• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap…”dan katil olmaya!

18 Eylül 2025
A


Nusret Reşber İletişim:

“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap…”dan katil olmaya!

NUSRET REŞBER

Her gün dünyanın sonuna doğru adım adım ilerliyoruz.

Bilinçte, inançta, gündelik hayata aksettirmede her gün bir sona yaklaşıyoruz.

Anne babaların, ailelerin eskide hayattan ve gelecekleri olan çocuklarından beklentileri bizden çok farklıydı. Geri dönüşümleri de daha güzel netice veriyordu.

Bugünkü emniyet/güvenlik birimleri, çeşitli tedbirler yoktu. Ama onlar daha güvendeydi. Daha huzurlu ve rahatlardı.

Bugün, her şeye rağmen hâlâ liseye kadar çocuklarımız, anne baba kontrolünde okula gidip geliyor.


En yakın akrabalara bile çocuklar teslim edilemiyor.

Her taraf mayın tarlasına dönüşmüş. Şehir ve ilçelerin cadde-sokakları, köyler hatta evlerimiz birer mayın yeri. 

Eskide çocuklar sorumlulukta, akıllılıkta bugünküsünden çok daha ilerideydi.

Verilen bilgi ve görevi yerinde ve zamanında elde edip, yerli yerinde kullanma kabiliyetine sahiplerdi; bugün, gerekli gereksiz bütün bilgiler çocukların önünde ve belleklerinde ama hangi bilgiyi nasıl kullanacağına bakmadan bilgi sarhoşluğuyla kafaları allak bullak…


Dünün çocuklarına korkmadan bir görev verilebiliyordu ve onu başarıyla tamamlayabiliyorlardı. Bugün öyle değil. Ne ebeveynler çocuklarına bir görev verebiliyor, güvenebiliyor ne de çocuklar o yetenekte, o istek ve duyarlılıkta.


 

 Hz. İsmail, çocuk yaşında.. Babası ilahi bir sınavın gereği olarak,  “İbrahim ona, ‘Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dediğinde “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” diyebiliyor. (Saffât 37/102)

Bugün anne babalar kıtır kıtır doğranıyor!

Çünkü o günkü insanlar da evlatlarına karşı bugünkü gibi davranmıyordu.

Peygamberler, onları örnek alanlar, çocuklarına Allah’ın rızasını öncelemelerini öğütlüyor, namazı terk etmemelerini, Allah’a şirk koşmamalarını öğütlüyorlar. Bugün tam tersi söz konusu…


Efendimiz (s.a.s.), kızı Fatıma ile damadı Ali (r.anhum)’yi evlendirdiğinin ilk sabahından itibaren aylarca kapılarına gidip sabah namazını ihmal etmemelerini öğütlüyor. “Yeni evliler; küçük de değiller. Kılarlarsa kılarlar, rahatsız etmeyeyim…” demiyor.

Bir gün Fatıma (r.anha) boynundaki altın zinciri çıkarıp: “Bunu bana Hasan’ın babası Ali hediye etti” diyor.. Zincir daha elinde iken Resulullah (s.a.s.) yanlarına giriyor ve:


 

“Ey Fatıma! Halkın: ‘Resulullah’ın kızının elinde ateşten bir zincir var!’ demesi seni memnun eder mi?’” diyor ve oturmadan geri gidiyor. Fatıma (r.anha) o zinciri sattırıyor, parasıyla bir köle azad ediyor.

Resulullah (s.a.s.) bunu duyunca: “Fatıma’yı ateşten kurtaran Allah’a hamd olsun!” buyuruyor. (Nesai, Zinet 39)

Biz ne yapıyoruz? Tam tersini öyle mi?

Bu sebeple de mutlu, huzurlu ve rahat değiliz, olamıyoruz. Başımız dertten kurtulamıyor.

Ne anne babalar ne devlet bunun önüne geçemiyoruz.

İnternet çağı, teknoloji çağı çünkü diyoruz? Anne-baba da çocuklar da her şey internet, teknoloji olmuş!?


 

Anne babalar olarak sorumluluklarımızı daha bir ciddiyetle ve daha bir gereklilikle yerine getirmek durumundayız.

Neyi, nasıl ve hangi önem ve sıraya göre vermemiz gerektiğini bilmeli ve onun uygulama yollarını geciktirmeden yapmalıyız.

Önceliğimiz Allah’ın rızası ve buyruğu doğrultusunda olmak zo-run-da-dır!

Aksi takdirde geleceğimiz gençliğin hayatlarının kararması, sadece çocuklarımızla kalmayacak; anne-baba ve hatta tüm toplum olarak hepimizi etkilemeye devam edecektir. Ciddi önlemler alınmazsa ve böyle giderse cinayet toplumu olmaya mahkûm olacağız…

Okulların açıldığı ilk günde İzmir’de Polis Merkezi’ni tarayan, iki polisimizi şehit eden 16 yaşındaki katil çocuğun ifadelerinden bir cümle: “Okula gitmek istemiyordum…” Bunu anne baba olan herkes kendi evine uyarlasın lütfen! Bilgisayar ve telefon başından çocuklarımıza hiçbir şey yaptıramıyoruz!!!

Katilin ifadesinin geri kalan detaylarına takılmıyorum, ciddiye almıyorum.

O yargının işi! Benim işim, her birimizin evinde çocuklarıyla yaşadığı diyaloglar ve sorunlarla ilgili olan kısmı.

Ve ben bunu kendime ve benimle aynı İslam İnancını paylaşanlara hatırlatmak istiyorum.

Biz önceliklerimizi; bilinçte, inançta, gündelik hayata aksettirmekte başka taraflara kaydırdık. Önceliğimiz, inandığımız değerlerden ve inandığımız değerleri hayata yansıtmaktan uzaklaştı.

Dünyalık kayıplarımız kadar değerlerimizin eksikliğine canımız sıkılmadı.


 

Prof. Dr. İyad Kunaybi’nin (Bir kardeşim beni aradı… Makalesindeki) ifadesiyle soğuk bamya, çorba için eşimize kızdık, boşamayı bile düşündük ama eşimiz, çocuğumuz Allah’ın dinine dikkat etmediği için kendimize ve onlara aynı tepkiyi göstermedik.

Çocuğumuzu okula, dershaneye, yabancı dil kursuna gitmedi diye; yemeğini yemedi, bitirmedi; verdiğim görevi yapmadı diye kıyameti kopardık…

Ama dinini öğrenmedi, öğretemedik; namazını kılmadı, orucunu tutmadı, yaptıramadık; haramlara günahlara dikkat etmedi biz de üzerine düşmedik, bir tepki veremedik, bundan üzüntü duymadık. Bir tepki verdiysek te öyle bıraktık; üzerine gitmedik.

O zaman her şeye müstahakız.

Kimse kusura bakmasın; Allah’a saygı göstermeyen, Allah’ın rızasını önemsemeyen; anne-babasının ve başkasının hakkını gözetmez. Kimse bunu beklemesin, buna hakkı yoktur. 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Sayın yazar 16 yaşındaki katil çocuğun " okula gitmek istemiyorum" cümlesinin dışındaki cümlelerini niye ciddiye almıyorsunuz ki, o çocuk halbuki " İslam " ile ilgili bir şeyler söylüyordu...

Sabr

Günümüz insanı aşırı uyarıya maruz kalıyor. Bilgi bombardımanı... Hazmedemediği bilgiden makul yargıya ulaşması zor. Bir çocuğun geleceğinin inşasında ebeveynin payı da maalesef çok düştü. Sabretmek gerekiyor. Çocuklara küçüklüğünde yeterli ilgi ve şevkatı mutlak surette göstermek gerekiyor ki ilerki zamanlarda büyük sözüne kulak versin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23