İsrail ve ABD’nin ortak katliam planı
Gazze’de olup bitenleri hâlâ “çatışma” olarak tanımlayanlara sözüm yok, Sözüm olsa da anlayacaklarını sanmıyorum.
Bu, düpedüz bir soykırım.
Ve bu soykırımın planlayıcısı da, destekleyicisi de çok açık.
Eli kanlı İsrail ve onun emperyalist hamisi Amerika Birleşik Devletleri.
İsrail parlamentosunun muhalif milletvekili Ofer Cassif’in söyledikleri, artık inkâr edilemez bir gerçeği tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
Cassif, İsrail’in Gazze’ye yönelik son saldırılarını, Trump döneminde hazırlanan “etnik temizlik planının” bir parçası olarak değerlendiriyor.
Haklı.
Çünkü İsrail’in yaptığı, ne güvenlik kaygısı ne de rehineleri kurtarma çabası.
Yapılan şey açık.
Gazze’yi haritadan silmek, Filistin’i Filistinlilerden arındırmak, ardından bu topraklara çöreklenmek.
Üstelik bu işgalin arkasında sadece Netanyahu’nun ırkçı hükümeti yok.
Trump gibi faşist zihniyetli, savaş sever liderlerin bizzat desteklediği bir proje bu.
Cassif’in de dediği gibi, “Trump, Gazze’deki etnik temizliği açıkça destekliyor.” Yetmedi, en güçlü silahları verdi.
Ne için?
Daha fazla çocuk ölmesi için.
Daha fazla sivilin enkaz altında kalması için.
Çünkü emperyalizmin gözü dönmüşlüğünde vicdan, ahlak, insanlık diye bir şey kalmaz.
İsrail yönetimi, ateşkes masasına hiçbir zaman samimiyetle oturmadı.
Sözde bir ateşkesin arkasına saklandılar, sonra 40 gün sonra kendi imzalarını bile çöpe atıp soykırımı yeniden başlattılar.
İki gün içinde yaklaşık bin Filistinliyi katlettiler.
Çoğu çocuktu.
Birleşmiş Milletler’in utanç içinde sessizliğe gömüldüğü, dünya basınının görmezden geldiği bir katliam yaşanıyor.
Hem de gözümüzün önünde.
İsrail’in 2017’de duyurduğu “Smotrich Planı” da artık kağıt üzerinde kalmadı.
Adım adım hayata geçiriliyor.
Batı Şeria’da etnik temizlik, Gazze’de kitlesel kıyım...
Bunların tamamı bir “terörle mücadele” yalanıyla meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Terörist olan kim peki?
Tankla, bomba yağdırarak çocukları öldüren mi, yoksa işgal edilen topraklarda yaşam mücadelesi veren mi?
Artık bu yalana bir dur demeliyiz.
İsrail’in yaptığı şey savaş suçu değil sadece.
İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Ve ABD bu suçun baş ortaklarından biridir.
Biden ya da Trump fark etmez.
Fark eden tek şey şu.
Hangi yönetim olursa olsun, ABD emperyalizmi israil’in soykırım makinesine her zaman yakıt sağlamıştır.
Filistinliler topraklarından sürülüyor.
“Filistinlilerin olmadığı bir Filistin” hedefleniyor.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bir halkın yok edilmesi demek.
İşte bu yüzden sesimizi yükseltmek zorundayız.
Çünkü susmak, bu cinayete ortak olmaktır.
İsrail’in barbarlığına, ABD’nin kanlı ortaklığına karşı konuşmak, sadece Filistin’in değil, insanlığın onurudur.
Allah'a emanet olun ..