• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nurettin Veren
Nurettin Veren
TÜM YAZILARI

FETÖ mücadelesinde yeni suç ve ceza sistemi kurulmalıdır!!!

10 Temmuz 2018
A


Nurettin Veren İletişim: [email protected]

FETÖ’nün 1966’dan itibaren küçük bir çekirdek kadro ile kabuk ve şekil değiştire değiştire metastas yaparak, ışık evlerinden yurtlara, yurtlardan okullara, üniversite hazırlık kurslarına, üniversitelere ve hastanelere kadar 5 yıllık, 10 yıllık periyotlarla nasıl şekil değiştirdiğini, en son siyasi arenada boy göstermek ve Medya dünyasında yer tutmak için, Gazeteci Yazarlar Vakfı’nı bir atlama tahtası olarak kullanıp, bu vakıf sayesinde örgütün kendi kadrolarının dışındaki Masonik, Siyonist ve CIA ile irtibatını devam ettirecek platformlar kurmaya başladığını anlatmıştım. 

FETÖ’nün Gazeteci Yazarlar Vakfı adeta her görüşteki değişik gazetecileri ve dünyanın her tarafındaki Hıristiyan, Katolik, Ortodoks, Ermeni, Süryani, Yahudi, Amerikan, İngiliz ve Rus ajanları ile irtibat sağlayabilecek masum bir görüntü maskesiyle faaliyete giriştiği ve geçirdiği bu evrelerden sonra varmak istediği hedef, dünyayı ortak bir vatan olarak görmek, dinleri iç içe harmanlayarak, kendisinin de dünyanın beklenen ortak imamı olmak üzere (KUTB-UL AKTAB) unvanı ile güya İslam Vatikan’ı olan bir merkez kurarak, başına geçmek hayaliydi.

Abant Platformu, Diyalog Avrasya Platformu ve dünyanın değişik ülkelerinde değişik isimler altında kurmuş olduğu platformlarda, 300 civarındaki imamlarının dünyayı sürekli dolaşarak daha önce altyapısı hazırlanmış, Siyonist ve Masonik tapınakçılarla irtibatı devam ettirmek, ABD’nin istediği ülkeler de onlara hizmet edecek elemanları oralara yerleştirmek için dünya insanlığı, dünya kardeşliği, dünya Devleti ve dünya ortak dini olarak kendisini de bu ortak dinin en üst düzey temsilcisi olacak şekilde destekler alarak, işlerini yürütmektedir.

Daha önceki kitaplarımda anlattığım gibi: FETÖ’nün kendi yetiştirdiği çekirdek kadrodan Cizvitlerin faaliyetine benzer çok küçük yaşlardan IQ’lerini ölçtüğü çok yakından tanıdığı örgüt içerisindeki esnaf çocuklarını tamamen teslim alıp, onları belli hedeflere göre hazırlayarak yetiştirdiği çekirdek kadrolardır.

Daha sonra değişik görüşteki başarılı insanları, çekirdek kadrodan olmasa bile vitrine koyarak onları FETÖ’ye transfer edip, vitrinde onları sahneleyerek, onların görüşlerini bir şekilde planlayıp organize ederek, konuşacakları ve anlatacakları konu başlıklarını Harun Tokak, Mustafa Yeşil, Mustafa Özcan, Şerif Ali Tekalan, Mahmut Akdoğan, Cemal Uşak, Erkam Tufan Aytav, Ekrem Dumanlı gibi sadık ahmakların eline verip dikte ederler. 

Onları konuşturarak sonuç bildirgesini FETÖ’nün duygu ve düşüncesine bağlayarak açıklarlar. Ceplerine şişkin dolar zarfları konulur ve hediyeler verilir, unvan kazandırarak, konferansa katılım ücretleri adı altında, hakkı huzur diyerekten onları kendilerine transfer ederler.

FETO’ya bu prestij ile dünya imamı, dünya adamı, barış adamı olarak unvan kazandırılır. Zaten Gazeteci Yazarlar Vakfı’nın kurulduğu zaman, şuur altında bu plan olduğu belliydi. FETO önce gazetecilere ve siyasilere bir havuç uzattı ve atlayanların hepsi bundan çok mutlu oldu, ödüllendirildi, fotoğraflar çekildi, Medya dünyasında büyük kardeşlik grup fotoğrafları yayınlandı, Uluslararası Türkçe olimpiyatları maskesiyle herkes bundan memnun ve mutlu oldu. 

FETO’nun daha önce televizyonlarda yayınladığımız bir görüntülü sohbetin de, eğer bu hizmete benim yüzümden bir zarar gelecek olursa, dinimin haram kıldığı intiharı yaparım, yeter ki arkadaşlarımıza zarar gelmesin dediğini yayınlamıştık. 

Şimdi ise görülüyor ki: Zaman gazetesi, STV, yazarlarına ve diğer kurumlardaki en önemli üst rütbeli görevlerde bulunan kişilere gelen ağır cezalar ve müebbet hapisler, FETO’yu çok ilgilendirmiyor, çünkü onlar misyonunu tamamlamış, FETO da hayal dünyasındaki ulaşacağı merhalelerde, bir hayli mesafe almış durumda olduğunu düşünüyor.

Dünyanın 168 ülkesinde 3 binin üzerinde okul ve 200’ün üzerinde üniversitesi ile TUSKON’un dağılması ile dünyaya yayılan ticari yapılanmaları, diyalog ve kültür merkezleriyle 20 yıldan aşkın bir sürede işadamlarının meydana getirdiği yurtdışı yeni holdingler, ayrıca medya kuruluşları ile olan faaliyetlerini de düşünürsek, istediği güce ulaştığını görürüz. 

Türkiye’deki kullandığı transfer edilmiş Medya mensupları ise, kağıt mendil gibi bir kenara atılmış durumda. Üst üste alınan bu cezalarla ilgili hiçbir şekilde bir açıklamada bulunamıyor. Kendisini güç olarak zirvede hissettiği zaman, 15 Temmuz darbesini yapmaya kalkıştı. Başarıya ulaştıramayınca, iki senedir değişik yalanlarla, vaatlerle, tarihler vererek dağılmayı önleyecek faaliyetlerini sürdürdüğü ve içerdekilere umut ışığı, dışarıdakileri de büyük kahramanlar olacaklarını anlatarak, dayanmaya davet etti. 

En son 24 Haziran seçimlerinde her şeyin biteceğini ve uzun adamı indireceklerini el altından anlatarak, Türkiye’nin yeniden işgal edileceğini, kendilerinin istediği hedefe ulaşacağını duyurup, en son ümit tarihini de kullanmış oldu. Şimdi buradan da istediği neticeyi alamayınca, gerçekten çılgına dönmüş olan FETÖ’nün çok tehlikeli bir evreye girmiş olduğunu unutmayalım.

Canavarlar yara aldıkları zaman daha tehlikeli ve eskisinden daha saldırgan olurlar. 

Her gün almış olduğumuz haberlerde görüyoruz ki; Emniyet ve askeriyede üst düzey görevliler, muvazzaf kimseler, kamu kurumlarında, bakanlıklar da, özellikle üniversitelerde FETÖ’cü olduklarına dair pek çok belgeler olmasına rağmen, birileri tarafından devletteki görevlerine devam ettirilmektedirler. 

Üst üste gelen müebbet ve ağır cezalar, genellikle örgütün vitrine koymak üzere transfer ettiği Ahmet Turan Alkan, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Şahin Alpay, Ali Ünal, Mustafa Ünal gibi vitrin FETO’cuları ile beraber Aladdin Kaya, İlhan İşbilen ve FETO’nun akrabası Kazım Avcı gibi kimselerdir. Bu ağır müebbet hapis cezalarıyla örgüte adeta ceza yağdı. 

Şimdi Cumhurbaşkanımızın yeni ofis sistemi ile bu işi tek elden yürüteceği yeni bir örgütlenme ve FETÖ ile ilgili mücadele safhasına girildi, en büyük sıkıntı örgüte mensup olanların FETÖ içerisinde, kaçlık derecede görevli olduğunu, hangi suç seviyesi için nasıl bir ceza verileceğini, hangi cezanın uygulanacağının netleşmesi gerekmektedir. 

Savcı ve hakim arkadaşlarımıza kesin ölçüler belirtilerek, önlerinin açılması ve onların tereddütten kurtarılması zamanıdır. Normal suçlulara göre değerlendirilen ölçülerle, FETÖ mensuplarının derecelendirmesi ve cezalandırılması mümkün olmayacaktır.

Çünkü bu örgütün kendine mahsus kuralları, kendine özgü davranışları ve elemanları vardır. Bu hayalet yapının, hayalet bir şekilde mücadele edilecek bir yol haritasına ihtiyacı vardır. Yoksa çok büyük yanlışlıklarla şekilden şekle, kılıktan kılığa giren bu örgüt mensupları, yine devletimizi kandıracaklar, yine cumhurbaşkanımızı maskelerle aldatacak, kamufle olarak Cumhurbaşkanımızın en hayati işlerde dibine sokulabilecekler ve ülkeye büyük zararlar verebileceklerdir. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23