• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mustafa Armağan
Mustafa Armağan
TÜM YAZILARI

Sultan Vahdettin, İngilizlerle gizli anlaşma yaptı mı?

15 Aralık 2024
A


Mustafa Armağan İletişim: [email protected]

Sultan Vahdettin, İngilizlerle gizli anlaşma yaptı mı?

MUSTAFA ARMAĞAN

Okurlarım sağdan soldan duyduklarını bana sorar. İşte o sorulardan biri: 

“Sultan Vahdettin’in İngilizlerle yaptığı gizli anlaşmadan bahsetmiyorsunuz?”

Bahsetmediğim doğru ama neden? Sebebi basit: Sahte olduğu için...

Bunu ben demiyorum, Türk Tarih Kurumu’nun Belleten dergisindeki makalesinde Prof. Dr. Salâhi R. Sonyel diyor. (Sayı: 135, Temmuz 1970, s. 437-462)

Bazı Kemalist tarihçiler ile Atatürk’ün sırtından para kazananların sık sık gündeme getirdiği ve Sultan Vahdettin’in “hainliği”nin kanıtı olduğunu iddia ettikleri 12 Eylül 1919 tarihli bu sözde gizli anlaşmaya yakından bakalım.

İddiaya göre Sadrazam Damat Ferid Paşa ile büyük bir ihtimalle İngiliz Gizli Haber Alma Servisi’nin (British Intelligence Service) elemanları oldukları anlaşılan üç Levanten’in imzalarını taşıyan gizli bir anlaşma yapılmıştır. İşin garibi, anlaşmada İngiltere adına imzaları bulunan M. S. Francer, H. Morlan ve G. Churchill adlı üç “eleman” da nedense İngiliz yetkililer dâhil kimse tarafından tanınmamaktadır! Koca İngiltere “devlet-i fahîmânesi” Osmanlıyı teslim alacağı “kritik” anlaşmayı imzalama işini adı sanı belirsiz subaylara mı bırakır?

İşin aslı şudur: 1919 Aralık’ında Fransız kaynaklı bir söylenti çıkar: Sultan Vahdettin’in onayladığı söylenen sözde gizli anlaşmanın hükümlerine göre İngiltere, Türkiye’nin bütünlük ve bağımsızlığını korumayı üstlenmekte, İstanbul başkent olarak Osmanlı’da kalmakta, Boğazlar’ın denetimi İngilizlere verilmekte ve Kürdistan devletinin kurulması vaat edilmektedir. Buna karşılık, Osmanlı Devleti Hilafetin gücünü izin verdikleri bölgelerde İngiltere lehine kullanacak, Kıbrıs ve Mısır üzerindeki haklarından vazgeçecektir vs. 

Haklı olarak soracaksınız: Ortalıkta bir rivayet dolaşmakla kalmamakta, taş gibi bir “belge” de sunulmaktadır. Ona ne diyeceksiniz?

Doğru, bir “belge” var da, ne kadar sahicidir? Göreceğiz.

Rivayete göre bu gizli belgeyi Fransız istihbaratı ele geçirip yayımlamış ve bu kasıtlı yayın, kısa zamanda maksadına ulaşmıştır. Zira böyle anlaşma yapıldığı duyulur duyulmaz işgal ittifakına bomba düşmüş gibi olur. Fransızlar, İtalyanlar, hatta Amerikalılar İngiltere’ye bozulur. İtilaf kuvvetlerinin arasına kara kedi girmiş olur. (Yazının sonunu bekleyin lütfen.)

Ne var ki, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği de yapmış olan Prof. Dr. Yusuf Hikmet Bayur belgeyi arşivlerde aramış, taramış, bulamayınca da suçu Sultan Vahdettin’e atmış; belgenin ya onun tarafından ‘yok edildiği’ veya yurt dışına kaçarken ‘yanında götürdüğü’ tahmininde bulunmuş. Ne var ki yanıldığı çok geçmeden anlaşılacaktır.

Mesela Nutuk’ta, Sadrazam Damat Ferid Paşa aleyhine eline geçen bütün fırsatları sonuna kadar değerlendiren Mustafa Kemal Paşa, nedense bu elini olağanüstü derecede güçlendirecek olan sözde “gizli anlaşma”dan hiç mi hiç söz etmez. Hatta 12 Aralık 1919’da, yani anlaşmanın imzalandığı söylenen tarihten 3 ay sonra Kâzım Karabekir Paşa›ya çektiği telgrafta anlaşma belgesinden söz eder lakin belgenin doğrulanması ve aslının ele geçirilmesi için çalışılmakta olduğunu da ekler. Gerçekliğinden emin olmadığı için de belgeyi 1927’de yazdığı Nutuk’a almaz. 

Yalnız bizim arşivimizde değil, Londra’daki National Archives’da da belgenin aslı bulunamamıştır. Diyelim bizdekini Halife Vahdettin giderken kaçırdı, Lozan imzalandıktan sonra İstanbul’da 3 ay kalan İngilizler neden ifşa etmedi belgeyi? 

Kaldı ki, İngiliz işgal yetkilileri anlaşma haberini aldıklarında Lord Curzon’a, belgede adları geçen 3 subayı tanımadıklarını, “uydurma olduğu şüphe götürmeyen” bu belgenin, İngilizler ile diğer İtilaf güçlerinin arasını açmak üzere maksatlı olarak düzenlendiğini dahi yazmıştır. Curzon da kesinlikle uydurma olduğu kanaatindedir ki bunu Sir George Buchanan’a gönderdiği kapalı telgrafta açıkça belirtmiştir. 

Dolayısıyla yalnız onu Padişaha karşı bir koz olarak kullanmak isteyecek Mustafa Kemal Paşa tarafından değil, Padişahın tarafını tuttuğu söylenen İngilizlerce dahi resmen teyid edilmemiş bir düzmece (fake) belge karşısındayız.

Belgenin sahte olduğunu ileri süren Prof. Sonyel makalesinde şu hükme varır:

“Damat Ferid ile İngiltere arasında böyle bir anlaşma imzalanmamıştır. Belge ya İngiltere’ye doğru kaymakta olan Osmanlı yönetiminin yüzünü kendilerine çevirmek isteyen Fransızlar tarafından uydurulmuştur (ki bu durumda epey işe yaramış ve kısa bir süre sonra Damat Ferid Sadrazamlığı kaybetmiştir), ya da Damat Ferid, hem İngiliz, hem de Fransız Gizli Haber Alma Servislerinde “çifte ajan” olarak görev yapan üç Levanten tarafından aldatılarak böyle bir belgeye imza atmıştır.

Ancak ilginç olan nokta, sahte dahi olsa belgede Sultan Vahdettin’in iddia olunan imza veya onayının bulunmamasıdır; hatta Damat Ferid’in imzası da taklittir! Nitekim Damat Ferid, Nisan 1920’de 4. kez Sadrazam olduktan sonra anlaşmayı kendi ağzından yalanlayacaktır. İngiliz işgali altındayken yapılan bu yalanlama anlaşmanın olmadığının en kesin delillerindendir. 

Burada şu da sorulmalı: Bir Sadrazam’ın İngilizlerin bile tanımadığı üç istihbarat subayıyla yaptığı “gizli” anlaşma, devleti için ne kadar bağlayıcı olabilir ve ne kadar ciddiye alınabilir?

Bunlar neyse de size asırlık iddiaları bitirecek belge sunacağım.

Eğitimini Sorbonne Üniversitesi’nde tamamlayan Hasan Yıldız’ın Fransız arşivlerinde yaptığı araştırmada anlaşma metninin sahte, yani Fransız istihbaratı tarafından “üretilmiş” kesin olarak ortaya çıkmıştır. Fransız Devlet Arşivleri’nde önce sahte belge bulunmuş, sonra da onun sahte olduğuna dair başka belgeler ortaya çıkarılmıştır.

Aşağıda okuyacağınız yazışma Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından ilgili yerlere uyarı olarak gönderilmiş ve malum anlaşmanın sahte olduğu ve ciddiye alınmaması istemiştir.

İşte o gizli belge. 

“Milletler Cemiyeti Fransız Servisi’nden Ticaret ve Politik İşler Müdürlüğü’ne

Paris, 9 Kasım 1921 Gizli

Matin gazetesi tarafından bugün yayınlanan sözde İngiliz-Osmanlı gizli anlaşma metni 1919 yılı Ekim ayı sonunda, kendi istihbarat servisinde gizli bir ajan bulunduran General Franchez’in kurmay şefi Albay Bouchez tarafından İstanbul’daki Fransız Yüksek Komiserliği’ne bildirilmiştir. Bir muhbir tarafından Sadrazamlıktan gizlice alınan bu belge birkaç saatliğine Albay Bouchez’e ulaştırılmıştır. Kendisine sunulan bu belgede Yüksek Komiserlik birinci tercümanı Ledoulx, Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın imzasının sahteliğini hemen tanımıştır. Sözde anlaşmanın diğer üç İngiliz imzacısına gelince: İngiliz Yüksek komiserliğinde hiçbir unvana sahip değillerdir ve şahsiyetleri üzerine hiçbir bilgi edinme imkânı olmamıştır. Diğer taraftan Sadrazam’ın imzasının sahteliği tartışılan belgenin izlenim olarak ciddi bir araştırmaya zor dayanabileceği doğrulanmaktadır.”    

 (Hasan Yıldız, 21. Yüzyılın Başlarında Kürt Siyasası ve Modernizm, Doz: 2006, s. 160.)

Fransız istihbaratı bile 2 yıl sonra belgenin sahte olduğunu bildirmiş ama bir yere bildirmeyi unutmuş sanırım. Türkiye’nin İnkılap Tarihçilerine. O İnkılap Tarihi ki bizden başka dünyanın hiçbir yerinde “Tarih” niyetine okutulmamaktadır.


2001 yılındaki ziyaretim sırasında Sultan Vahdettin'in kabri başında çekilen fotoğrafım.
Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

MUZAFFER..

ELİNE SAĞLIK HOCAM ALLAH C.C RAZI OLSUN ÖMRÜNÜZ BEREKET VERSİN İNŞALLAH AMİN, UTANMAZLAR AR DAMARI ÇATLAMIŞ LAR PROJE PROF LARA DERS OLSUN......VATAN SEVGİSİ MAYA GİBİDİR SÜTÜ BOZUK OLANDA TUTMAZ......

El-cevap

“İstanbul İşgal Orduları Başkomutanı General Harington Cenaplarına... İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere devletine sığınır ve bir an önce İstanbul’dan başka bir yere götürülmemi talep ederim efendim. 16 Kasım 1922. Müslümanların Halifesi Mehmet Vahdettin”
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23