizmin kaşıdığı etnik, bölgesel, mezhepsel ve meşrepsel ihtilaflarla gelecek nesilleri büyük mahrumiyetlere mahkûm ederiz. 

Bu anlamda yeni bir dil geliştirme vurgusu yapan Prof. Dr. Ramazan Yelken’e hak vermemek mümkün değil. Terörün yok edilmesi, güvenlik dili toplumsal bütünleşmeyi ve uzlaşmayı tek başına sağlamıyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm bu gerekçelerle kültürel hakları en çok genişleten lider oldu. Kardeşliğe en çok vurgu yapan ve bu konuda samimi olduğunu herkesin bildiği bir siyasi duruş gösterdi. 

Maalesef her olumlu teşebbüs, terörün ağababalarının aparatlarına verdiği talimatla boşa çıkarıldı. Yeni süreçte PKK ve ona müzahir yapılar öncelikle patronlarından bağımsız bir karar alabilecek mi? Asıl sorun burada. 

Her şeye rağmen gelinen nokta kıymetli. Terörizmin kullandığı bahaneler elinden alındı. Kat edilmesi gereken yolda uluslararası tecrübeleri görmek lazım. İngiltere, İrlanda ve Kolombiya örnekleri. Mesela İspanya’nın yaşadığı tecrübeler. Birebir izdüşümü mümkün değil ama fikir vereceği aşikar. Prof. Dr. Tevfik Erdem, “Terörsüz Türkiye süreci başarıya ulaşırsa soğuk savaş sonrası son terör yapısı ortadan kalkacak” tespitini yaptı. Yani bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin başladığının en sembolik göstergesi olacak.

Yeni bir başlangıç mümkün mü? Elbette mümkün. Mazhar Bağlı Hoca’ya göre tarihsel ve kültürel kodlarımızda öyle zengin bir gönül dünyası var ki, tüm cihana yeter. 

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı bu süreç bölgenin geleceği adına yeni bir fırsat sunuyor.

İran’a yapılan saldırılara ABD’nin de katılması ile terörizmle mücadelede yeni riskler ortaya çıkabilir. Zira İsrail ve ABD ittifakı, SDG/PYD gibi yapıları proxy/vekil savaşçılar olarak elinden kaçırmak istemiyor. 

Sanıyorum PKK ve ona müzahir yapılar şöyle bir eşikte:

Ya proxy bir yapı olarak sahiplerinin elinde kullanılan bir aparat olmayı tercih edecekler.

Ya da onurlu bir geleceği inşa için kardeşliğe, barışa onay verecekler, uzatılan ele tutunacaklar.

Terörsüz Türkiye süreci başarıya ulaşırsa İsrail/ABD ittifakının Ortadoğu stratejisi çökecektir. Oyunun kurallarını bölge inisiyatifinin eline aldığı bir dönem başlar. 

Zor ve bir o kadar da tarihi bir süreçten geçiyoruz. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vay vay

PKK VE DIGER YAPILARI TÜRKİYENIN YANINDA YER ALMALI,İSRAİLDEN UZAK DURMALILAR...BU YAHUDİ KATİLLER KENDILERINDEN BASKA KİMSEYİ ONEMSEMEZLER...

tabure

pkk, tasfiyeyi nasıl bu kadar kolay kabul etti? ya bitmişti ya yenildiğini ve yenemeyeceğini anladı ya da ağa babalarının (abd, almanya, fransa, İSRAİL, İRAN) desteğini artık görmüyor. KORKTUĞUM ŞEY ŞU: pkk projesi vazifesini gördü, ömrünü tamamladı. rafa kaldırılmaya hazır. peki yerine hangi proje uyduruldu? sayın yazar, bu sorulara cevabınız var mı
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23