Cumhuriyet’te manşet: “Bu eylem Alpay’ın mecbur bırakıldığı bir yöntem”
“Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüsten” ceza almış, bu cezası İstinaf ve Yargıtay tarafından da onanmış bir hükümlünün, “Anayasayı korumak” için yemin edip vekil sıfatı kazanması akılla izah edilebilir mi?
Türkiye’de oluyor işte..
18 sene hapis cezası almış Şerafettin Can Atalay isimli TİP’li için tam olarak istedikleri ve yapmaya çalıştıkları şey bu..
Önceki gün TBMM’yi, bu trajedinin bir parçası yaptılar.
Birkaç gün önce mazlum Filistin halkının sesinin dünyaya duyurulduğu, katil İsrail’e karşı adeta özgürlüğün meşalesinin yakıldığı 15 Temmuz gazisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşananları şaşkınlık içinde izledik.
Ahmet Şık ve Alpay Özalan ekseninde yaşananlardan bahsediyorum..
AK Parti Milletvekili Alpay Özalan, TİP’li Ahmet Şık’a meclis kürsüsünde dayak attı.
Bir kere baştan söyleyeyim..
Planlı bir provokasyon..
HDP/DEM ya da alfabedeki diğer harfler..
İşte o partinin Kars vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Can Atalay oturumunda konuşma yapmak için ilk sözü alıyor..
Gülüstan hanımın tepesindeki kandil parıldıyor ve ilham geliyor bir anda..
Ne hikmetse konuşma hakkını bir başka partinin vekili olan TİP’li Ahmet Şık’a devretmek istediğini söylüyor.
Meclis tutanaklarından aktaralım:
“Başkan- Teşekkür ederim sayın Şahin. Şimdi Aleyhte Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koyiğit’e..
Gülüstan Kılıç Koçyiğit (Kars) ‘Sayın Başkan, söz hakkımı Ahmet Şık arkadaşımıza devrediyorum.’
Başkan- ‘Değiştiriyor musunuz?’
Gülüstan Kılıç Koçyiğit ‘evet’
Başkan- ‘İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a söz veriyorum. Sayın Şık buyurun’ (CHP-DEM parti sıralarından alkış)”
Kısa bir ara verip soralım..
DEM adına söz hakkı alıp, bu hakkı “Devletiniz teröristtir”, “PKK terör örgütü öyle mi” diyen TİP’liye devretmenin mantığı nedir?
İşte size Gülüstan hanımın tabiriyle “kurgulanmış saldırı.”
Devam edelim tutanaklardan..
“Ahmet Şık (İstanbul)—‘herkese merhaba. Sözü hiç uzatmayacağım, bir tespitle başlayacağım. Sizde hiç utanma yok!’ (AK Parti sıralarından gürültüler)
Başkan—‘Sayın Şık lütfen temiz bir dille konuşalım.’
Ahmet Şık—Zerre miskal utanmanız yok. Haysiyetiniz yok!
Din şarlatanlığınıza, göstermelik milliyetçiliğinize kanan, hırsızlığını, yolsuzluğunu… tüm yurttaşlar bilsin bu ülkenin en büyük terör örgütü handanlık mafyasıyla devlete çöken işte bu sıralarda oturanlar, en büyük teröristler de buradakilerdir.”
27 milyon vatandaşın oyunu almış bir partinin vekillerine karşı kullandığı ifadeler bunlar..
Bir önceki gün Mahmut Abbas’ın tarihi konuşmasına ayağındaki kırığı gerekçe gösterip katılmayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, HDP-TİP’in planlı provokasyonuna ceylan gibi sekerek geldi.
Bunu da ayrıca not düşüp devam edelim..
Ahmet Şık’ın tutanaklara yansıyan bu hakaretleri durdurulabilindi mi?
Mikrofonu kapatılabilindi mi?
Hayır.
AK Parti İzmir Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Alpay Özalan da 27 milyon seçmenin iradesine söven Şık’a müdahale etti.
Görüntüleri izledim, Alpay Özalan yumruk atmıyor, çekiştiyor ama, yine de kötü bir durum.
Şık oldu mu?
Olmadı Alpay ağabey..
Bence yakışmadı..
Kaç insan, bu sistematik hakaretler dizisine tahammül edebilir bilmiyorum?
Ama Alpay Özalan gibi naif ve barışçıl bir kişi yapmamalıydı..
Sakinliğini korumalıydın Alpay ağabey..
Tabii bunları yazarken beni bir gülme alıyor ama!..
Yok yok olmadı..
Tabii Ahmet Şık cephesinden de bakmak lazım meseleye..
Ahmet bir sürpriz yapabilir..
Eski gazetecidir kendisi. Alpay Özalan’ı arayıp bir röportaj patlatırsa şaşırmayın..
Cumhuriyet Gazetesinde, “Bu eylem Alpay Özalan’ın mecbur bırakıldığı yöntem” şeklinde bir haber çıkabilir!..
Ahmet’in röportaj yapması için illaki katilin DHKP-C’li, şehit edilenin de bir Cumhuriyet Savcısı mı olması lazım?!
Sen böyle yaparsan, birileri de çıkar, “Alpay Özalan’ı bu eyleme mecbur bırakanlar utansın” der..
Selametle..