• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
TÜM YAZILARI

Allah’ın nizamı İslâm(6)

14 Aralık 2025
A


Prof. Dr. Yusuf Özertürk İletişim:

Allah’ın nizamı İslâm(6)

Prof. Dr. Yusuf Özertürk

İSLÂM’IN KAYNAKLARI

A-KUR’ÂN 

Kur’ân’ın Muhtevası

2a-Nübüvvet ve Kulluk

*İnsanlar, akıl yürüterek, bir yaratıcının olduğuna (Allah’ın varlığına, Tevhid inancına) düşünce olarak inansa dahi, Allah’ın isimleri-sıfatları, Allah-Kâinat, Allah-insan ilişkilerinin nasıl olacağı, kulların Allah’a ve birbirlerine karşı ne gibi sorumluluklarının olduğu, Allah’a kulluğu  nasıl yapacakları, ölüm sonrasında Âhiret’te neler olacağı, hesap, ceza-mükâfatın nasıl olacağı vs. konularında, akıl yürüterek bilgi sahibi olamazlar. Bu sebeple, Allah ile insanlar arasında bir aracı kuruma ve bir görevli kişiye ihtiyaç vardır. Bu aracı kurum ‘Nübüvvet (Elçilik-Peygamberlik- Risâlet), vazifeli kişi de bir Elçidir (Peygamber- Nebî).


Nübüvvet;

*Allah ile kulları arasında, Allah hakkında bilmeleri gerekenleri, Dünya ve Âhiret hayatlarıyla ilgili olarak, ihtiyaçları olan uyacakları kuralları, bilgileri, insanlara bildirmek, öğretmek ve nasıl tatbik edileceği ile ilgili bilgileri hâvi elçilik görevidir. Nübüvvet, Vahiy esasına dayanır. İlâhî vahye muhatap olmak, çalışılarak, isteyerek olmaz. Allah, kime Vahiy göndereceğine ve kimi seçeceğine bizzat Kendisi karar verir. Allah, Vahiy göndereceği, Nebî olarak vazifelendireceği kimseyi farklı şekilde donatmıştır. Peygamberler, Beden ve Ruh sağlığı yerinde, akıllı, zeki, hafızası kuvvetli, güvenilir ve ahlâklı kimselerdir. Peygamberler günahsız, hidâyeti  (doğruyu-gerçeği bilme) üzeredirler ve bilerek günah işlemekten korunmuşlardır (ismet sıfatı sadece Peygamberlere hastır). Peygamberler, kendilerinin elçi olarak görevlendirildiklerinin farkındadırlar ve Allah’a tereddütsüz, inanır ve güvenirler. Nübüvvet müessesesi, İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem (a.s) ile başlamış ve son peygamber Hz. Muhammed (sav) ile son bulmuştur. İlk Peygamber Hz. Âdem (a.s) ile son Peygamber Hz. Muhammed (sav) arasında sayılarını ancak Allah’ın bildiği pek çok peygamber vazifelendirilmiştir. Kur’ân’da 25’nin adı geçmektedir. Hadis kaynaklarında 124 bin olduğu ve bunlardan 313’nün Resül olduğu bildirilmektedir (Ahmed b. Hanbel, Müsned 5/265-266). Peygamberlerin bazılarına kitap verilmiş, bazılarına da kitap verilmemiştir.

Peygamberler, Allah tarafından kendilerine ne bildirilip, ne öğretilmişse, onu değiştirmeden, bozmadan aynı şekilde içinde bulundukları topluma, o toplumun diliyle tebliğ etmişlerdir. Kur’ân’a göre, peygamberler arasında bir süreklilik vardır ve aralarında ‘Peygamberlik makamı olarak bir fark yoktur. Ayrıca getirdikleri ilkelerde öze-esasa ilişkin bir farklılık da yoktur. Peygamberlerin her biri, Allah’ın birliğine, Âhiret gününe iman etmişlerdir. Farklılıklar, sadece insanların ihtiyaçlarına ve zamanın gereklerine, insanın sosyo-kültürel durumuna göre olan değişikliklere aittir ki, bu da ilmen ve aklen makul bir durumdur. Peygamberler, kendilerinden önce gelenleri tasdik etmiş, sonra gelecek olanı da müjdelemişlerdir. Nitekim bu durum Kur’ân’da şöyle ifade edilmektedir: “(Ya Muhammed) Hatırla ki, Allah, vaktiyle peygamberlerden şöyle bir söz almıştı; ‘Celâlim hakkı için, size kitap ve hikmetten her ne verilir de, sonra elinizdeki kitabı (Tevrat’I, İncil’i) tasdik eden bir peygamber gelirse, ona mutlaka iman edecek ve mutlaka yardımda bulunacaksınız. Bunu Kabul ettiniz mi? Ve benim mesul edici sözümün vebalini aldınız mı?’ buyurmuştu. (Onlar) ‘kabul ettik’ dediler. ‘Öyle ise şahid olun, ben de sizinle beraber şahidlerdenim’ buyurdu’’ (Âl-I İmrân-81). “Hani Meryem’in oğlu İsâ, ‘Ey İsrail oğulları! Ben, size Allah’ın gönderdiği peygamberiyim. Benden önceki Tevrât’ı tasdik edici ve benden sonra gelecek Ahmed (Muhammed) isimli bir peygamberi müjdeleyici olarak geldim’ demişti. Sonra onlara mucizelerle gelince, ‘bu açık bir sihirdir’ dediler’’ (Saf-6). Hz. Resûlellah’dan başka, diğer peygamberler belirli bir devre ve bir kavme gelmişlerdir. Sadece son peygamber olan Hz. Muhammed bir kavme değil, Kıyamet’e kadar her devirdeki bütün insanlara, Allah’ın bir rahmeti olarak gönderilmiştir. 

“(Ey Resûlüm) Biz, Seni ancak âlemlere (bütün cihana) bir rahmet olarak gönderdik’’ Enbiyâ-107). Bu sebeple Hz. Resûlellah’ın (sav) tebliğ ettiği İslâm dini, hem fıtrâta hem de bütün devirlerdeki insanlığa uygundur. Devam edecek...


Kaynak

1- Yusuf Şevki Yavuz, Nübüvvet-Peygamber. TDV İslâm Ansiklop. c; 33-34, sy;279-285, 257-262.

2- Mustafa Çağrıcı, Kur’ân’ın muhtevası. TDV İslâm Ansiklop. c; 26, sy;390-393.

3- Tahsin Görgün, Kur’ân’ın mahiyeti. TDV İslâm Ansiklop.c;26,sy;388-389.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23