Bundan sonraki Suriye…
Bundan sonraki Suriye…
MEHMET KOÇAK
Beklenmedik bir zamanda ve çok kısa bir süre içinde, Suriye’deki haritalar ile güç dengelerinin büyük bir hızla değişmesiyle hem 61 yıllık ‘Esad hanedanlığı’ devrildi, hem de despotik Beşşar Esed’in Rusya’ya kaçmasıyla 13 yıllık iç savaş da son buldu.
Suriye genelinde olduğu gibi tüm dünyada mülteci durumundaki Suriyeliler, sokak ve meydanlara akın ederek, Suriye’deki rejimin çöküşünü kimileri şükür secdesine kapanarak, kimileri sevinç gözyaşları içinde ve kimileri de zafer şarkıları eşliğinde büyük bir coşkuyla kutladılar.
Kısacası, yıllardır süren işkenceler, bitmeyen mahkemeler, tutuklanmalar ve sürgünler ile 13 yıldır devam eden aralıksız çatışmalarda yakılıp yıkılan şehirler, kasabalar, gerçekleştirilen toplu katliamlar ve zorunlu göçlerin sebep olduğu acılar ile yaşanan büyük trajedinin ardından Suriye halkı, dünyanın en vahşi ve en acımasız rejiminden kurtulmuş olmanın mutluluğunu yaşadı ve de yaşıyor.
Ayrıca, zalim ‘Esad Hanedanlığı’nın 61 yıllık tiranlığında çoğunluğunu Sünni Müslümanların oluşturduğu Suriye halkına reva gördüğü mezalimin sadece görünen kısmına şahit olan İslam dünyası başta olmak üzere tüm dünyada Baas rejiminin sona ermesinin memnuniyetle karşılandığına şahit olduk.
Dile kolay, yarım asrı aşkın süren faşist Baas rejimi döneminde çoğu işkence ve idam edilerek olmak üzere yüzbinlerce can kaybı yaşandı. On binlercesi uzun yıllar mahkûm edildi. 100 binden fazla insan kayboldu ve son 14 yıl süren iç savaşta 650 bin kişi katledildi ve yaklaşık 13 milyon sivil, korkunç koşullarda evlerinden uzaklaştırıldı.
‘Esad Hanedanlığı’ ve onun rejiminin çöküşünün büyük bir coşkuyla kutlanmasının sebebi bundandır.
•
Suriye genelinde çok sayıda farklı silahlı muhalif grupların varlığı, Afganistan benzeri bir iç çatışmayı beraberinde getireceği endişesi var olmakla birlikte Suriyelilerin en büyük korkusu emperyalist ülkelerin fiili veya siyasi müdahalelerdir.
Ancak şu bir gerçek:
Kaygıların, endişelerin ve korkular ile umutların iç içe yaşandığı Suriye’de ülkenin nasıl şekilleneceği, yeni bir anayasa ile rejimin nasıl belirleneceği konusunda var olan belirsizliğe rağmen bir iyimserlik havası hakim.
Şam’ı teslim alan ve ülkenin siyasi yapılanmasını inşa etmeye çalışan, gerçek ismi Ahmed El Şara olan Ebu Muhammed el-Colani liderliğindeki Heyet Tahrir Şam (HTŞ)’ın önerisiyle Muhammed El Beşir’in geçiş hükümetinin başbakanı olarak seçilmesi önemlibir gelişmedir.
Yeni yönetim,yayınladığı ilk bildirisinde halen eli silahlı tüm taraflara, insan hakları ve özgürlükler, toplumsal barış, huzur ve güvenlik konularında uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklere uymalarının şartı olduğu konusunda hem uyarıyor hem de yeni yönetime destek olmaları konusundaki çağrılarını tekrarlıyor.
Suriye’de yeni bir devlet nizamını inşa etme konusunda ilerlemenin yolu, ‘Beynelmilel Hukuk’ ilkeleri temelinde insani değerlerin korunması ve yaşatılmasından geçtiği konusunda Türkiye’nin uyarılarının etkili olduğu anlaşılmaktadır.
Acıları dindirecek ve tüm Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü sağlayacak, huzur ve güven ile adaletli bir toplumsal uzlaşmayı sağlayacak yeni bir rejimin Suriye’de tesis edilebilmesi için Uluslararası Toplum adına hareket eden kuruluşlar ile Sivil Toplum Kuruluşları (STK) destek için harekete geçmelidir.
Dileğimiz ve duamız kardeş ülke Suriye’nin egemenliğinin, toprak bütünlüğünün, birliğinin ve bağımsızlığının yeniden sağlanmasıyla ‘yeni bir Suriye’ inşa ederek huzur ve güvene kavuşmasıdır.